حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu
No: HL–BA–2016–MB–TR–13 |
H. 6 Muharrem 1438 M. Cuma, 07 Ekim 2016 |
İslami Evlilik Yine Bıçak Altında
PVV’li, pardon VVD’li Jeroen van Wijngaarden, Hollanda yasalarına göre nikâh kıymadan önce İslami nikâh kıyan “İmamların” cezalandırılması, böyle yapan İmamlara 25 bin Avro para cezası ya da 7 aya kadar varan hapis cezası verilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca bunun “İslam düşmanlığı ile bir ilgisinin” olmadığını kaydeden VVD milletvekili Van Wijngaarden, “Bunu kadınlar özellikle Müslüman kadınlar için istiyoruz. Bu gibi evlilikler, uğrunda çok mücadele verdiğimiz özgürlükleri alıp götürüyor. Buna izin veremeyiz.” diye konuştu.
Müslüman kadın yanlısı gibi gözüken talepler, kocaman bir yalandır, saçmalıktır. Çünkü VVD’nin son günlerdeki pozisyonuna baktığımızda, Müslüman topluluğun yararına olmayan İslam karşıtı saldırgan bir kampanya yürüttüğü sonucuna kolayca varabiliriz. Daha önce VVD, yurtdışından gelen imamlara vize verilmemesi gerektiğini defalarca ifade etmişti. Sağlık Bakanı Edith Schippers ve Savunma Bakanı Jeanine Hennis de İslami değerler laik ideoloji değerlerden çok daha düşüktür gibi üstünlük taslayan açıklamalarda bulunmuştu. VVD’nin İslami grupların yasaklanması için yorulmak bilmeyen çabalarını da unutmuş değiliz. VVD Genel Başkanı Halbe Zijlstra da Hollandalı norm ve değerlere kani olmayan ve hâlâ Şeriata bağlı olan mültecileri “Hemen geri gönderelim” demişti. Başbakan Mark Rutte da Türk protestoculara yönelik şöyle sözler sarf etmişti: “Defolun gidin. Türkiye’ye geri dönün. Bu ülkeyi terk edin.”
“Müslüman kadınları” korumak maskesi altında İslami evliliğe yüksek cezalar verilmesini de bu ülkede İslam’a ve Müslümanlara yönelik yapılan saldırılar listesine ekleyebiliriz.
Kaldı ki Hollanda yasaları, kız veya erkek olsun evlilik sözleşmesi olmadan birden fazla aşk hikâyelerine izin veriyor. Bu tür ilişkilerin hiçbir hak, görev ve sorumluluğu yok. Eski eşleri tarafından terk edilmiş nice genç anneler var. Bu eski eşlerin çocuklarına karşı hiçbir bakım ve sorumluluğu yok. Bu genç anneler, miras, boşanma, çocuk bakımı, mal paylaşımı gibi evliliğin verdiği hiç bir hak ve yükümlülüklerden yararlanamıyor.
Eğer gerçekten Van Wijngaarden kadın hakları düşkünüyse, o zaman Hollanda’da kadınlara yapılan bu yasal zulüm hakkında niye bir şey söylemiyor?
Müslüman topluluklar arasında evlilik ve boşanma ile ilgili sorunlar olduğunu inkâr edemeyiz. Bu hayatın akışına ilişkin doğal sorunlardır. Müslüman topluluklar da bundan istisna değildir. Tek fark, Müslüman topluluklar bu sorunların çözümünü Şeriatta arar ve elinden geldiğince de Şeriata uymaya çalışır.
İslam, erkek kadın birlikteliğinin Şeriata uygun nikâh esasına göre olmasına şart koşar. O zaman ancak eşler, belli hak ve yükümlülükler elde edilebilir. Örneğin kadın, şeri mahkemeye başvurarak boşanma talep edebilir. Eşlerden birinin ölümü durumunda taraflardan biri miras iddiasında bulunabilir. Ya da boşanma halinde çocuk velayetini isteyebilir...
Dolayısıyla Müslüman kadınların (ve Müslüman erkeklerin) bugün yaşadığı sıkıntıların nedeni, İslami evlilik sözleşmesi değil. Bazılarının iddia ettiği gibi çözümleri Şeriatta aramak hiç değil. Sorun, Müslüman topluluklara sağlıklı bir şekilde yaklaşmayan Hollanda hükümetidir.
Öte yandan İslam, İslami bir toplumda diğer dini inanç sahibi insanlara kendi dinlerine göre evlenme ve boşanma hakkı tanır. İslam, bu inançlara dayalı evlilikleri ve bu evliliklerden doğan hak ve yükümlülükleri yasal kabul eder. İşte İslam budur, laiklik ise daha onun pabucu bile olamaz.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Hollanda Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +31 (0) 6 11 86 05 21 www.hizb-ut-tahrir.nl |
E-Mail: Okay.pala@hizb-ut-tahrir.nl |