Yine bir yolsuzluk skandalı daha patlak verdi. Bu kez Sağlık Bakanlığı yetkilileri 300 milyon Kenya şilinini zimmete geçirmekle suçlanıyorlar. Her zamanki gibi yolsuzluğa karışanlar hakkında soruşturma başlatıldı, ama kesinlikle yolsuzluğun üstü örtülecek ve kimse cezalandırılmayacak. Öte yandan iktidar partisi elitleri yanı sıra muhalefet de birbirlerini suçlayarak konuyu tiyatro oyununa dönüştürdüler. Bu konuda İslami siyasi parti olan Hizb-ut Tahrir olarak biz şu noktalara vurgu yapmak istiyoruz:

Kamu hizmetlerine bakan ve kamu çıkarlarını temsil ettiği iddiasında bulunan sözde yetkililerin bu yaptıkları ihanet ve haksızlıktır. Onlar, vatandaşların yaşam standardını iyileştirmek yerine kamu fonlarını zimmete geçirmek için yarışıyorlar. Yolsuzluğun, kuraklık nedeniyle yüz binlerce Kenyalının açlığın eşiğinde yaşadığı bir zamana denk gelmesi içler acısıdır.

Farklı isim ve yapılar adı altında ortaya çıkan yolsuzlukla mücadele organlarının kötülükle baş edemediği açıktır. Daha da kötüsü bu yapıların başkanları bizzat yolsuzluğu gömülmüş durumda. Geçen Eylül ayında Etik ve Yolsuzlukla Mücadele başkanı Philip Kinisu Esaki, sahibi olduğu Limited Şirketi’nin Ulusal Gençlik Servisi ile şaibeli ilişkileri yüzünden istifa etmek zorunda kalmıştı.

Kenya ve tüm dünyadaki yolsuzluğunu özü, batıl sömürgeci kapitalist ideolojiyi benimseme safsatasından kaynaklanmaktadır. Bu bozuk ve başarısız ideolojinin yegâne değeri, materyalizmdir. Materyalizm, kirli yollarla zengin olunmasına izin verir. Dolayısıyla bu art niyetli ideoloji dünyaya hâkim olduğu sürece yolsuzluk ve rüşvet bitmeyecektir.

Bu sorunun altında yatan gerçek neden kapitalizm olduğuna göre gerçek ve somut çözüm de bu başarısız ideolojiden kurtulmakta yatıyor. Bu ideoloji, adaletli İslam ideolojisi ile yer değiştirmelidir. İslam’da insan eylemlerinin yegâne kriteri, materyalist fayda değil, Allah’ın emir ve yasaklarıdır. Dolayısıyla toplum, Allah’ı öfkelendirdiği için herhangi bir kötü eylemden korunmalıdır. Buna ek olarak İslam, tüm toplumu iyilik yapmaya, yapanı da kim olursa olsun, ister sıradan vatandaş, ister varlıklı isterse de yoksul olsun kötülükten kaçınmaya teşvik eder.

İslam ayrıca yöneticinin muhasebe edilmesini, korkmadan veya bir çıkar beklemeksizin herhangi bir yozlaşmış yetkilinin de görevden alınmasını talep eder. İslam’ın bu kuralları, ancak Raşidi Hilafet Devletinde uygulanabilir. Ki Hilafet, her türlü kötülüğü ortadan kaldıracak ve tüm dünyaya iyiliği yayacaktır.