Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: LB–BA–2017–MB–TR–10 H. 30 Raceb 1438
M. Perşembe, 27 Nisan 2017

“Ümmet, Şiddet ve Yenilgi Arasında” Başlıklı Konferansın Sonuç Bildirgesi

Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti, 30 Recep 1438 / 27 Nisan 2017 tarihinde Müslümanların kalkanı, sancaklarının hamisi, Müslümanların işlerini şeri hükümlere göre güden, davet ve cihat yoluyla dünyaya İslam Risalet’ini taşıyanHilafetin yıkılışının 96.yıldönümünde bir konferans düzenledi...

Bu konferans öyle bir ortamda düzenlendi ki ümmet ve ümmetin sadık evlatlarını fırtınalı dalgalar kuşatıyor. Şiddetli sarsıntılar ümmetin derinliklerine işlemiş. Kan ve vücut parçaları, göç ve yıkım her tarafa saçılmış durumda... Dünyadaki olaylara bakıldığında, en derin, hatta en şiddetli belki de tamamının İslam ve Müslümanların yaşadıkları bölgelerde olduğu görülür.

Konferans öyle bir ortamda düzenlendi ki aç insanların sofraya üşüştüğü gibi yakın uzak bütün milletler üzerimize üşüşüyor. Hatta bu ümmet, kurtlar sonrasındaki yetimler gibidir.

Sömürgeci kâfir, bu ümmetin gücünü erken fark etti ve ölüm döşeğinde iken ümmetin devletini ve hamisi Hilafeti yıktı... Ülke ve insanları sömürdü, ancak sömürgeci kâfir Batı, ümmetin her coşkusu karşısında şaşırıp kaldı. Batının bütün çabaları, dinine ve ümmetine düşkün ümmetin gençleri karşısında paramparça oldu. Gençler, canlarını çatışmalarda feda ettiler. Hafif silahlarla en azgın askeri araçlara karşı koydular. Sonra bu saldırıları savuşturmak için beden ve göğüslerini kalkan yaptılar. Sömürgeci kâfir Batı, vücudunda yorgunluk ve sükûnet zuhur etse de ümmetin kalbinde hâlâ yaşam belirtilerinin olduğunun farkında... Bu yüzden Batı, samimi gençlerin enerjilerini çalmak için farklı bir yaklaşım sergiledi. Ölmek için ölüm, şiddet için şiddet dışında onları açık amaç ve hedefsiz bıraktı. Karalamak, kuşatmak, sömürmek ve ümmeti şiddet ve karşıt şiddet döngüsüne sokmak için birim ve adamlarını seferber etti. Sonra kâfir Batı ve avaneleri, bu ümmetin ve gençliğin tepesine “terör” kılıcını musallat etti...

Bu nedenle ümmet, özellikle gençler, kendilerini iki seçenek arasında buldular. Üçüncü seçeneğin yanlış olduğunu düşündüler:

Ya İslami terminolojiler kullanarak şiddet ve ölüm sarmalına girmek... Ardından (terör) suçlaması ile hapis ve baskıya maruz kalmak... Ya da entelektüel yenilgi sonucu modern ve ılımlı İslam’ı veya siyasi yenilgi sonucu da laiklik döngüsündeki Müslüman dişli olmayı kabul etmek...

Bu yüzden ümmet, şiddet ve yenilgi arasındaadıyla bir konferans düzenledik. Genel olarak Müslümanlara özel olarak da bu ümmetin gençlerine diyoruz ki üçüncü bir seçenek hâlâ mevcut. Hem de açık ve net gayeye dayalı bir seçenek. Bu seçenek, ümmetin vakasını duyumdan doğan öncül düşünceye dayalı bir çalışma ile gerçekleşir...

İşte bu konferans, bu algı ve anlayışa dayalıdır. Umarız Allah, bu konferansı hayırlara vesile eyler...

Konferansta üç temel konu işlendi:

Birincisi: İnsanları korkutmak ve şiddet döngüsüne sokmak, Nebevi metottan değildir...

İkincisi: Entelektüel ve siyasi yenilgi mefhumunu çürütmek... Nebevi metodun, açık ve net seçenek olduğunu betimlemek...

Üçüncüsü: Hizb-ut Tahrir’in Nebevi yöntemi, eğri hattın yanına doğru hattı çizmektir.

