Pazar, 29 Muharrem 1446 | 2024/08/04
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: LB–BA–2019–MB–TR–08 H. 2 Muharrem 1441
M. Pazar, 01 Eylül 2019

De ki: “Hak, Rabbinizdendir. [Kehf 29] Birazcık Olsun İnsaflı Ol Ey Cumhurbaşkanı! Güneş Balçıkla Sıvanmaz

Cumhurbaşkanı, 31 Ağustos 2019 Cumartesi günü yaptığı açıklamada tarihi gerçekleri saptırdı. Osmanlı Hilafetini terörist bir devlet olarak adlandırıp Fransız işgalini nüfuz merhalesi olarak nitelendirdi. Batılı -yani işgali- hak, hakkı da -yani Hilafet Devleti ve adaletini- batıl olarak lanse etti. Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Medine’de İslami Devletini kurdu. Raşidi Hilafet, Emevi, Abbasi ve Osmanlı Hilafeti bu devletinin birer uzantılarıdır...

Her türlü dine ve mezhebe mensubu insanlar, on üç yüzyılı aşkın bir süre (1300) İslami yönetim altında yaşadılar. Hilafet Devleti, ilk evrensel devlettir. Yüzyıllarca insanları Allah’ın Şeriatına göre yönetti. Sonra sömürgeci kâfir Batı, Hilafeti yıktı ve İslam ülkesini elli küsur parçaya böldü. Bu parçacıklardan her birine Lübnan dâhil olmak üzere devlet adını verdi.

Batı, Müslümanlara karşı katliamlar yaptı. Katliamlarda milyonlarca Müslüman hayatını kaybetti. 1920 yılından önce Lübnan, Şam topraklarının bir parçasıydı ve toprakları İslam Devletinin eyaletlerinden biriydi. Sykes-Picot Anlaşması, Hilafet Devletinin topraklarını parçaladığında, Şam topraklarının bir parçası olan Lübnan Fransa mandası oldu ve Fransa tarafından işgal edildi. 1 Eylül 1920’de Haçlı General Guro, büyük Lübnan devletinin kuruluşunu ilan etti. Bazı Hristiyanlar dâhil olmak üzere halkın büyük çoğunluğu bu melez devleti kabul etmedi. Bu devleti kılıç ve ateş zoruyla dayatılan bir sömürge komplosu olarak gördüler. Fransızlar, bu devletin kuruluşunu kabul etmeyenleri tutuklayıp öldürdüler, hapse attılar, sürgün ettiler.

Ey Cumhurbaşkanı! Sana yakışan, ülkeyi işgal eden, insanları yerinden eden Batılı devletleri özellikle de İngiltere ve Fransa’yı terör ve cinayet devleti olarak adlandırmaktır. Marunî Hıristiyanları dâhil olmak üzere gayrimüslimleri ve Müslümanları koruyan devleti değil. Hilafet olmasaydı, sadece Lübnan’da değil, yeryüzünden varlığınız silinip giderdi...

Nitekim diğer mezhep liderleri gibi Marunî Kilisesi’nin başkanları da Osmanlı padişahının fermanıyla tayin ediliyor, kendilerini koruyup kollayan ve bütün haklarını veren Hilafet Devletine bağlılıklarını ilan ediyorlardı.

Ey Cumhurbaşkanı! Size Patrik İlyas Howaik’in II. Sultan Abdülhamid’i ziyaret edip bağlılık bildirisini, Marunî Kilisesi’ni desteklemek için Sultan’dan on bin altın lira aldığını hatırlatıyoruz. Bu sadakat beyanı ile Patrik, yalancı ya da ikiyüzlü mü oluyor?

Birinci Dünya Savaşı sırasında Lübnan dağındaki Hristiyanlara Osmanlı Hilafet Devletinin zulmettiğini, kötü muamelede bulunduğunu söyleyenlere diyoruz ki: Müttefik devletleri Saltanata savaş ilan edip denizden abluka altına almışlar, savaş gemilerini, Lübnan Dağı kıyıları ve Şam sahillerine demirlemişlerdi. Saltanat, ülkedeki bazı Müslüman ve Hristiyanların sömürgeci Fransızlar ile işbirliği yaptığını, kendisine karşı komplo kurduklarını fark etti ve bu yüzden onları yargılayıp cezalandırdı.

Egemenliğini ve otoritesini savunurken Osmanlı Hilafetini terörist bir devlet olarak betimlemek büyük bir zulüm ve açık bir iftiradır... Tam tersine Hilafet topraklarını abluka altına alan Batı, yiyecek ve ilaç ulaştırma çabalarına rağmen insanların açlıktan ölmesine neden olmuştur. Buna göre gerçek terörist kim?

Ey Cumhurbaşkanı! Tarihi gerçekleri saptırmaktan, alt üst etmekten, İslam tarihini çarpıtma girişimlerinden sakındırıyoruz. Bu kabul edilemez ve hayırlı olmadığını düşünüyoruz. Bu kapı açılırsa, gerçekler ortaya dökülür. Hak yanlılarının sesi kısık çıksa da hak, hak olarak, batıl yanlılarının sesi gür çıksa da batıl batıl olarak kalacaktır.

İslam ümmetinin yaşadığı zayıflık bazılarını baştan çıkarmıştır. Oysa gerçek şu ki, ümmet geri dönmek için çırpınıyor... Dönüşü çok daha güçlü olacak, Müslüman ülkeleri Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin yönetimi altında birleştirecektir. Filistin ve işgal altındaki ülkemizin her karışını kurtaracak, aralarındaki sınırları ve setleri ortadan kaldıracak, yeryüzüne adaleti yayacaktır. Refah her tarafa yayılacaktır... Bu, Yüce Rabbimizin vaadi ve Peygamberimizin müjdesidir.

Kurulacak Hilafet, hak devleti ve Nübüvvet metodu üzere olacaktır. Onu dört gözle bekliyor, yeniden kurmak için canhıraş çalışıyoruz. İslami hayatı yeniden başlatacağız ve Lübnan bu vaat edilen devletin değerli bir parçası olacaktır.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Road 200, Tarabulus/Tripoli – Lebanon
Telefon: 03–155103 / 03–446709
www.tahrir.info
Fax: 06–629524
E-Mail: [email protected]

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER