Hizb-ut Tahrir / Danimarka, 30 Ekim 2020 Cuma günü Kopenhag’daki Fransız Büyükelçiliği önünde bir protesto düzenledi. Protestoda Müslümanların Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve İslami kutsalların küçümsenmesini, hakarete uğramasını ve alaya alınmasını kabul etmeyecekleri dile getirildi. Fransız politikacılar, defalarca İslami kutsallara hakaret ettiler.

Ayrıca Fransa’nın İslam karşıtı politikasını da protesto ettik. Diğer bir deyişle İslami giysiler ve sembollerin yasaklanması, Müslümanların adreslerine düzenlenen keyfi baskınlar, İslam karşıtı retorik ve propaganda, Müslüman ülkelerdeki savaş, camilerin zorla kapatılması, barışçıl aktif politik Müslümanların sürgün ve tutuklaması protesto edildi. Fransa, gerçek bir polis devleti gibi hareket ediyor.

Küstah Cumhurbaşkanı Macron ve Fransa liderliğinde agresif Müslüman karşıtı politika izleniyor. Diğer yandan ikiyüzlü olarak ifade özgürlüğünden bahsediyor. İfade özgürlüğü açıkça Müslümanlar için geçerli değildir, sadece Müslümanları şeytanlaştırmak ve zulmetmek isteyenler için geçerlidir. Politikacıların önderliğindeki bu damgalama, toplumda düşmanca İslam karşıtı iklime neden oldu.

Örneğin geçen hafta 22 Ekim 2020’de iki başörtülü Müslüman kadın Eyfel Kulesi’nde bıçaklandı. Fransız politikacılar, bu korkak saldırıyı kınamadı ya da saldırı Batı medyasında büyük ilgi görmedi.

Öte yandan Fransız politikacılar, alelacele Macron’un “İslamcı terör” olarak tanımladığı Nice Kilisesi’ndeki bıçaklı saldırıyı kınadılar! Hatta tüm Fransız Müslümanlarından İslam ile hiçbir ilgisi olmayan bu gayri İslami eylemi kınamaları talep edildi. Buna karşılık Macron, Fransa’nın Cezayir sömürgeciliği sırasında 10 milyon Cezayirli katliamını bir “hata” olarak nitelendirdi!

Biz, Hizb-ut Tahrir / Danimarka olarak, Batı ülkelerindeki hükümetlerin izlediği İslam karşıtı politikaya karşı politik ve entelektüel faaliyette bulunmaya çağırıyoruz. Sivillerin öldürülmesini kınıyoruz. Sadece Fransa’nın değil tüm Batılı ülkelerin, Müslüman ülkelerde işlediği bireysel ve kitlesel katliam ve saldırılarını şiddetle kınıyoruz.

Ayrıca Fransa’nın İslam karşıtı düşmanca politikasını da kınıyoruz. Yine popülerlik kazanmak, ihanetleri, yolsuzlukları ve Müslümanların haklarını ihmalkârlıklarını örtbas etmek için Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in mübarek ismini kullanan Müslüman ülkelerdeki yöneticileri de telin ediyoruz.

Tüm Müslümanları, İslam’a ve Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e mutlak sadakatleri konusunda sağlam durmaya çağırıyoruz. İslam dünyasında tüm Müslümanları temsil eden, kutsalları ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i koruyan İslami Hilafet için çalışıyoruz.