حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: LB–BA–2015–MB–TR–07 |
H. 28 Zilka’de 1436 M. Cumartesi, 12 Eylül 2015 |
Lübnan İçişleri Bakanı Akidevi Devrim Çağrısında Bulunuyor!
İçişleri Bakanı Nihad el-Menşuk ve belediyeler, ülke halkına ve dünya âleme kendilerinin Batının bir eseri olduklarını kanıtladılar. İçişleri Bakanı, “Ortadoğu Güvenlik Konferansı”nda yaptığı konuşmada, Mısır Cumhurbaşkanı Abdul Fettah Sisi gibi “akidevi devrim” çağrısında bulundu. Onun bu çağrısı, terörle mücadele bahanesiyle Müslümanları kontrol altına almak isteyen Amerika’nın İslam ile mücadelesini teyit etmektedir.
Bakanın, Lübnan Müftüsü Şeyh Abdul Latif Deriyan’a yönelik bu devrime önderlik etmek için yaptığı çağrıya gelince, kurnazca bir girişimdir. Müslümanları kardeş kavgasına tutuşturmayı amaçlıyor. Aslında çatışma, İslami yaşam tarzı ile Batılı yaşam tarzı arasında bir çatışmadır. Ama Batının efendisi Amerika, İslami düşünce karşısında Batılı düşünceyi pazarlayan bir yüz olmak istemiyor. Çünkü savaşı kaybedeceğini biliyor. Bu yüzden “böl ve yönet” ilkesi temelinde Müslümanları birbirleriyle dövüştürmek için bölgedeki ajanlarını kullanıyor. İçişleri Bakanı el-Menşuk, Batılı sömürgecilerin kul ve kölesi olduğunu defaatla ve tekrar tekrar kanıtlamıştır. Tüm Lübnan halkı, bakanın Batılı yaşam tarzına hayran olduğunu biliyor. Zira açıkça laik olmakla gurur duyuyor.
İslam’ı radikal ve ılımlı İslam diye tasnif etmeye gelince, bakan ve benzerlerine deriz ki: İslam, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın insanlık için seçip beğendiği bir dindir. Ilımlı ve radikal İslam diye bir İslam yoktur. İslam tektir. Allah’a, Rasûlü’ne ve müminlere ihanet eden yöneticilerin büyük bir suç işlediğine dair İslam’ın metinleri açıktır. Bu yöneticiler, bu Hanif dine güneş kadar uzaktır.
Hizb-ut Tahrir olarak biz, Lübnan halkını, özellikle Müslümanları, temel ihtiyaçları talep etmek için sokaklara dökülen insanları bile koruyamayan bu küstah bakanı tarihin çöplüğüne atmaya davet ediyoruz. Beyrut’ta güvenlik güçleri ve diğer unsurlar, insanlara kursun yağdırırken, bakan neredeydi? Tabii ki ülke dışında efendilerinin kuyruğunda dolaşıyordu. Sonra bu protestoların organizatörlerini dış mihrakların kuklası olarak suçlamakla, kantarın topuzunu iyice kaçırıyor. Dış güçlerin kul ve kölesi olan kim, organizatörler mi yoksa bakanın kendisi mi? el-Menşuk, ülke halkının karşısına geçip Rumiye hapishanesinde işlenen işkence vakalarını yalanladığında, iktidara bağlı bu kurumlarda işkencenin hız kesmeden devam ettiğini gösteren görüntülerin açığa çıkmasıyla alenen yalan söylediği ortaya çıkmıştı.
Kuşkusuz bu tür konferanslar, Batılı ülkelerin bir ifrazatıdır. Amacı, Müslüman ülkelerde sömürge koşullarını korumaktır. Bakan ve onun gibi insanlar, Batının bu koşulları korumanın sadece birer araçlarıdır. Gerçek mücadele, İslam ile Batı arasındadır. Müslümanlar, düşmanlarını ve onların kuklalarını tanımalıdır ve bu kuklalara karşı ne gibi tavır takınacaklarından emin olmalıdırlar. Onları kamuoyu önünde deşifre etmeli ve tüm siyasi alanlarda onlar ile mücadele etmelidirler. İşte Müslümanları bölmeyi ve sırasıyla yalnızlaştırmayı hedefleyen düşmanın planlarının önüne ancak böyle geçilebilir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Lübnan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Road 200, Tarabulus/Tripoli – Lebanon Telefon: 03–155103 / 03–446709 www.tahrir.info |
Fax: 06–629524 E-Mail: ht@tahrir.info |