Sonuç olarak konferansta şu noktalara vurgu yapıldı:

Birincisi: Öldürme, yıkım, kan akıtma, Müslümanları terörize etme ve benzeri eylemler, Nebevi yöntemden değildir. Aksine baskı ve zulmün bir sonucudur. Özellikle de tiran ve arkasındaki güçlerin güvenlik birimlerinin dayatmasından kaynaklanmaktadır. İslam Risâleti, âlemler için bir rahmettir. Bu rahmet, parlak ve gerçek şekliyle ancak Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinde tecelli eder.

İkincisi: Fikri ve siyasi yenilgi, demokrasi ve modernlik iddialarıyla sömürgeci kâfir Batının gereksinimleri karşısında dize gelmek, Nebevi metottan değildir. İslam düşüncesi, her düşünce ve her görüşe meydan okur. Allah Subhânehu ve Teâlâ, Efendimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem yoluyla İslam düşüncesine kıyamet gününe kadar baki kalacak burhan ve argüman bahşetti.

Üçüncüsü: Lübnan ve diğer ülkelerdeki iktidarları uyarıyoruz. Şu iki yol: “Terör”, baskı ve zulüm sopası ya da İslam’ın imajını, eşsiz akide, Şeriat ve metodunu karalama girişimleri, İslam ve Müslümanları vurmak için kirli bir bahane olarak kullanılmamalıdır.

Dördüncüsü: Gençler, bu ümmet yürüyüşünde ciddi ve gerçek rollerine sımsıkı sarılmalıdır. Mekke’de Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ile davet taşıyan ve Medine’deki ilk İslam devleti omuzlarında yükselen nesil, 15 ile 45 yaşları arasındaydı... Körpecik gençlik, boş şeyler ve haram oyunlar için değildir. Ümmetler ve Hadâratlar gençlerin omuzlarında yükselir.

Beşincisi: Gerçek savaş her zaman başta Amerika olmak üzere bugünün sömürgeci kâfir kapitalist Batı ülkelerine karşıdır. Bu çatışma, devlete karşı devletle ancak başarılı olacaktır. Devlet, tebaanın güvenliğinin garantörüdür. Sonra devlet, ordular hazırlayacak, adil ve hakkaniyetle İslam’ı taşıyacaktır. Kostantiniyye fethedildiği gibi Roma da fethedilerek Allah’ın izniyle Peygamberin müjdesi gerçekleşecektir.

Altıncısı: İslam arenasında çalışanlar bilmelidir ki düşmanlar, onlara düşman Müslüman gözüyle bakmaktadır. Yakınlık ve yaltaklık, kindar Batı katında onların gerçek suretini asla değiştirmeyecektir. Dolayısıyla açık ve net İslam sabitelerine sarılmak, davet ve devlet gücüyle İslam’ı taşımak asıldır... Hizb-ut Tahrir olarak biz, devletin mükemmel suretini betimledik. Geriye sadece Allah’ın kullarına vaadini gerçekleştirmesi kalıyor. Bu algı Allah’ın izniyle uygulama sahasına konulacaktır. Haydi, hayra koşun.

Yedincisi: Özellikle zorlu koşullarda, ümmetin maruz kaldığı ve Allah’tan başka hiç kimsenin olmadığı bu tür felaketlerde samimiyetle çalışanlara yardım elini uzatmak, sonra sınırlı gaye ve net metotla ciddiyetle çalışanları çalışmaya davet etmek.

Konferansın sonunda Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti olarak biz, davetimizi kabul edip icabet eden değerli konuk ve katılımcılara içtenlikle şükran, takdir ve teşekkürlerimizi sunuyoruz. İnşaAllah çaba ve gayretleri boşa gitmeyecektir.

Bu konferansın düzenlenmesinde söylem, eylem, görüş ve dua ile emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Umarız Allah, mal ve çocukların fayda etmediği gün bunları iyilik terazinize ekler. Ancak kalbi selim ile gelen müstesnadır.

Umarız Allah, bize, size ve İslam ümmetine en kısa zamanda zafer ve ferahlık nasip eyler. Bu, Allah’a zor değildir. Şüphesiz Allah emrine galiptir. Allah her şey için bir kader belirlemiştir.

Nimeti, lütfu ve cömertliğinden ötürü Allaha hamdolsun.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Road 200, Tarabulus/Tripoli – Lebanon
Telefon: 03–155103 / 03–446709
www.tahrir.info
Fax: 06–629524
E-Mail: ht@tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER