Yirmi yıl önce Amerika, Irak’ı sahte gerekçelerle işgal etti, sözde uluslararası hukuku, Güvenlik Konseyi’ni ve hatta tüm dünyayı yok saydı. Irak’ın Birleşmiş Milletler üyesi Kuveyt’i işgal etmesini gerekçe göstererek Amerika ordular hazırladı, Irak’ı cezalandırmak için 32 ülkeden oluşan uluslararası bir koalisyon kurdu. Bir yığın yalan ve aldatmacayla asıl amacını gizledi. Irak’ı işgal ettikten sonra Lübnan’da olduğu gibi mezhep kotasına dayalı cumhurbaşkanının Kürt, başbakanının Şii, meclis başkanının Sünni olduğu federal bir sistem geliştirdi. Kota sistemi, Irak’ın dokusunu bozdu, ülke yıkıcı bir mezhep savaşına girdi, mezhep savaşında yüzbinlerce masum Müslüman hayatını kaybetti.

Uluslararası konumu ve aktör devletlerin eylemlerini inceleyen biri, bu devletlerin suç boyutunu ve insanlık için tehlike arz ettiklerini net bir şekilde görür. Siyasi çıkarlar elde etmek ve zenginlikleri ele geçirmek için tüm halkları yok etmeye hazırdırlar, yöneticilerinin açıklamaları ve beyanatları da tamamen yalandır. Bush Jr., Irak işgali sırasında halkı kurtarmak ve ülkeyi inşa etmek için geldiklerini açıklamış, ama Irak yerle bir edilmiş, yıkılmış, insanlar yer değiştirmişti.

Böylece son yirmi yılda ülkede kanlı çatışmalar, yolsuzluk ve istikrarsızlık hâkim olmuştu. Yozlaşmış siyasi sınıf iktidara gelmiş, ihanetleri ve yolsuzlukları bu halkın başına bela olmuştu. Sonra İran yanlısı hükümetin kirli oyunu ve Amerika’nın yeşil ışığıyla İslam Devletinin (IŞİD), Başkan Obama’nın da belirttiği gibi Irak’ın yaklaşık üçte birini üç yıllığına kontrol etmesi sağlanmıştı.

Evet, yirmi yılda insanlar zulüm, korku ve açlık dolu bir yaşam sürdüler.

Yirmi yılda yüzbinlerce insan kayboldu, tutuklandı, dul ve yetim kaldı, yerlerinden edildi, mülteci durumuna düştü.

Amerika’nın ülkeyi özgürleştirme iddiasından bu yana yirmi yılda insanlar susturuldu, silah ve ölüm zoruyla bile olsa hak sözü söylemek yasaklandı.

Yirmi yılda ülke en temel hizmet ve bakımdan yoksun bırakıldı.

Yirmi yılda iffet, kıskançlık ve ahlak geriledi, ahlaksızlık, organize suçlar ve uyuşturucu yaygınlaştı.

Son olarak yirmi yıllık bu iğrenç işgalin, yıkım ve çürük demokrasinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert yaptığı açıklamada “2003’ten sonra Irak’ta uygulamaya konulan sistem devam edemez, olduğu gibi bırakılırsa yine ters tepecektir.” dedi.

Ey Irak Müslümanları! Yirmi yıllık işgal sonrası durumunuz bu, bir çıkış yolu var mı? Değişim umudu var mı?

Toplumların değişim kanunları vardır, Allah Subhânehu ve Teâlâ Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem aracılığıyla insanlığa bu kanunları bildirmiş, insanların dalalet ve sapıklık dehlizlerinde debelenmesine yol vermemiş, Efendimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem ile Risâlet’i mühürlemiştir. Efendimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Arapları farklı sadakatlere sahip savaşan gruplardan büyük bir ümmete dönüştürmüştür. Milletler, tek bir ümmette erimiş, aidiyetleri asimile olmuş, geriye sadece İslam sadakati kalmıştır.

Ey Müslümanlar! Bilesiniz ki, bu sefil gerçeklikten kurtulmanın ve durumunuzu değiştirmenin tek yolu, Rabbinizin metoduna dönmek, Allah’ın Şeriatını hakem kılmak ve baskıcı ceberut rejimlerin enkazı üzerine Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletini kurmak için ciddiyetle çalışmaktır.

Ey Müslümanlar! Allah’ın yardımına mazhar olmak için sizi Allah’a yardım etmeye çağırıyoruz.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ “Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı savaşta sabit kılar.” ^{[Muhammed 7]}