حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132012u2013MMBu2013TRu20130035 |
H. 6 Safer 1434 M. Perşembe, 20 Aralık 2012 |
-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir, Cakarta'da İki Gün Sonra Kadınlara Dönük Küresel Bir Konferans Düzenleyecektir
Hizb-ut Tahrir / Merkezî Medya Bürosu, Hizb-ut Tahrir / Endonezya ile işbirliği içerisinde 22 Aralık 2012 Cumartesi günü, yaklaşık 1500 kadının toplanacağı ve "Kadın'ı, Yoksulluğa ve Sömürüye Karşı Koruyacak Olan Hilafet'tir" başlıklı kadınlara özgün küresel bir konferans düzenleyecektir. Bu önemli olayda, aşırı yoksulluğun, yaygınlaşan sömürünün ve gerek İslam dünyasında gerekse tüm dünyada milyonlarca kadını etkileyen ekonomik zulmün nedenleri tartışılacaktır. Nitekim konferans Cakarta'da düzenlenecek olup konferansa, kadınlar, kadın siyasî aktivistler, kadın medyacılar, gazeteciler, akademisyenler, öğretmenler, profesörler, üniversite öğrencileri, avukatlar, toplum liderleri ve çeşitli kadın dernek temsilcileri katılacaklardır. Afrika, Asya, Türkiye, Arap ülkeleri ve aynı şekilde Batı gibi dünyanın muhtelif bölgelerinden kadın konuşmacılar olacak ve kapitalist nizamın tehlikesinin etkisi ile serbest piyasa ekonomik sistemin kadın ve aileleri üzerindeki etkisini tartışacaklardır. Aynı şekilde İslam dünyasındaki siyasî liderlerin, kadınların hem malî haklarını korumada hem de kölelikten korunmalarında başarısız olduklarına ışık tutacaklardır. Aynı şekilde konferansta, sadece İslam Anayasası'na dayalı olacak olan Hilafet Nizamı'nın detayları tartışılacak ve onun ümmetin işlerini gözetebilecek bütünsel politikası ile hükümlerinin nasıl olduğu açıklanacaktır. Zira kadınları yoksulluktan ve sömürüden koruduğu gibi onların maddî güvenliğini de garantileyen şeri hükümler yüz yıllar boyunca tatbik edilmiştir.
Hizb-ut Tahrir / Merkezî Medya Bürosu Üyesi Nesrin Nevaz, şöyle bir değerlendirmede bulunmuştur: "Gerçekten çok uzun bir zamandır kapitalist Batılı ülkeler, kapitalist sistem ile serbest ekonomik sistemin her ikisinin ekonomik istikrarı ve kadınların refahını en güzel bir şekilde gerçekleştireceği şeklinde dünyaya fanteziler yaymaya devam etmektedirler. Aslında büyümenin sürdürülmesi için ağır faiz ve riba sistemini yücelten erozyona uğramış bu ideoloji, açgözlülük ve borçlar üzerine kurulu olup kararsız bir ekonomik ve sınır tanımayan işsizlik üretmektedir. Aynı şekilde serveti, yoksullar pahasına küçük zengin bir azınlığın elinde toplamaktadır. Dolayısıyla bu, servetin dağılımında zulme ve yoksulluğun artmasına neden olmakta, buda dünya çapındaki milyonlarca kadını etkilemekte ve birçoğunu da fabrikalarda, çiftliklerde, muhtelif işlerde çalışmak için hicret etmeye sevk etmektedir. Nitekim genellikle de yaşamak ve hayatta kalmak için kölelik benzeri koşularda çalışmaktadırlar. Ayrıca İMF ve Dünya Bankası'nın sunduğu kredi sistemi ile aynı şekilde özelleştirme, tekelleşme ve balın içindeki zehir olan imtiyazlar gibi serbest piyasa sistemi, kaynakları bakımından dünyanın en büyük servetlerine sahip olan İslam ülkelerini, gelişmekte olan ülkeler olmaya sevk etmekte olup bunların tamamı da kapitalist Batılı ülkeler ile kuruluşlarının toplam gelirlerini yükseltmek içindir. Nitekim kapitalist Amerika'nın rüyası, insanlığın kabusudur. Zira hem dünyayı hem de dünya kadınlarını, derme çatma hızlı tren ekonomisi oyunu üzerinde taşımaktadır."
