Allah'ın şiarlarına olan saygıdan ve O'nun bu mübarek günlerdeki rahmetine olan inancımızdan dolayı Hizb-ut Tahrir / Fas olarak biz, Allah'ın hacılara ve mümin kullarına bahşettiği sevinç ve mutluluğu tüm içtenlikle paylaştığımızı vurgulamak isteriz. Hizb-ut Tahrir Emirine, gençlerine ve ümmetimize en güzel dileklerimizi sunuyor, günahlarımızın bağışlamasını, kusurlarımızın örtülmesini, itaatlerimizin kabul edilmesini, bize açık bir zafer ve büyük bir fetih verilmesini candan temenni ediyoruz. Ki o büyük zafer, gökyüzü ve yeryüzü sakinlerinin kendisinden razı olduğu Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletidir.

Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber. Bu günler, İslam ümmetinin birliği ve dirliği için bir gösterge olsun. Vatani ve milliyetçi duygular onları ayırıp parçalamasın. Rableri bir, dinleri bir, kıbleleri bir, bağları bir olsun. Allahu Ekber ve Lillahi'l Hamd. Hac ibadetleri, bizlere La İlahe İllallah, Muhammedün Rasûlullah bayrağı altında Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti içinde Müslümanların birliği için çalışmanın farziyetini hatırlatsın.

Ey İslam ümmeti çocukları ve güçlü müminler! Kâfirlerin tahtlarını sarsan, La İlahe İllallah, Muhammedün Rasûlullah bayrağını dalgalandıran güçlü otorite sahibi Raşidi Halifeye biat etmek için Hizb-ut Tahrir'le çalışanlarla birlikte çalışın ki kâfirlerin, saldırganların ve müttefiklerinin planları çöksün, dağınık ve param parça olan Müslümanlar bütünleşsin, İslam ikame olsun, Halife bizleri Allah'ın izniyle tekbir ve tahlillerle zaferden zafere, izzetten izzete önderlik etsin.

Bocalayan güç ve kuvvet ehli güçlü Müslüman çocuklarının akıl ve kalplerine hitaben de deriz ki, çalışın, çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ, saldırganların tuzağından, hilekârların hilesinden daha büyüktür. O'nun karşısında zorluklar küçülür, kapılar açılır ve o kapılardan Rablerin Rabbi katından yardımlar gelir. Şu hac günlerinde şunu da hatırlatırız ki Kâbe'nin kutsaldır, ama Doğu ve Batıda akıtılan Müslümanların kanı daha kutsaldır. Abdullah ibn Ömer'den rivayet edildiğine göre "Ben, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'i Kâbe'yi tavaf ederken gördüm, şöyle diyordu:

مَا أَطْيَبَكِ، وَأَطْيَبَ رِيحَكِ، وَأَعْظَمَ حُرْمَتَكِ، وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ، لَحُرْمَةُ الْمُؤْمِنِ أَعْظَمُ عِنْدَ اللَّهِ حُرْمَةً مِنْكِ، مَالُهُ، وَدَمُهُ، وَأَنْ نَظُنُّ بِهِ إِلا خَيْرًا "Sen ne güzelsin, kokun da ne hoştur. Sen ne kadar büyüksün, hürmetin de çok büyüktür. Muhammed'in nefsi elinde olan Allah'a yemin olsun ki, Allah katında müminin hürmet ve kıymeti senin hürmetinden daha büyüktür. Onun malını, kanını haram kılmış ve bize mümin hakkında ancak hayır düşünürüz." Ümmetin ve çocuklarımızın kanının kutsallığını, kadınlarımızın ırzını, bizim bu çağrımıza yanıt vererek, destekleyerek, davetimize yardım ederek savunun ki ilk Ensar gibi olasınız. وَالَّذِينَ آمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ آوَوْا وَنَصَرُوا أُولَٰئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ "İman edip de Allah yolunda hicret ve cihat edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır." ^{[Enfal 74]}