حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Irak
Medya Bürosu
No: RKu2013BAu20132015u2013MBu2013TRu201301 |
H. 11 Cumâde’l Ûlâ 1436 M. Pazartesi, 02 Mart 2015 |
Basın Açıklaması Müslümanlar Ancak İslam Hilafet Devleti Yıkıldıktan Sonra Çöktüler, İzzetlerini Kaybettiler
Bu gün H. 28 Receb 1342 M. 3 Mart 1924 günü Mustafa Kemal, büyük bir cürüm işledi. Hilafeti ilga ederek yerine laik Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Hilafete bağlı geri kalan İslam ülkelerini kaderlerine terk etti. Gerçekten bu, İslam ülkelerinin başına gelen büyük bir talihsizlik idi. Hilafetin ilga edilmesi ile Müslümanların dünyası karardı. Müslümanlar, işlerini güden Halifeyi kaybettikleri gün izzet güneşini ve onurlarını yitirdiler. Haklarının savunucusunu kaybettiler. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem Halife hakkında şöyle buyurdu:
إنما الإمام جُنة، يقاتل من ورائه، ويتقى به "İmam ancak bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur." Sadece bu da değil, aksine adaletin temeli olan Allah'ın hükümleri ortadan kaldırıldı. Onun yerine zalim Batı kanunları kondu. İslam akidesi kâfir Batı akidesi ile değiştirildi. Din hayattan koparıldı. Ardından Müslüman toprakları, kâfir Avrupalı işgalciler tarafından talan edildi. İşgalci kâfirler, o toprakları tahrip ettiler, böldüler, servetlerini yağmaladılar, halklarını aşağıladılar. Milliyetçilik, ulusalcılık iddialarıyla Müslümanların arasına nifak tohumlarını ektiler. Irksal azınlıkları kışkırttılar. Bir karış toprak parçası için Müslüman, kardeşini öldürmeye başladı. İşte sabah akşam Müslümanların kanı heder ediliyor. Onların hiç yardımcısı yok. Onların tepelerine çöreklenen bir avuç ajan yöneticiler bile ölü ve yaralı sayısını durduramadı, aksine bir de onların cürümleri eklendi. Efendilerinin öfkesinden dolayı işlenen katliamları hiçbiri kınama cesaretini gösteremedi!
Ey Müslümanlar! Doğusundan Batısına kadar uzanan geçmiş İslam izzetine oranla bunlar nerede kalır? O gün bir Müslüman dünyanın bir bucağından öbür bucağına korkmadan dolaşıyordu. Sadece Allah Subhânehu ve Teâlâ ve koyunlarına saldıran kurttan korkuyordu. Ömer'in adaleti, Harun'un kararlılığı, Mutasım'ın cesareti ve Kanuni Süleyman'ın ısrarı nerede? Bunlar yeryüzünde adalet sarayını inşa ettiler. Kisra ve Kayser'e her türlü acıyı tattırdılar. Ülkeleri ve halkları esaretten kurtardılar. Denizler ve deryalar onların emri altındaydı. Kimse onların izni olmadan o denizlere yelken açamıyordu.
Zalim ve alçak Amerika'nın hain hükümdarlarının dini olan demokrasi ve laiklik altında Müslümanların durumlarının ne olduğunu görmüyor musunuz? Bugün efendi Amerika Müslüman ülkelerin tek yöneticisi haline geldi. Antlaşmalar, sözleşmeler, konferanslar yapıyor. Hatta hiç kimsenin itirazı olmadan dilediği zaman dilediği kişilere savaş ilan ediyor, orduları harekete geçiriyor. Müslüman yöneticiler de sadece bunların faturalarını ödüyorlar. Amerikan haçlı seferlerini meşrulaştırıyorlar. Ne iğrençtir ki Müslüman bir yönetici, Peygamberine hakaret edildiği bir mitingde kâfirler ile yan yana durmak, onların acılarını paylaşmak için kâfirlerin ülkelerine üşüştüler. Gözleri ve kulakları önünde Müslümanların duygularına ve Müslüman âlimlere meydan okudular. Gerçekten bu ne utanç vericidir. Onlar hakkında şöyle buyuran Allah Subhânehu ve Teâlâ ne kadar da doğru söylemiş:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَى أَنْ تُصِيبَنَا دَائِرَةٌ فَعَسَى اللَّهُ أَنْ يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِنْ عِنْدِهِ فَيُصْبِحُوا عَلَى مَا أَسَرُّوا فِي أَنْفُسِهِمْ نَادِمِينَ "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. Kalplerinde hastalık bulunanların: "Başımıza bir felâketin gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih yahut katından bir emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olacaklardır." [Maide 51-52]
Evet, ey Müslümanlar! Biz Yüce Rabbimize iman ediyoruz. O'nun İslam ümmetine yardım edeceğine ve dinini tüm dinler üzerine hâkim kılacağına dair vaadine yakinen inanıyoruz. Öyle görünüyor ki zaferin işaretleri yakın. Şüphesiz güç ve kuvvet O'na aittir. O gün bize zulmedenler, akidemiz ve Peygamberimize hakaret edenler, haklarımızı gasp edenler cezasını çekeceklerdir.
وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ
"Zulmedenler, hangi dönüşle döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." [Şuara 227]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Irak Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |
E-Mail: huti53@yahoo.com |