"Aynı şekilde kapitalist ideoloji, bireysel menfaati ve ekonomik kârı, yaşamın temel hedefi kılmakta olup sadece maddeci ve tüketici toplumlar doğurmaktadır. Zira kârın garantilenmesi, kadının onurunun ve refahının garantilenmesine egemen olmaktadır. Dolayısıyla buda sömürünün ve köleliğin yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Buna ek olarak hükümetlere ve şirketlere dönecek olan gelirlerin yükselmesini korumak için kapitalist ülkeler, (kadınların düzeyini yükseltmek) iddiasıyla iş dünyasına girmeleri için kadınlara baskı uygulayarak kadının değerini, servet üretmedeki rolüne göre belirlemekte, hem geçiminin sağlayıcısı hem de evinin mürebbisi olması için kadına ağır yük yüklemekte, analık mefhumuna savaş açmakta, kadınları evlatlarıyla zaman geçirmekten mahrum etmekte ve kadınlar, bununla evlatlarının ve gözetimleri altındakilerin mürebbisi olma noktasındaki esas rolleri arasında pazarlık yapmaya mecbur bırakılmaktadırlar. Halbuki kadınların, gelecek nesillerin mürebbisi olmalarına rağmen. Bundan dolayı kapitalizm, kadını alınıp satılır kıldığı gibi kadınları, ekonominin köleleri yapmasının yanı sıra onlarla bir eşya ve servet üretim makineleri gibi muamele etmektedir."
"Bu nedenle tüm bunlara bir son vermek gerekir ki zaten İslam dünyasındaki kadınlara dönük yeni bir siyasî ve ekonomik bakışın vakti de gelmiştir. Zira maddî kârdan önce insanların gözetimini sağlayacak yeni bir sisteme ihtiyaç vardır ki bu sistem, içgüdülerin hükmetmeyeceği ve gelişmiş bir ekonomi için serveti insanlar arasında adil bir şekilde dağıtmak yoluyla yoksulluğu ortadan kaldıracak olan doğru bir sistem olduğu gibi refahın ve ekonomik adaletin arasını birleştiren ve servetini ümmetin enkazının üzerine bina etmeyen sahih ekonomik politikaları benimseyen bir sistemdir. Yine bu sistem bünyesinde, kadınları fakirliğe ve köleliğe karşı koruyacak ve onlara servet üreten bir eşya gibi değil de onurlu bir insan olarak bakacak fiili model olan dünya kadınları barındıran bir sistemdir. İşte bu bakışı benimseyen ise Hilafet Sistemi'dir. Zira o, analık hakkını gözeteceği gibi kadının gözetimini, erkek akrabalarının üzerine sürekli olarak farz kılacak olan bir devlettir. Dolayısıyla o, kadınların hakları için yanlış bir bakış sunan devlet değildir. Dahası kadınların, güvenli, korunaklı ve sömürü ve zulümden hali şartlarda çalışma hakları da vardır."
"Bizler, zulmün bitişine ve dünya kadınları üzerine uygulanan zalim ekonomiye tanıklık etmeyi arzulayan ve yoksulluğu ve köleliğe dönük gerçek çözüm arayan tüm kadınları, bu önemli konferansta bizimle birlikte olmaya davet ediyoruz. "
أَفَمَنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَى تَقْوَى مِنَ اللّهِ وَرِضْوَانٍ خَيْرٌ أَم مَّنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَىَ شَفَا جُرُفٍ هَارٍ فَانْهَارَ بِهِ فِي نَارِ جَهَنَّمَ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ "Binasını Allah korkusu ve rızası üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa binasını yıkılacak bir uçurumun kenarına kurup onunla beraber kendisi de çöküp cehennem ateşine giden kimse mi? Şüphesiz ki Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.." [et-Tevbe 109]
Editörden notlar:
1- Konferans; 22 Aralık 2012 akşamı saat 21:00'de Sudirman Grand Sahid Jaya Oteli'nin 86 Nolu Puri Ong Salonunda yapılacaktır. Cakarta 10220 / Endonezya.
2- Basın Konferansı da saat 12:00'da aynı yerde yapılacak olup medya lisansı talep edilecektir.
Bilgilenme, röportajlar ve lisanslar için iletişim: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
3- Sadece kadın gazeteciler ile kameramanların ana salona girmelerine izin verilecek olup erkek gazeteciler ile kameramanların da basın konferansına katılmalarına izin verilecektir.
4- Konferans, şu adres üzerinden canlı yayınlanacaktır: www.htmedia.info
Dr. Nesrin Nevaz
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu Üyesi
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |