حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: LB–BA–2016–MB–TR–11 |
H. 1 Zilhicce 1437 M. Cumartesi, 03 Eylül 2016 |
İddianameden Sonra Ne Var?
Yargı Konseyi, Trablus’taki Takva ve Selam Camilerinde meydana gelen terörist patlamalarla ilgili iddianameyi açıkladı. Konsey, iddianamede doğrudan mücrim Suriye rejimine bağlı güvenlik yetkililerini suçladı. Lübnan’daki yargı erki, ilk kez Suriye rejiminin güvenlik yetkililerini suçlamıyor. Öncesinde de üst düzey istihbarat yetkililerinden Ali Memluk, Lübnan’daki terörist patlamaları planlamakla suçlanmış ve eski Bakanı Michel Samaha da aynı davadan 13 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
İddianamede yetkililerin bireysel hareket etmedikleri, aksine tek bir irade kontrolünde örgütsel hareket ettikleri belirtiliyor. Trablus patlamalarının emri Beşşar Esed rejimince verildiği apaçık ortadadır. Trablus, politik bir hedeftir. Sadece güvenlik ve yargısal sorun olarak bakmak doğru olmaz. Bu iddianamenin en şaşırtıcı olan tarafı, olaya adına karışan Beşşar rejimi yanlısı Lübnan partisi liderlerinin iddianamede isimlerinin geçmemesidir. Bu kişiler hakkında daha iddianame hazır değil. Bu da ortada bir anlaşmanın olduğu korkusunu uyandırıyor. Muhtemelen anlaşma uyarınca eli Müslümanların kanına bulanmış suçlular görmezden geliniyor.
Bu iddianame Lübnan yönetimine şu yükümlülükleri getiriyor:
• Adı bu suça karışan herkesi bulup yargı karşısına çıkarmak, özellikle de baba Hafız Esed ve mücrim Baas Partisi’nin işlediği Bab et Tibane katliamına adı karışan Beşşar yanlılarını...
• Suriye rejimi Büyükelçisini ifadeye çağırmak, sınırdışı etmek, şaibeli faaliyetlerini durdurmak, istediği gibi özgürce sinsi sinsi dolaşmasına izin vermemek, Şam rejimiyle olan ilişkisini kesmek ve onun terörist bir rejim olduğunu ilan etmek.
• Suriye yönetimi yanlısı partileri feshetmek ve onların suçlu olduklarını kabul etmek, rejimin destekçilerini kovuşturmak, zira Lübnan rejimi ve güvenlik birimlerince, Şam devrimi destekçileri kovuşturulurken, Beşşar rejimi yanlılarının elini kolunu sallayarak giriş çıkışlarına izin vermek makul değildir.
• Sanıklar kovuşturulamaz iddiasıyla dosyayı kapatmak adalet anlayışıyla bağdaşmaz. Bundan şiddetle sakındırıyoruz. Hükümetin böyle bir adımı, istisnasız bütün bakanları itham altında bırakacaktır. Çünkü böyle bir adım, ülke içinde terör eylemlerini kolaylaştırmak ve suçluları korumak anlamına gelir. Şu veya bu liderin tiran Şam rejime aleyhinde açıklamalar yapması yeterli değil. Önemli olan açıklamalar yapmak değil, bu açıklamaları pratik politik adımlara dökmektir.
• Takva ve Selam Camileri saldırısı, kana susamış, Lübnan ve diğer Şam topraklarında ibadethaneleri yıkan vampir rejimin yüzlerce hatta binlerce suçlarından sadece biridir. Bu rejim, bu temelde ele alınmalıdır. Beşşar’ın Ulusal Güvenlik Bürosu Başkanı’nı suçlayıcı iddianame ile yetinip dosyanın üstünü kapatmak safdilliktir. Aksine kanları akıtılan kimselerin hakları almak bir borçtur. Âleme ibret olsun diye Beşşar da olsa bu kimselerin başı kesilerek Allah’ın hükmünü uygulanmalıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
وَلَا تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْأَبْصَارُ“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.” [İbrahim 42]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Lübnan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Road 200, Tarabulus/Tripoli – Lebanon Telefon: 03–155103 / 03–446709 www.tahrir.info |
Fax: 06–629524 E-Mail: ht@tahrir.info |