حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kırgızistan
Medya Bürosu
No: KI–BA–2023–MB–TR–02 |
H. 4 Cumâde’l Ûlâ 1445 M. Cumartesi, 18 Kasım 2023 |
Kırgızistan da Orta Asya’da Sakal ve Peçeyle Mücadele Eden Ülkeler Arasına Katılmak İstiyor
Kırgızistan Milli Güvenlik Devlet Komitesi Başkanı Kamçıbek Taşiyev, Çuy’un Panfilov ilçesinde Milli Güvenlik Devlet Komitesi binasının açılış töreninde yaptığı konuşmada peçe ve uzun sakalın yasaklanması gerektiğini belirtti. Taşiyev, “Kırgızistan halkının hiçbir zaman peçe takmadığı, 20-25 yaş arası erkeklerin hiçbir zaman sakal bırakmadığını, şu anda diğer ülkelerin gelenekleri ve dini eğilimlerini Kırgızistan’a ithal etme girişimlerinin olduğunu.” söyledi.
Bundan önce Gogorku Keneş’in yardımcısı Sharabatkan Majitova, Kırgızistan’da peçe ve sakal yasağına ilişkin bir yasa tasarısı hazırladı ve kamuoyunun tartışmasına sundu. Bu tür önlemlerin ülkenin güvenliği için önemli olduğunu belirtti. Tasarıda, kuralı ihlal edenlere 2 bin som para cezası veya 30 gün kamu hizmeti cezası öngörülüyor.
Majitova, 7 Eylül’deki oturumda peçe takan kadınları eleştirmiş, Özbekistan parlamentosunun aldığı peçe yasağını örnek göstererek, Kırgızistan’da da benzer önlemler alınması gerektiğini vurgulamıştı.
Bu arada Kırgızistan Müslüman Alimler Konseyi de bu tasarıya ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada, peçenin farz olmadığı, birçok kadının başörtüsüz olduğu belirtildi. Sakal bırakmanın Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bir sünneti olduğu belirtilen açıklamada, sakalı kesmenin ise ahlaki bir görev olduğu vurgulandı. Dolayısıyla bu yasa tasarısının asıl sahibi hükümettir.
Türkmenistan, Tacikistan, Özbekistan ve Kazakistan’daki hükümetlerin, sakal ve peçeyle mücadele kisvesi adı altında İslam’la mücadele ettikleri bir sır değil. Kırgızistan hükümeti de bu mücadeleye katılmak üzere. Bu ülkelerde namaz kılan, sakal bırakan insanlar ve başörtülü kadınlar yerel yönetimlere çağrılıyor ve haklarında soruşturma başlatılıyor. Çoğu zaman, baskınlar bile yapılıyor. Sokakta yürüyen sakallı erkekler, “dini aşırılık” bahanesiyle polis tarafından durdurularak karakola götürülüyor.
Orta Asyalı yetkililerin İslam’la mücadeleleri tabii ki bugünün meselesi değildir, muhaliflerini ekarte edip diktatörlük rejimlerini kurduktan sonra İslam ile mücadeleye başlamışlardır. Örneğin Özbekistan Cumhurbaşkanı Kerimov, 16 Şubat 1999’daki organizeli patlamalardan sonra İslam’a ve Müslümanlara karşı geniş çaplı bir savaş başlatmış, terörle mücadele bahanesiyle toplumdaki İslami değerleri yok etmeye çalışmıştır. Elinden geldiğince erkeklerin sakalları ve kadınların başörtüsüyle uğraşmış, okul ve üniversite öğrencilerinin camiye gitmesini ve din eğitimi almasını yasaklamıştır. 5 Eylül’de Özbekistan Parlamentosu’nun alt kanadı, peçe takan kadınlara idari ceza uygulanmasına ilişkin bir yasa tasarısı sunmuştur.
Tacikistan tiranı İmam Ali Rahman da terörle ve aşırıcılıkla mücadele bahanesiyle yeni doğan çocuklara İslami isimler verilmesini yasakladı. Tacikistan hükümeti de on binlerce erkeğin sakalını kestirdi, binlerce kadının peçesini zorla çıkarttı.
