Pazartesi, 12 Cumade’l Ûlâ 1447 | 2025/11/03
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu

No: HL–BA–2025–MB–TR–05 H. 6 Cumâde’l Ûlâ 1447
M. Salı, 28 Ekim 2025

Seküler Sistem İçerisinde Oy Kullanmak Asimilasyona Yol Açar

Son zamanlarda imamlar, dini kurullar ve liderler, Müslümanlara ‘sisteme katılın’ ve ‘oy verin’ diye daha sık çağrı yapmaya başladılar. Ama bu seküler sistemin, aslında İslam’la savaşan, onu dışlayan ve İslam’ı sadece camiye veya eve hapsetmeye çalışan bir sistem olduğunu unutuyorlar.

Sekülerizm tarafsız bir sistem ve nötr bir çerçeve değildir; tam tersine, tüm dünyadaki Müslümanlara zorla kabul ettirilmiş bir ideolojidir. Bugün ümmetin içinde bulunduğu bu korkunç durum, Müslüman ülkelerin işte bu seküler temeller üzerine kurulmuş olmasından kaynaklanıyor. İşte bu kokuşmuş rejimler, Müslümanların geri kalmasına, aşağılanmasına ve İslam’dan uzaklaşmasına neden olmuştur. Gazze, bunun en kanlı ve en acı örneğidir: İki milyar Müslüman çaresizce izlerken, başlarındaki rejimler Batılı ajandalara, kendi bayağı çıkarlarına ve o batıl seküler temelin korunmasına sadakatle bağlı kalmışlardır!

Fıkıh ve fetva kurullarının dahi bazı durumlarda siyasi katılıma ‘izin’ vermiş olması manidardır. Çünkü bir şey zaten apaçık helal olsaydı, bunu duyurmak için ayrıca bir fetva vermeye gerek olmazdı. Fetvaya ihtiyaç duymalarının sebebi, bu işin hükmünün aslen haram olmasıdır; verdikleri izin ise, bu haram olan asıldan bir sapma demektir. Hal böyleyken, bu şüpheli sapmayı, eleştirel bir değerlendirme yapmaksızın ve hata edebileceklerini düşünmeksizin, sanki mutlak bir helalmiş gibi sunmak, sahtekârlıktır, adaletsizliktir. Kökeni itibarıyla kesinlikle haram olan bir meseleyi, helal seviyesine yükseltmek, son derece riskli bir adımdır.

Ancak ne yazık ki bazı imamlar, batıl seküler sisteme oy yoluyla iştirak etmeyi, hiçbir eleştirel şerh düşmeden, kayıtsız şartsız helal diye sunmaktadırlar! Bu, insanları yanıltmaktır. Üstelik bu katılımı, ileri görüşlülükmüş ve Hollanda’daki Müslüman topluluğun çıkaranaymış gibi lanse etmektedirler. Aslında durum tam tersidir. Bu sisteme katılım kaçınılmaz olarak asimilasyona ve kimlik kaybına neden olur. Çünkü bu sisteme katılındığında, öncelik ve odak noktası artık İslam’ın kurallarına uymak olmaktan çıkar; pragmatizme ve tavizkârlığa doğru kaymaya başlar. İslam uygarlığının çöküşüne sebep olan kaynağın aynısına, yani sekülerizme tutunmaktadırlar. Bu temele katılmanın kendilerini onur veya ilerlemeye eriştireceğini nasıl bekleyebilirler?

Verilen tavizler ilerlemenin değil, teslimiyetin bir işaretidir. Müslümanlar, seküler sistemin çerçevesi içinde günlük geçici çözümlere odaklandıkları müddetçe, kendilerini düşmanın önlerine attığı kırıntılarla yetinen bir topluluğa indirgemiş olurlar. Asıl sorun, daha büyük bir gayenin eksikliğidir. İslam dünyasına musallat olan o batıl seküler sistemi, İslam’la değiştirme gibi bir vizyonun yoksunluğudur asıl sorun. Bu vizyondan yoksun oldukları sürece pragmatizme ve kökten bir değişiklik getirmeyen yüzeysel yamalara mahkûm kalacaklardır.

İşte bu yüzden Müslümanları oy vermeye çağırmak aslında daha da büyük bir sorundur. Çünkü bu çağrı, Müslümanların hedefleri çok daha büyükken, onların bu hedeflerini küçültüp geçici çıkarlara odaklanmasına neden olmaktadır. Asıl mesele, İslam’ın geri gelmesi için çalışmaktır. İslam’ı tüm kurallarıyla yeniden uygulamak, ümmeti kalkındırmak ve ona dünyadaki eski saygın konumunu geri kazandırmak için çalışmaktır.

Hayattaki bu büyük hedefini unutup geçici olan şeylere dört elle sarılan kimseler, kaçınılmaz olarak uzlaşmacılık bataklığında boğulacak ve kimliği aşınacaktır. Hâlbuki Müslümanların asıl görevi, seküler sistemle haşır neşir olmak değil, o sistemi söküp atıp yerine İslam’ı ikame etmek olmalıdır!

Biz bunları sizlere düşmanlık ettiğimiz için değil iyiliğinizi istediğimiz için söylüyoruz. Çünkü biz Müslümanları önemsiyor ve gelecek nesillerin geleceği için endişeleniyoruz. Ayrıca şunu da dürüstçe sormak lazım: Siyasi katılıma izin veren fetva kurulları ve âlimler, hiç sekülerizme karşı aynı güçte seslerini yükseltmişler midir? Ve sekülerizmin yerine İslam’ı koymak üzere canı gönülden mücadele etmişler midir? Zira bu mücadele eksik kaldığı sürece onların hükmü tek yönlü ve sorunlu olmaktan kurtulamayacaktır!

Gerçek çıkar, seküler sistem tarafından tanınmak değildir. Aksine İslam’ın ilkelerine bağlı kalmak ve ümmetin zorla dayatılan bu sistemden kurtulması için çalışmak ve bu sistemi İslam sistemi ile değiştirmektir. Ancak bu büyük hedefi kabul eden kişiler, Müslümanların geleceği ve izzeti için hakiki bir çalışma yapmış olurlar.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: +31 (0) 6 11 86 05 21
www.hizb-ut-tahrir.nl
E-Mail: Okay.pala@hizb-ut-tahrir.nl

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER