حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
No: FL–BA–2020–MB–TR–03 |
H. 8 Cumâde’s Sânî 1441 M. Pazar, 02 Şubat 2020 |
Abbas ve Komplocular Güruhu Arap Birliği Platformundan Filistin Sorununa İlişkin İhanet Çözüme Bağlılıklarını Vurguladı!
Allah ve Rasûl’üne ihanet eden bir güruh, utanç verici bir pozisyon belirlemek amacıyla Arap Birliği’nde bir toplantı gerçekleştirdi. Trump planı hakkında cılız ve entrikacı bir pozisyon belirlemek için Devlet Başkanları düzeyinde değil de Dışişleri Bakanları düzeyinde toplandılar. Her zamanki bayatlamış konuşmalar yaptılar. Filistin sorununa ilişkin Yahudi varlığını tanımaya dayalı iki devletli çözüme ve mübarek toprağın yüzde 78’inin Yahudilere peşkeş çekilmesini öngören ihanet çözüme, yine Yahudilerle ilişkilerin açık bir şekilde tamamen normalleştirilmesini öneren Arap Girişimi’ne bağlılıklarını vurguladılar. Çünkü şimdiye kadar Yahudi varlığı ile kesintisiz gizli ilişkiler yürütüyorlardı. Yaptıkları konuşmalarında ya da yayınlanan sonuç bildirgesinde, ima yollu olsa da Yahudi varlığının büyükelçiliklerinin kapatılmasına ya da imzalanan anlaşmaların sona erdirilmesine hiç değinmediler. Bu da yaptıkları ihaneti ve kurdukları komployu doğruluyor. Bu yüzden toplantıları utanç verici ve anlamsız olduğu kadar Yahudi varlığı için güven vericiydi.
Her zamanki gibi Abbas, Yahudilere sunduğu ücretsiz hizmet ve Filistin yönetiminin utanç verici rolüyle övündü. Filistin yönetimin gayretleri olmasaydı, Yahudiler bu hizmetleri hayal bile edemezlerdi. Küstahlığı öyle bir noktaya vardı ki, Yahudi ajanlığına ve art niyetli güvenlik rolüne minnettarlık duydu. Yaptığı açıklamada “Artık koruyabiliyorum... Ben olmasaydım siz bunu ancak rüyanızda görürdünüz.” dedi. Abbas, devlete giden tek yolun müzakereler yine müzakereler olduğunu vurguladı ve devlete giden yolda ilerleme kaydedilmemiş olsa bile müzakerelerden geri adım atılmayacağını belirtti!
Abbas’ın müzakereler ve Yahudilere hizmet sevdası, Müslümanların duygularına açıkça meydan okumaktır ve küstahlıktır. Kendisi gibi hainler grubu olmasaydı, başlangıcı, sonu ve olayları önceden belli olan bir maskaralıkla müzakerelere asla cesaret edemezdi.
Abbas, Allah’a ve Salih müminlere açıkça düşmanlığını sürdürüyor. Yaptığı açıklamada İslam düşmanı kâfir ülkelerin parametrelerine göre hareket edeceğini belirtti: “83 protokolümüz ve güvenlik anlaşmamız var. Terörle mücadele eden herhangi bir devletle işbirliği yapmaya hazırız. Bu politikayı izleyeceğiz ve ondan asla geri adım atmayacağız!”Yani İslam’la mücadeleye olan bağlılığını vurguladı.
