Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, 20 Şubat 2018 Salı akşamı BM Güvenlik Konseyi’ne bir barış planı sundu. Plan, iki devletli çözümün canlandırılması ve barış görüşmelerine yeniden başlanılması için uluslararası bir konferans düzenlenmesini öngörüyor. Bilindiği üzere iki devletli çözüm, kutsal toprakların büyük bölümünde Yahudi varlığının işgalini meşru sayıyor, Filistin devletini “kalıcı olarak” silahlardan arındırıyor. Filistin devletini Yahudi varlığının bekçisi yapıyor, normalleştirme için bir köprü haline getiriyor. Kudüs’e uluslararası bir statü veriyor ve Filistin’e uluslararası güç ve üçüncü taraf adı altında başka bir işgalcinin yerleştirilmesini ön görüyor...

Abbas ve zümelası, Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi’nin “Barışın” sağlanması ve ilgili uluslararası kararların uygulanması konusunda başarısız kaldığını kabul ediyorlar. Öte yandan bu sömürgeci kuruluşa, Amerika ve Batı ülkelerine bel bağlamaya da devam ediyorlar. Yahudi varlığının sömürgeci güçlerin güdümünde olduğunu biliyorlar. Yine de sömürgeci güçlerin arabuluculuk ve kararlarına razı geliyorlar. Abbas ısrarla zorba BM’nin ipiyle kuyuya iniyor. Dahası BM’yi, piramidin zirvesi, dünyanın en yüksek noktası olarak görüyor. Ötesinde Sidretü’l münteha var!

كَبُرَتْ كَلِمَةً تَخْرُجُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ إِن يَقُولُونَ إِلَّا كَذِبًا“Ne büyük bir söz ağızlarından çıkan! Onlar ancak yalan söylüyorlar.”^{[Kehf 5]}

Girişim sunmak ve yeni şeyler üretmek, yapanların bile saygı göstermediği kararlara tutunmakla mı olur? Mademki mümin bir delikten iki kez ısırılmaz, o halde Abbas, daha ne zamana kadar zavallı BM kararlarının uygulanması çağrısında bulunacak? Kaldı ki BM, Filistin sorununa ilişkin BM Genel Kurulu’nda alınan 705, BM Güvenlik Konseyi’nde alınan 86 kararın uygulanmaması için komplo kurmadı mı? Abbas, Filistin Yönetimi ve FKÖ’nün, ibret almak ve ders çıkarmak için kaç kez ısırılması gerekiyor? Madrabazlık ve düzenbazlık daha ne zamana kadar devam edecek?

Trump’ın, Kudüs’ü Yahudi varlığının başkenti olarak tanıma kararını yok hükmünde sayan FKÖ, Filistin Yönetimi ve Başkanı, suç ortaklarıdır, hatta öncüllerdir. Hain İki Devletli çözümün “savaşçılarıdır”. Onlar, Batı ve Doğu Kudüs’ü birbirinden ayırdılar. Filistin halkını temsil ettiklerini söyleyerek işgalci Yahudi varlığının meşruiyetini ve varlık hakkını tanıdılar! Tüm bunlar, kökü pis ellerde yeşeren kötü bir ağacın yemişidir. Şimdi de Abbas, peşkeş çekme sürecini ve Filistin komplosunu tamamlamak istiyor. Bu yüzden Kudüs’ün uluslararası sorun haline getirilmesi için bir çağrıda bulunuyor. Yahudi işgaline yeni bir işgalci güç katmak için Filistin’e uluslararası gücün konuşlandırılmasını talep ediyor. Filistin sorununa ilişkin İslami derinliği ısrarla dışlıyor. Allah’ın hükmü yerine Kenanlıları referans olarak kabul ediyor!

İslam ümmeti için FKÖ, Filistin yönetimi ve bütün ajan yöneticilerin Filistin peşkeşine dur demesinin zamanı gelmiştir. Filistin, İslami bir topraktır ve çözümü de sadece İslam’a aittir diye açıkça ilan etmelidir. Yıllardır kendisini prangaya vuran ajan rejimleri ortadan kaldırarak dizginleri eline almalı ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmalıdır. O zaman sadece korku bile yetecektir zafer elde etmek için. Yahudiler ve sömürgeciler arkalarına bakmadan kaçacaklar. O gün topraklarımızı, onurumuzu ve kutsallarımızı peşkeş çeken herkes, pişman olacak, ancak son pişmanlık fayda etmez.

وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هُوَ قُلْ عَسَىٰ أَن يَكُونَ قَرِيبًا

“Ne zamanmış o?” diyecekler. De ki: “Yakın olsa gerek!” ^{[İsra 51]}