Şovu andıran bir törende mahut küstahlığıyla ABD Başkanı Donald Trump, Salı akşamı Yahudi varlığı Başbakanı Benjamin Netanyahu ile düzenlediği ortak basın toplantısında sözüm ona barış planını açıkladı. Planda Amerika ile Yahudi varlığı arasındaki sarsılmaz ittifaka vurgu yapıldı. Bölünmemiş Kudüs’ün bu gaspçı varlığın başkenti olduğu, yerleşimlerin olduğu gibi kalacağı, Yahudi varlığına ilhak edileceği, Ürdün Vadi’si üzerindeki hegemonyasının tanınacağı belirtildi. -gerekli koşullar sağlanırsa- dört yıl sonra Filistin yönetimine geride kalan toprak kırıntısı üzerinde cılız bir devlet kurulması, karşılığında bölge ülkelerinden 50 milyar dolar pompalanma taahhüdünde bulunuldu.

Trump, İslam’a olan nefretini gizlemedi. İslami terörizmin, Amerika ve bölge ülkelerinin ortak düşmanı olduğunu vurguladı!

Bu açıklama karşısında biz de diyoruz ki:

• Amerika ve Yahudilerin düşmanlık ettiği ve korktuğu İslam, Allah’ın izniyle Yahudi varlığını kökünden söküp atacak, dünyayı Amerikan küstahlığından ve kapitalist sistemin zulmünden kurtaracak, haksızlık ve adaletsizliğin kol gezdiği yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Allah’ın vahyi ve Risalet’i için seçip beğendiği ümmeti Muhammed, bukağılarından kurtulacak, tüm insanlığın nuru ve hidayeti olacaktır. Trump ve benzeri tipler, inananların sertliğini görecek, alçalmış bir şekilde İslami yönetiminin önünde diz çökeceklerdir. Yakında bu gerçekleşecektir Allah’ın izniyle.

إِنَّ الَّذِينَ يُحَادُّونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ أُولَئِكَ فِي الْأَذَلِّينَ * كَتَبَ اللَّهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ “Allah’a ve Rasûl’üne düşman olanlar var ya, işte onlar en aşağı kimselerin arasındadırlar. Allah, “Şüphesiz ben ve Rasûllerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” ^{[Mücadele 20-21]}

• Trump ve Netanyahu’nun sergilediği şovun niteliği hakkında Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَالَّذِينَ كَفَرُوا بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ “İnkar edenler birbirlerinin dostlarıdır.” ^{[Enfal 73]} Allah ve Rasûl’üne ihanet edenler, kendilerini Amerika, Rusya ve kâfirlere adayanlar gerçekliğini açığa çıkarıyor.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ * فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَى أَنْ تُصِيبَنَا دَائِرَةٌ فَعَسَى اللَّهُ أَنْ يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِنْ عِنْدِهِ فَيُصْبِحُوا عَلَى مَا أَسَرُّوا فِي أَنْفُسِهِمْ نَادِمِينَ “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet etmez. İşte kalplerinde bir hastalık bulunanların, “Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz” diyerek onların arasında koşup durduklarını görürsün. Ama Allah, yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerinde gizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar.” ^{[Maide 51-52]}

• Trump’ın açıklaması ve önceki uluslararası kararlar, köpükten öte bir şey değil, uçup gidecektir. Hilafet ve Müslüman orduları, Trump’ın açıklamasını ve uluslararası kararları çiğneyecek, Beytül Makdis’i kurtaracak, onu Hilafet Devleti ve Daru’l İslam’ın başkenti yapacak, Filistin, Müslümanlara özgü mübarek bir toprak olarak kalmaya devam edecektir.

• Trump, planın uygulanması için dört yıl gibi bir süre belirledi. Çünkü her zamanki gibi Amerika, Yahudiler ve İslam düşmanları, projelerinin uygulanması için gerekli ortamı hazırlarlar. İnsanları projelerini isteyerek ya da istemeyerek kabul etmeye zorlarlar. Bu konuda başlıca araçları ajan yöneticiler ve baskıcı kurumlardır. Oslo Anlaşması’nı kabul ettirmek ve büyük bir ihanet olmasına rağmen ulusal bir başarı olarak görülmesini sağlamak için yarattıkları iklimin benzerini yaratmak için çalışacaklardır. Yaratılacak bu yeni iklim, insanları İslam düşmanları ve Amerikan projelerine teslimiyet göstermelerini sağlayacaktır. Amerika, Mahmud Abbas’a değil sonraki kişiye bel bağlıyor. Selefinin rolünü tamamlaması için acele ettiği gibi Abbas’ın da rolünü tamamlaması için acele ediyor olabilir. Bu yüzden insanlar, aleyhlerinde planlananlar hakkında uyanık olmak zorundalar. Ajan yöneticilerin, özellikle de iktidardaki adamların utanç verici ve sahtekâr tutumlarına kanmamalıdırlar. Çünkü Amerika ve Yahudiler, çıkarlarına hizmet eden bazı lejyonerlere bel bağlarlar. Eğer projeleri, bunların bertaraf edilmesini, değiştirilmesini, başka ajanlar getirilmesini gerektiriyorsa, bu konuda asla tereddüt etmezler. Bu mücrim yöneticiler, enstrümandan başka bir şey değil.

