حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BRu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu2013001 |
H. 19 Rabi’-ul Âhir 1435 M. Çarşamba, 19 Şubat 2014 |
Basın Açıklaması Daily Mail Yazarı Richard Littlejohn: "İfade Özgürlüğü" Nefreti Kışkırtacak Derecede Genişletilirse
Richard Littlejohn, 18 Şubat 2014 tarihinde Daily Mail'de Cihatçı Çocukların Eğlenceli Tema parkı [LEGOLAND] gezisi başlıklı bir makale kaleme aldı. Yazar, tema parkında düzenlenmesi planlanan aile eğlencesi gününe katılan organizatörleri, asistanları ve ziyaretçileri radikal ve teröristler olarak adlandırdı. "Erkek veya kadın Müslüman, daha dindar oldukça şiddet eylemlerine ve cinayet işlemeye daha meyilli oluyor" diyerek kendi yanlış algısını desteklenmeye çalıştı.
Hizb-ut Tahrir / Britanya Medya Temsilcisi Taci Mustafa, yazarın bu makalesine şöyle bir yorumda bulundu:
1- Hiç şüphesiz ki bu makale, yardım edenler ve o gün katılmayı planlayanlar dâhil organizatörlerin imajını karalama girişimidir. Makale, faşist bir dil kullanarak Müslümanları "İslamcı nefret vaizleri" olarak betimliyor. Sonra yazı, Daily Mail okuyucularının zihninde defalarca suç ve şiddet eylemlerinde adı geçmiş kişiler ile irtibatlandırılarak bireylerin itibarını lekelemeye çalışıyor.
2- Kuşkusuz makale, İslam'a göre yaşamaya çalışan Müslümanlar ile alay ederek toplumun bazı kesimlerinde Müslümanlara karşı nefreti kışkırtıyor. Makale, aile gezisini aktarırken alaycı bir dille konuya başlıyor ve katılımcıların bombalama, katliam, cinayet ve intihar saldırıları gibi bir dizi şiddet eylemlerine sabah namazı ve kadın erkek ayrımı gibi yumuşak bir geçişle işe başladıklarını belirtiyor. Littlejohn, Ram Jam Choudary gibi hayali isimler ve köfte kebap, domuz eti hakkında yaptığı şakalar ile makaleye açıkça faşist bir format veriyor. İslamcı organizatörler ile bir sözleşme imzaladığı için tema parkından nefret eden aşırı sağcılar, Littlejohn'un yeni bir kahraman olduğunu düşünebilirler.
3- Bu makale, yıllardır İslam'a karşı yapılan saldırıların ne ilkidir ne de sonuncusudur. Bu saldırıların hedefi, tüm dini değerlerini terk edip laik liberaller gibi olmaları için Müslümanları sindirmek ve korkutmaktır. İlk önce bazı politikacılar ve araştırma kurumları tarafından bir söylem geliştirildi, sonra da bazı medya organları geliştirilen söylemi kendilerine malzeme edindiler. İşte bu söylem gereği dinlerini yaşayan Müslümanları, radikal veya İslamcı olarak yaftaladılar. Bunlar, terörist ya da cihatçılardan sadece bir adım uzaklıktadır. George Bush gibi Neo-Con'lar, Tony Blair gibi sömürgeci liberaller, David Cameron gibi genç liberaller bu söylemi yayıp teşvik ettiler. Bunlar, İngiltere ve Avrupa'da itaatkâr Müslüman topluluk inşa etmeyi umut ediyorlar. İslam dünyasında ise İslami kalkınma ve birlik arzusunun kökünü kazımak umudundalar. Bu yüzden stratejik dost ya da ajan yönetim sistemleri tarafından yönetilen zayıf laik ulusal devletleri korumaya çalışıyorlar.
4- Objektif olduğunu iddia eden medya organları, politikacıların muhasebe edilmesinde, fikirlerin tartışılması ve incelenmesinde ciddi roller üstlenmelidirler. Ama basın özgürlüğü adı altında sürekli nefret tohumları saçarlar ve sistematik olarak başkalarının itibarını karalarlarsa, o zaman tek yaptığı şey nefret ve şüphe algısı oluşturmak, başkalarının dini inançlarına hakaret etmek olur. Bu durumda Daily Mail gibi gazeteler, hiciv, mizah ve karikatür yoluyla Müslümanların bakış açılarına saldırırlar. Bu da açıkça gösteriyor ki bu tür gazetelerin basın özgürlüğü, alaycı politikadan para kazanan baronların iradesine bağlıdır. Çünkü bu gazetelerin sahibi, o baronlardır. Günlük her türlü düşmanlık ile karşı karşıya kalan kurbanların değil. Bu durum bize bu tip insanlardan sakındıran Kuran'ı Kerimin şu uyarısını hatırlatıyor: وَيْلٌ لِّكُلِّ هُمَزَةٍ لُّمَزَةٍ الَّذِي جَمَعَ مَالًا وَعَدَّدَهُ يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُ أَخْلَدَهُ "Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline! O, malının, kendisini ebedîleştirdiğini sanır." [Hümeze 1-3]
5- Müslüman topluluklara yönelik mesajımız odur ki haklarında dönen dolapların farkına varsınlar. Medya tarafından sürekli alay edilen ve karalanan İslami değerlere sarılsınlar ve bu yüce İslam dinini doğru şekilde anlasınlar. Topluluklar, onu canlı tutmaya çalışsınlar ve çevremizdeki herkese saf ve berrak İslam modelini taşısınlar.
6- Müslüman toplulukların, bu tür saldırılara sessiz kalmaları caiz değildir. Çünkü bizim sessizliğimiz, İslam'a saldırmak isteyenlerin gözünde bizim bu çirkin saldırıyı kabul ettiğimiz şeklinde yorumlanabilir. Aksine bu tür saldırılara yönelik yanıtımız çok net ve açık olmalıdır. Ki bu insanlar, dinimiz üzerinde bizim asla pazarlık yapmayacağımızı bilsinler. Her kötü anlayışa yanıt vermeye ve bu konuları saygılı bir üslupla tartışmaya hazır olduğumuzu görsünler.
7- Daily Mail ve Richard Littlejohn, kamuoyunun alaycı, abuk sabuk, dedikodu ve karalama değerlerine alternatif bir değeri hak ettiğini bize öğretmiştir. Eğer gerçekten bu değerlerini ve İslam ile ilgili her şeyi bizimle tartışmak isterlerse, gönül rızasıyla biz tartışmaya hazırız.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@hizb-ut-tahrir.info / press@hizb.org.uk |