Türkmenistan hükümeti de “dindar” olduğunu düşündüğü vatandaşların evlerinde arama yaparak Kur’an-ı Kerim dışında her türlü dini yayına el koymakta, İslam ve Müslümanlarla mücadelede Özbekistan ve Tacikistan hükümetleriyle yarışmaktadır. Türkmenistan’da 50 yaş altındaki Müslüman erkeklerin sakallarının zorla tıraş ettirilmesi, votka içmeye zorlanmaları, ağır bir şekilde darp edilmeleri, hiçbir yargılama ve soruşturma yapılmaksızın 7-8 yıl özgürlüklerinden mahrum bırakılmaları olağan hale gelmiştir. Sivil ve askeri personelin namaz gibi ibadetlerini yapmalarını yasaklamış, buna uymayanları derhal görevden alarak çeşitli maddi ve fiziki baskılara maruz bırakmıştır.
Kazakistan’da da okullardaki başörtüsü yasağının ardından İslami değerlerle mücadele hız kazanmıştır. Son olaya geri dönecek olursak, 6 Ekim’de Kazakistan Kültür ve Enformasyon Bakanlığı, kamusal alanlarda başörtüsü ve peçe takılmasının yasaklanması konusunu gündeme getirdi. Daha doğrusu, iddiasına göre, toplum içinde yüzlerini kapatan kadınları tanımanın son derece zor olduğunu belirtti ve bunun ulusal güvenlik konusu olduğunu açıkladı.
Komşu ülkelerde olduğu gibi Kırgızistan’da da dini alanda çıkarılan kanunlar, esas itibariyle İslam’ı ve Müslümanları kısıtlamaya yöneliktir. Kırgızistan hükümeti de toplumda köklü olan İslami çevreleri kontrol altına almak için kademeli olarak adımlar atıyor. İlk önce hükümet, “İyiliğin emredilmesi, kötülüğün yasaklanması konusunda yaratıktan izin almaya gerek olmadığını” söyleyen “inkarcılar” grubunu mahkeme aracılığıyla “Aşırı” örgütler listesine aldırttı. Öte yandan davet için dışarı çıkmak isteyen herkesin Müftülükten ve İçişleri Bakanlığından izin alınmasını şart koştu... Böylece davetçiler ikiye bölündü.
Kırgızistan hükümeti şimdilik muhaliflerini sindirdiğini düşünüyor, bu nedenle dindarları ve imanlı kişileri hükümete bir tehdit olarak görüyor.
Aslında, peçe ve sakal yasağı propagandasını yaptıkları demokratik değerlere aykırıdır. Daha spesifik olarak, demokraside inanç ve bireysel özgürlükler, kişinin istediği gibi dinini yaşamasını ve her türlü avantajdan yararlanmasını güvence altına alır. Bu değerler laik devletin anayasal hukukudur. Ancak Batı, uluslararası sahnede çoktan bu fikrinden vazgeçmeye başlamıştır. Diğer bir deyişle Batı’ya göre bu özgürlükler sadece gayrimüslimler ve küfür için geçerlidir. Örneğin, Şeytana veya diğer putlara tapmak için kişilere din özgürlüğü veriliyor. Gayrimüslimlerin istedikleri gibi giyinmeleri ve hatta sokağa çıplak çıkmaları yasaldır. Ancak İslami değerler söz konusu olunca, meseleye farklı bakılıyor. 2004 yılında Fransa okullarında başörtüsünün yasaklanması, Müslüman kadın çalışanların kamu kurumlarından ihraç edilmesi ve 2010 yılında halka açık yerlerde peçe yasağı bunun açık kanıtıdır! Bu, demokratik rejim ile otoriter rejimin aynı madalyonun iki yüzü olduğu, yani her ikisinin de kendi iradesini halkın iradesinin üstünde gördüğü anlamına geliyor! Özellikle Irak, Afganistan, Suriye ve en son Gazze’deki bombardımanlar, özgürlük sloganlarını, kadın ve çocuk haklarını tarumar edip mezara gömmüştür.
Aslında Müslüman kadınlar, peçeyi demokratlar izin verdiği için ya da bireysel özgürlük nedeniyle takmıyorlar, aksine İslami bir değer olduğu için takıyorlar. Ayrıca Müslümanlar, kâfirler veya onların ajanlarının yasaklamasından dolayı değil Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bir sünneti olmasıyla nedeniyle sakallarını uzatıyorlar. Çünkü Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem hayatın her alanında her Müslüman için güzel bir örnektir. Bu nedenle Kırgızistan hükümetinin diktatörlük yolunda İslam ile mücadelesine direnmeliyiz. Bugün başörtüsü ve sakalı yasaklayan hükümet, yarın doğal olarak dualarımızı, namazlarımızı ve oruçlarımızı yasaklayacaktır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Kırgızistan Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://hizb-turkiston.net |
E-Mail: webmaster@hizb-turkiston.net |