• Otorite ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün uğursuz Oslo Anlaşması’nı imzalanmasıyla işledikleri büyük ihanet, Arap rejimlerinin ihaneti ve aşağılık bir şekilde işgalciyle normalleşme çabaları, bu suça zemin teşkil etti ve yerleşim yerlerinin güçlenmesinin yolunu açtı. Oslo Anlaşması’ndan sonra yerleşim yerlerinin ve el koyulan arazilerin sayısında önemli ölçüde artış oldu. Müslümanları bu ihanet konusunda uyarmış, bu ihanetin doğrudan davanın tasfiyesine, mübarek topraklarda Yahudi varlığının güçlenmesine yol açacağını söylemiştik.

• Filistin yönetimi ve bazı rejimlerin Trump planına itirazı, ciddi bir itiraz değil ya da arazi ve kutsalları elde tutma hırsından kaynaklı bir itirazdır. Dahası iki devletli çözüme ve Yahudi varlığıyla birlikte barış içinde yaşama taahhüdüne vurgu yapan bir itirazdır. Bu itiraz, bir medya itirazıdır ya da Amerika’dan başkasına siyasi sadakat nedeniyle sergilenen bir itirazdır ya da görünürde bir itirazdır, öte yandan siyasi yanlış yönlendirme yöntemleri ile uygulanması için çalışılıyor. Suudi Arabistan ve diğer ülkelerin, “Filistin halkının” yanında yer aldıklarına dair yaptıkları açıklama, bir yalan ve manipülasyondur. Çünkü bu rejimler, Amerika ve Avrupa’nın elindeki enstrümanlardır. Ümmete musallat olmuş durumdalar ve çıkarlarına karşı faaliyette bulunuyorlar. Daha önce Filistin’in yüzde 78’ini peşkeş çekenlerin Batı Şeria’nın yarısını peşkeş çekmesi ve utanç anlaşmasını kabul etmesi çok kolay.

• Utanç anlaşmasının reddedilmesi, ümmetin akidesi ve Şeriatından fışkırmalıdır. Bu, iki devletli çözümün, tek devletli çözümün, önerilen tüm teslimiyetçi çözümlerin reddedilmesini ve sadece şeri çözüme bağlılığı gerektirir. O da bütün Filistin’in kurtuluşu ve yeniden İslam ümmetinin kucağına iade edilmesidir.

Sonuç olarak İslam ümmetine, Filistin halkına, gruplara ve hareketlere diyoruz ki,

Birincisi: Amerika ve Yahudiler, insanları zorla projelerine boyun eğdirmek için kan dökmeden, katliam ve yıkım yapmadan anlaşmalarını uygulamayacaklar. Onun için ajanlara aldanmayın, Rusya veya Avrupa’dan yardım ummayın. Zira onlar, Amerika ve Yahudiler gibi düşmanınızdır.

İkincisi: Asıl davanız İslam’dır. İslam, gururunuzun kaynağı ve Rabbinizin rızasına giden yoldur. İslam’la dünyayı yönetirsiniz, eni gökler ve yeryüzü kadar geniş olan bir cennete varis olursunuz. Amerika’ya, Yahudilere ve projelerine meydan okumanın yolu, Allah’ın sapasağlam ipine sımsıkı sarılmaktan, İslam düşmanlarından, anlaşmalarından, kararlarından ve ajanlarından uzak durmaktan geçer. Bu yüzden sizi tek bir adamın kalbi gibi olmaya, Hilafetin kurulması ve Beytül Makdis’in kurtarılması için İslam ümmeti ve ordularından yardım istemeye çağırıyoruz. Allah’ın yardımına inanın, dininize ve ümmetinize güvenin.

إِنَّا لَنَنْصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ * يَوْمَ لَا يَنْفَعُ الظَّالِمِينَ مَعْذِرَتُهُمْ وَلَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوءُ الدَّارِ “Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz. O gün zalimlere, mazeretleri fayda vermez. Lânet de onlaradır, kötü yurt da onlaradır.” ^{[Mümin 51-52]}