Geert Wilders liderliğindeki PVV, 2017-2021 seçim kampanyasını kamuoyuna tanıttı. Seçim kampanyasına göre İslam ülkelerinden gelen mülteciler artık ülkeye kabul edilmeyecek, kamu hizmetlerinde başörtüsü yasağı getirilecek, kamu düzenine aykırı İslami simgeler yasaklanacak. Buna ek olarak, radikal Müslümanlara yönelik koruyucu önlemler getirilecek. Bütün camiler ve İslami okullar kapatılacak, Kuran yasaklanacak.

Bu, 2017 Şubat genel seçimlerinden önce formüle edilen PVV’nin seçim programıdır. Wilders, parti programında İslam’a ve Müslümanlara nefret kusuyor, saygısızlık yapıyor. Açıkça ve alenen Kuran’ın ve İslami sembollerin yasaklanacağını, okulların kapatılacağını söylüyor. Böylece Wilders, açıkça İslam’a savaş ilan etmiştir. Ayrıca dinine, kimliğine ve akidesine sımsıkı sarılan Müslümanları da radikalizmle mücadele kisvesi altında cezaevine atmaya hazır olduğunu kaydetti.

Bu belge, siyasi ve ideolojik bakımdan tam bir yüzkarasıdır. Zira hoşgörü, çeşitlilik, özgürlükler, dinler ve kültürlere saygılı olduğunu iddia eden bir ülke, azınlıklara karşı ayrımcılık yaparak taraftar toplamaya çalışan bir partiye yol veriyor. Aşırı sağcı parti doğrudan ve açıkça azınlıklara nefret kusuyor, onları düşman belliyor, onları hapse atmak ve dini kurallarını yasaklamakla tehdit ediyor.

Bu baskıcı vizyonlar, planlar ve önlemler, bizlere Müslümanların yaşadığı koloni tarihini hatırlatıyor. Koloni döneminde demir yumrukla yönetilen Müslümanlar, dinlerini terk etmemişlerdir. Tarihten ders alın!

Tarihin bize aktardığına göre sömürgeci Fransa, -Cezayir işgali sırasında- Cezayirli gençlerin hayatından Kuranı silmek için pratik bir deneyim uygulamıştır. Fransız hükümeti, Fransız okullarına alınmak üzere on Müslüman kız seçmiştir. Onlara Fransız kıyafeti giydirmiş, Fransız kültürü aşılamış ve Fransızca öğretmiştir. Bu Müslüman kızlar tamamen Fransız kadınları gibi olmuşlardır. On bir yıl süren çabanın ardından bakanlar, düşünürler ve gazetecilerin de katılımıyla bir resepsiyon düzenlenir. Resepsiyon başlar başlamaz Cezayirli kıyafetleriyle salona giren Müslüman kızlar herkesi şoke ederler. Bu durum basının tepkisine neden olur ve “Fransa, 128 yıl Cezayir’de ne yaptı?” diye de soru yöneltir! Sömürge ülkeleri bakanı Robert Lacoste da “Kuran, Fransa’dan daha güçlü ise ben ne yapabilirim?” yanıtını verir. Bugün biz de diyoruz ki: “Kuran, Wilders’dan, partisinden ve onu takip eden herkesten daha güçlüdür.”Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ وَسَيَعْلَمُ  “Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akıbete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.”^{[Şuara 227]}