حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT-BA-2022-MO-TR-04 |
H. 28 Rabi-ul Evve 1444 M. Pazartesi, 24 Ekim 2022 |
Josef Borrell’in Açıklamaları, Avrupa Birliği’nin Kırılganlığını Gözler Önüne Seriyor
Avrupa Birliği’nin Dış Politika Sorumlusu Joseph Borrell, 13 Ekim 2022 Perşembe günü yaptığı konuşmada, Avrupa bir “bahçe”dir, dünyanın geri kalanının çoğu bir “orman”dır şeklinde ırkçı ifadeler kullandı. Devamla Borrell, Avrupa ülkelerinin ne yapması gerektiğini belirterek şunları kaydetti: “Orman bahçeyi istila edebilir. Bahçıvanlar onunla ilgilenmeli ancak duvarlar örerek bahçeyi koruyamazlar. Güzel, küçük bir bahçenin duvarlarla çevrilmesi, ormanın içeri doğru yayılmasını önlemek için çözüm olmayacak. Çünkü ormanın güçlü bir büyüme kapasitesi vardır ve duvar asla bahçeyi korumak için yeterince yüksek olmayacaktır. Bahçıvanlar ormana gitmek zorunda. Yani Avrupalılar dünyanın geri kalanıyla çok daha fazla meşgul olmak zorundalar. Aksi takdirde, dünyanın geri kalanı bizi farklı yol ve araçlarla istila edecek. Evet, bu benim en önemli mesajım: dünyanın geri kalanıyla çok daha fazla meşgul olmalıyız.” Daha sonra Joseph Borrell, BAE de dâhil olmak üzere ülkelerden gelen eleştiri yağmurunun ardından kullandığı ifadelerden dolayı özür dilemek zorunda kaldı. İfadelerinin yanlış anlaşıldığını ve medya çevrelerince bağlamından çıkarıldığını iddia etti.
Bu ifadeler, Avrupa’nın gerçek kişiliğini ortaya koymaktadır; O kişilik, Avrupa’nın refah ve dünyanın geri kalanının sömürgeleştirilmesidir. Barış ve istikrar sloganlarının amacı, Avrupa ülkeleri arasında çıkan dünya savaşlarını durdurmaktı. Dünyanın geri kalanının savaşması, yıkılması, yağmalanması umurunda değil!
Avrupa Birliği, kuruluşundan bu yana, çatışma ve bölünme ile karşı karşıya. AB, tek bir birim değildir, bir birliktir. Bu yüzden sürekli halkların kimlik inatçılığıyla uğraşmak zorunda. Bu nedenle tarihi boyunca hiçbir ülke bu birliğe liderlik edememiştir. Aksine, bir ülke liderliğini ele geçirmeye çalıştığında, kırılganlığını gözler önüne seren bir çatışma zuhur etmiştir. İngiltere’nin 2020’de birlikten ayrılması, kırılganlığının tezahürlerinden sadece bir tanesidir. Şu anda Avrupa halklarında korku atmosferi hâkim. Kuzey Akım 1 ve 2 boru hatlarının kapatılmasından ve Rusya’dan sıvılaştırılmış gaz akışının kesilmesinden sonra petrol ve gaz fiyatlarında çılgın bir artışla karşı karşıyalar. Bu durum, ekmek fırınlarının kapanmasına neden oldu ve önümüzdeki kışın getireceği yüksek ısınma maliyetleri nedeniyle bireysel düzeyde kemer sıkma politikaları izleniyor.
Evet, bu atmosfer, ataları iki dünya savaşına girmiş halklar için korkutucu ve ürkütücüdür. Şimdiki nesiller savaş ve savaş fikrinden oldukça uzaklar. Savaşın yerini hedonizm almıştır. Yine bu atmosfer, yoksulluğun kapılarını çaldığı halklar için de ürkütücüdür.
2020’de Korona pandemisi sırasında olduğu gibi Avrupa “bahçesi”nin çatıları çökmüş duvarları üstünü yıkılmış, bahçe, ahıra dönüşmüştür. Her bir ahır, ulus devlet tarafından yönetilmektedir. Ulus devlet, sağlık önlemleri bahanesiyle komşularıyla sınırlarını kapatmıştır. Böylece tıbbi yardımın serbestçe dolaşması engellenmiş, Avrupa halklarının sözde birlik gerçeği açığa çıkmıştır.
