Hizb-ut Tahrir/Danimarka’nın bir üyesi daha, Filistin’in kurtuluşu için halka açık konuşmalar yaptıktan sonra ceza yasasını ihlal etmekle suçlandı. Bu kriminalizasyon girişimi, Başbakan Mette Frederiksen’in siyasi emriyle yürütülüyor. Başbakan, kuvvetler ayrılığını çiğnemesi ve Filistin yanlısı göstericilere karşı suç duyurusunda bulunması için Adalet Bakanını polise ve savcılığa baskı yapmak üzere gönderdi.

Bu, Gazze’deki soykırımı açıkça desteklemeleri nedeniyle Batılı hükümetler ve medyanın üzerinde büyük bir kamuoyu baskısı olduğu bir dönemde gerçekleşti. Çaresizliğin etkisiyle siyasi gözler, cihat yoluyla Filistin’i kurtarmak için çevredeki ülkelerin ordularına çağrıda bulunan Müslümanlara çevrilmiş durumda.

Bu suçlamalar yalnızca Hizb-ut Tahrir üyelerine yönelik olmayıp, genel olarak Filistin yanlısı sesleri, özel olarak da Müslüman sesleri susturmaya yöneliktir. Diğer Müslümanlar da benzer suçlamalarla karşı karşıya kalırken, Siyonist yanlıları hiçbir soruşturma ve kovuşturmaya maruz kalmadan soykırıma açıkça destekliyorlar.

Terörist sempatizanı bir hükümetten, elbette tutarsızlık, yalan ve ikiyüzlülükten başka bir şey beklenmez.

Siyasi tehdit ve soruşturmalar çağrımızı asla yavaşlatmayacaktır. Filistin’in kurtuluşuna çağrıda bulunmak, bir onurdur ve İslami bir vecibedir. Askeri işgal, askeri harekatla ortadan kaldırılır. Hizb-ut Tahrir’in mesajları, Yahudi karşıtlığı ve Yahudilere keyfi saldırıda bulunmak çağrısı olarak algılanamaz. Mesajlar işgalle ilgilidir, Yahudilikle ilgili değildir.

Hizb-ut Tahrir / Danimarka, tüm Müslümanları, haysiyet ve onuru dumura uğramamış tüm insanları, Filistin’i vahşi Siyonist işgalden kurtarma çağrısına devam etmeye ve Danimarka hükümetinin izlediği insanlık dışı politikalara karşı açıkça ve yoğun bir şekilde muhalefet etmeye çağırıyor.

Üyelerimizin, kadın ve çocukların toplu katliamını ve soykırıma uğramasını destekleyen bir hükümete karşı Filistin’in, çocukların, sivillerin yanında yer almalarından dolayı saldırıya maruz kalmaları bir onurdur. Batı’nın özgürlük, hümanizm ve insan hakları gibi sözde “değerleri” Gazze’nin yıkıntıları altında kalırken, gerçek değerler İslam’dadır. İslam, işgale, zulme ve katliamlara sessiz kalınmasına izin vermez. Tüm umutsuz gözdağı verme girişimleri bu gerçeği değiştiremez.

Sessizliğe gömülmesine asla izin vermeyeceğiz.

Elias Lamrabet
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Danimarka
Medya Temsilcisi