Amerika ve Yahudilerin, karizmasını koruyacaklarını düşündü. Ama gel gör ki Oslo Anlaşması’ndan daha büyük yeni bir ihanet talebinde bulundular. İstenilen ihanet, Abbas ve örgütünden, tüm ülkeler ve yöneticilerden çok daha büyüktür. Bu yüzden kendilerini yüzleşemedikleri utanç verici bir pozisyonda buldular. Allah’ın kitabında Yahudiler gerçeği, inanan bir toplum için açıktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
أَمْ لَهُمْ نَصِيبٌ مِّنَ الْمُلْكِ فَإِذاً لاَّ يُؤْتُونَ النَّاسَ نَقِيراً “Yoksa onların hükümranlıktan bir payı mı var? O zaman insanlara bir çekirdek parçası bile vermezler.”[Nisa 53] Dahası Yahudiler, önemsiz de olsa hiçbir anlaşmaya sadık kalmazlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
أَوَكُلَّمَا عَاهَدُوا عَهْدًا نَبَذَهُ فَرِيقٌ مِنْهُمْ“Onlar, her ne zaman bir ahitte bulunmuşlarsa içlerinden bir takımı onu bozmamış mıdır? Zaten onların çoğu inanmazlar.”[Bakara 100]
İslam düşmanlarının siyam ikizi olan Abbas, uluslararası topluma, Güvenlik Konseyine ve Genel Kurul’a uluslararası kararları uygulama konusundaki çağrısını yineledi. Ola ki Yahudi varlığına baskı yaparlar da Abbas ve yönetimine esas görevi Yahudi varlığını korumak olan yarı cılız bir devlet lütfunda bulunulur. Ama heyhat heyhat! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
بَشِّرِ الْمُنَافِقِينَ بِأَنَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا * الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا “Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.” [Nisa 139]
Abbas’ın konuşmasının en iğrenç yanı, son kısmı, zira Allah yolunda cihatta sabra teşvik eden ayeti kerimeye atıfta bulundu.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اصْبِرُواْ وَصَابِرُواْ وَرَابِطُواْ وَاتَّقُواْ اللّهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ “Ey İnananlar! Sabredin, düşmanlarınızdan daha sabırlı olun, cihada hazır bulunun, Allah’a karşı gelmekten sakının ki başarıya erişebilesiniz.”[Ali İmran 200] Abbas, Allah’ın dinine ve Allah’a kulluğa ihanet ettiği, güvenlik birimlerinin ısrarla Yahudi varlığını korumaya devam ettiği bir konumda ayete atıfta bulundu. Buna ek olarak Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hak üzerinde galip gelecek grupla ilgili hadisinden bahsetti! Hem de gerek kendisi gerekse yönetiminin ihanet üzerinde devam ettiğini, İslam düşmanlarını dost edindiğini, ödün ve peşkeşini sürdürdüğünü açıkça itiraf etmesine rağmen.
Ey mübarek toprak halkı! Allah’ın dinine ihanet eden bir grup suçludan, Mescidi Aksa’yı kurtarmak için toplanması elbette beklenmez. Çünkü Mescidi Aksa, toplantılar, konuşmalar ve konferanslarla değil, ordu komutanları ve genelkurmay başkanlarının verecekleri kararlarla, Allah ve Rasûl’üne yardım etmek için ilan edecekleri ve orduların, Mescidi Aksa’nın avlusunda tekbir getirmedikçe durmayacakları bir genel seferberlikle ancak kurtarılabilir.
Yüzyılın anlaşmasına gelince, Oslo ihanet Anlaşması ve FKÖ eğiliminin bir meyvesidir. Filistin Kurtuluş Örgütü ve Arap ülkelerinin zayıf tutumu, barış ve ihanet konusundaki yorucu çabaları olmasaydı, Yahudiler ve Trump bu derece açgözlü olamazlardı. Yüzyılın anlaşmasına yaptıkları yapay itirazlara aldanmayın. Çünkü kendilerinin efendileri olmadıkları için anlaşmayı reddedecek ya da kabul edecek durumda değiller. Filistin yönetiminin liderleri, küçücük bir toprak parçası üzerinde olsa bile emirlik kurma arzusundalar! Onlara göre iktidar, büyük bir finansal yatırımdır, ama istenilen ihanet, çok daha büyüktür, onları aşıyor, şuanda bunu geçiremezler.
Yahudiler ve muhafızları, Allah’ın izniyle çok yakında yok olacaklardır. Kudüs, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği gibi Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafetin ve Daru’l İslam’ın başkenti olacaktır.
وَيَقُولُونَ مَتَى هُوَ قُلْ عَسَى أَن يَكُونَ قَرِيباً “Ne zamanmış o?” diyecekler. De ki: “Yakın olsa gerek!”[İsra 51]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 0598819100 www.pal-tahrir.info |
E-Mail: info@pal-tahrir.info |