Son dönemde Avrupa’nın tavrında görülen ikiyüzlülük, emsalsiz ve benzersizdir. İkiyüzlülükleri, ülkelerin inandığı kapitalist ideolojinin gerçek yüzünü ortaya koyuyor. Kapitalist ideolojide çıkarlar ve faydaların değişmesiyle tutumlar değişir. Zira bu ideoloji, maddi değerden başka bir değer tanımaz, insani, ruhi veya ahlaki değerleri dikkate almaz. Bunun kanıtı, Korona salgınından önce İran ile olan ekonomik ilişkileridir. Para ve likiditenin dili, kaynaklara ve hammaddelere erişim kolaylığı, kapitalist ülkelerin dili ve dinidir. İran ile yaptıkları uçak anlaşmalarında, bu, açıkça görülmüştür.
Ayrıca, son yıllarda Avrupa Birliği’nde, bu birlik ülkelerinin inandığı ideolojiden kaynaklanan kültürle ilgili sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu sorunlar, özellikle Müslümanları hedef alan dışlayıcı bir entegrasyon politikasının geliştirilmesi zorunluluğunu doğurmuştur. İnanç ve davranış özelliklerine müdahale etmeden bir arada yaşamak yerine Müslümanlar, Batılı değerler sistemine entegre edilmeye çalışılıyor. Böylece, “bahçe”nin artık çeşitliliği korumak, herkese uyum sağlamak gibi koruyup kolladığı, övündüğü bir ideali yoktur. Bu değerler, bazen ortaya çıkıyor ve gerektiğinde de aniden yok oluveriyor!
Ey Müslümanlar! Josef Borrell sıradan yetkili değildir, Avrupa Birliği’nin dış politika yetkilisidir. Yaptığı açıklamalar, tüm Avrupalı yetkililerin, daha doğrusu Batının başta Müslüman ülkeler olmak üzere dünyaya nasıl baktıklarını ifade eder. Bu, çıkarlarına hizmet ettiği sürece “orman” olarak gördüğü şeyleri yakmaya hazır bir bakış açısıdır. Hilafeti yeniden kurmak için acele etmelisiniz. Çünkü sadece Hilafet orduları, Avrupa’nın hırslarına ve ardışık haçlı seferlerine karşı koruyucu bir kalkan olacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاءُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الآيَاتِ إِن كُنتُمْ تَعْقِلُونَ“Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz size ayetleri açıkladık.” [Ali İmran 118]
Joseph Borrell ve arkasındaki Avrupa yöneticilerine gelince, onlara Yüce Allah’ın şu sözleriyle sesleniyoruz:
فَعَسَى رَبِّي أَن يُؤْتِيَنِ خَيْراً مِّن جَنَّتِكَ وَيُرْسِلَ عَلَيْهَا حُسْبَاناً مِّنَ السَّمَاء فَتُصْبِحَ صَعِيداً زَلَقاً * أَوْ يُصْبِحَ مَاؤُهَا غَوْراً فَلَن تَسْتَطِيعَ لَهُ طَلَباً * وَأُحِيطَ بِثَمَرِهِ فَأَصْبَحَ يُقَلِّبُ كَفَّيْهِ عَلَى مَا أَنفَقَ فِيهَا وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَى عُرُوشِهَا وَيَقُولُ يَا لَيْتَنِي لَمْ أُشْرِكْ بِرَبِّي أَحَداً * وَلَمْ تَكُن لَّهُ فِئَةٌ يَنصُرُونَهُ مِن دُونِ اللَّهِ وَمَا كَانَ مُنتَصِراً“Belki Rabbim bana, senin bahçenden daha iyisini verir. Seninkinin üzerine de gökten bir afet indirir de bahçe kupkuru ve yalçın bir toprak hâline geliverir. Derken bütün serveti helâk edildi. (Yıkılmış) çardakları üzerine çökmüş hâldeki bahçesine yaptığı harcamalar karşısında ellerini ovuşturuyor ve şöyle diyordu: “Keşke Rabbime hiçbir kimseyi ortak koşmasaydım. Onun, Allah’tan başka kendisine yardım edebilecek kimseleri yoktu. Kendi kendini kurtaracak güçte de değildi.”[40-43]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |