9 ve 10 Mayıs 2023 Salı ve Çarşamba günleri Bağdat, sekiz ülkenin temsilcilerinin katılımıyla ilk uluslararası uyuşturucuyla mücadele konferansına ev sahipliği yaptı. Bu ülkeler Suudi Arabistan, Mısır, Lübnan, Ürdün, Kuveyt, Suriye, İran, Türkiye, Arap ve uluslararası meclisler ve ofisler. Her zamanki gibi katılımcılar, hiçbir çözüm sunmamışlardır, çünkü çözümü bu olgunun nedenlerinden ve bu kadar ürkütücü bir şekilde yayılmasından çok uzakta aradılar. 2003’teki Amerikan işgalinden sonra Irak, uyuşturucu trafiğinin geçiş noktası, satıcısı ve tüketicisinin yuvası haline gelmiştir. İçişleri Bakanlığı Uyuşturucuyla Mücadele Müdürlüğü’nün istatistiklerine göre, 2022 yılında yaklaşık 17.000 uyuşturucu kaçakçısı, satıcısı ve kullanıcısı tutuklanmıştır.

İşgalden sonra Irak, yol geçen hanına dönüşmüştür. Özellikle doğuda İran, batıda Curf El Sakhar gibi silahlı milislerin kontrolündeki Suriye sınırları ve geçişlerinin çoğunda, (uyuşturucu kaçakçılığı yapmakla suçlanan ilk kişi) gün boyunca farklı türden uyuşturucu kaçakçılığı yapılıyor. İnsanlar o bölgeleri terk etmişlerdir, bu grupların kararıyla yaklaşık sekiz yıl boyunca insanların o bölgelere girmesi yasaklanmıştır. Uyuşturucu ekimi ve üretimi gibi bu grupların şehir içindeki ve bahçelerindeki faaliyetleri hakkında da birçok rivayet söz konusu. Önceki hükümetlerde ve hatta mevcut hükümette hiçbir yetkili, şehre girmeye cesaret edemiyor, şehirde olup bitenleri ne yalanlayabiliyor ne de doğrulayabiliyor.

Böylesi katılımcılardan ne gibi bir çözüm beklenebilir ki? Irak hükümeti, yozlaşma ve güvenlik sisteminin zayıflığı nedeniyle ülkede artan uyuşturucu sorunuyla başa çıkmaktan acizdir. Örneğin El Arabiya’nın 28 Şubat 2022’de yozlaşmayla ilgili yaptığı bir habere göre, Ocak 2018’de Irak güvenlik yetkilileri, başkent Bağdat’ta üç kişilik bir uyuşturucu çetesini tutukladı. Tutuklananlardan biri, dönemin Necef valisi Luay Cevad El Yasiri’nin oğludur. Beraberinde 8 kilo uyuşturucu ele geçirildi. Mahkeme çeteye müebbet hapis cezası verdi. Üçlü çete, 10 Ocak 2022’de sessiz bir şekilde cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle affedildi. Üst düzey bir polis memuru AFP’ye yaptığı açıklamada “Valinin oğlunun üç hafta önce serbest bırakıldığını ve kararnamenin ardından tüm eşyalarının kendisine teslim edildiğini” söyledi.

Milletvekili Maşan El Cuburi, “Necef valisinin istifasının 1 Nisan 2022 Çarşamba günü kabul edildiğini, 1 Mayıs tarihinde uyuşturucu kaçakçılığı ve çetesinden hüküm giymiş olan oğlunun affedilmesi önerisinde bulunulduğu, 1 Ekim’de de haklarında özel af kararnamesi yayınlandığını” belirtti.

Ey Müslümanlar! Uyuşturucunun, ahlaksızlığın, sapkınlığın ve her türlü rezaletin temeli, kokuşmuş kapitalist sistem ve çürümüş demokrasisidir. İnsanlık aciz, kusurlu ve muhtaç bir insanın geliştirdiği, eylemlerinin ölçüsünün faydacılık olduğu, din özgürlüğü, mülkiyet, fikir ve kişisel özgürlüğün mutlak olduğu bir sistemden ne bekleyebilir ki?

Uygarlığını uygulamak ve fikirlerini yaymak için çalışan Batı ajanı ülkelerin temsilcilerinin bir araya geldiği konferanslar, kapitalist sistem ürünü bu ve diğer sorunları çözemez. Bu sorunun çaresi, insanlığı mutsuz eden, yeryüzünde zulüm ve bozgunculuk çıkaran bu sistemi kökünden söküp atmak ve Yaratıcının insanların mutluluğu için seçip beğendiği İslam’ın adaletli sistemini ikame etmektir. Ey Müslümanlar! Dünyada onurlu bir yaşam sürmek, ahirette Rabbinizin rızasına nail olmak için sizi bu büyük farz uğrunda çalışmaya davet ediyoruz.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا للهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}