حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132013u2013MMBu2013TRu20130006 |
H. 7 Rabi-ul Evve 1434 M. Cumartesi, 19 Ocak 2013 |
-Basın Açıklaması- Türkiye'deki Suriyeli Mültecilerin Kampında Çıkan Yangında Ölen Hamile Bir Kadın İle Çocukları Zalim Ulusalcı Erdoğan Rejiminin Kurbanlarıdır
15 Ocak 2013 Salı günü, Türkiye'nin Güney Doğusu'nda hamile bir kadın ile üç çocuğunun ölümüyle sonuçlanan Suriyeli mültecilerin kampındaki çadırların birinde yangın çıktığı açıklanmıştır. Nitekim Türkiye yetkilileri, olayın elektrikli sobanın kontak yapmasının neden olduğunu söylemişlerdir. Bu olay, Türkiye'nin Şanlıurfa bölgesinde Suriyeli mültecilerin kaldığı Telhamut kampında yaşayan bir ailenin çadırında meydana gelmiştir. Nitekim aynı şekilde Aralık ayında da aynı kampta başka dört çocuk daha vefat ettiği gibi aynı nedenden dolayı Türkiye'nin Hatay ilinin Yayladağı bölgesindeki çadırda da iki kişi daha vefat etmişti. Dolayısıyla bu Türkiye çadırlarında kalan mültecilerin durumları, trajik ve korkutucu olarak nitelendirilmektedir. Zira onlar, gıda, temiz su ve tıbbî hizmetlerin eksikliğinin acısını çekmelerinin yanı sıra yaz sıcağına ve sert kış soğuğuna karşı korunaksız olan zayıf çadırlarda ikamet etmektedirler. Nitekim Birleşmiş Milletler, Suriyeli mültecilerin dörtte üçünün kadın ve çocuklar olduğunu ve onların kiralık evlere çıkmaya çalıştıklarını ancak kira fiyatlarının iki yada üç kat artırılmasıyla karşı karşıya kaldıklarını söylemiştir.
Hizb-ut Tahrir / Merkezî Medya Bürosu Üyesi Dr. Nesrin Nevaz, bu konu hakkında şöyle bir değerlendirmede bulunmuştur:
"Laik Türkiye hükümeti tarafından Suriyeli Müslümanların gözetilmesine yönelik tam ihmal, cürümsel bir eylemdir. Ayrıca Türkiye'deki çadırların koşulları, bu mültecileri ağırlama ve gözetme düzeyinde olmadığı gibi Türkiye'nin dünyanın en büyük askerî güçlerinden birine sahip olmasına rağmen kasap Beşar Esad'ın zulmüne karşı Suriyeli kardeşlerinin kanlarını durdurmaya dönük en ufak bir çaba göstermemeleri, dahası zavallı bir şekilde sınırlarına iltica eden Suriyeli kadınlar ile çocukların tehlikeli ve tahammül edilemez atmosferlerle karşılaşmaları da cabası. Dolayısıyla bu, Suriyeli kardeşlerini ve bacılarını ağırlamak için evlerini açan ve hiç tereddüt etmeksizin onlara yemek ve güvenlik sağlayan Türkiye ile komşu ülkelerdeki Müslümanların cömertliğine ve iradesine terstir. Zira bu, İslamî ümmetin asil değerleriyle kritik zamanlarda bile Müslümanları yüzüstü bırakan fasit kavmiyetçi laik kapitalist rejimlerin inançları arasındaki farklılığı yansıtmaktadır."
"Erdoğan'ın, Suriyeli mustazaf kadınlara ve çocuklara yeterli yardımı yapmaması, devletin fonlarının yıpranacağından korkulduğu gerekçesiyle muhtaçlara ve acı çekenlere yardım edilip gözetilmesi pahasına ulusalcı ekonomik çıkarları korumaya hırs gösteren fasit Atatürkçü laik rejimin tatbik edilmesinin meyvesidir. Nitekim acınacak durumdakilere yardım etmenin kıymetini İslam ümmetinden uzaklaştıran ve Suriyeli mültecilere karşı ırkçılık eğilimleri doğuran bu yıkıcı ideoloji olduğu gibi zulmetmek ve ırkçı ayrımcılık yapmak için Almanya ve diğer Batılı ülkelerdeki Türkler ile Müslüman mültecilerin maruz kaldıkları şeyin arkasında yatan da aynı nedendir. Müminler arasında İslam akidesi birliğine mebni olan kardeşliği değiştiren Erdoğan hükümeti ile diğer İslam ülkelerindeki hükümetlerin benimsedikleri işte bu ulusalcı bakış açısıdır. Ayrıca zalimlerin otoritelerinin hayatta kalmasına yol açan ve mübarek Şam topraklarında günlük olarak kanların aktığı ve namusların çiğnendiği bir sırada kışlalarından tek askeri bile harekete geçirtmeyen de bu bakış açısıdır."
"Buna karşılık on dokuzuncu asırda (Hilafet'in olduğu) İslamî Sistemi tatbik eden Türkiye'deki Osmanlı Halifesi, şiddetli kıtlığın acısını çeken İrlanda sakinlerine hiçbir sınır yada şart olmaksızın gıda dolu üç büyük gemi göndermiştir. Dolayısıyla bu, insanlar arasında ırk yada cinsiyet temelinde bir ayrım yapmayan ve dürüst bir şekilde insanlığın maslahatlarını gözeten Hilafet Devleti'nin cömertliğini ve zenginliğini yansıtmaktadır. Dolayısıyla da Suriyeli kadınlar ile çocukların, dahası tüm İslam dünyasının, işlerini, ümmetini güden, koruyan ve hizmet eden ve ülkenin servetlerini İslam'ın farz kıldığı şekilde tüm tebaasının ihtiyaçlarını karşılamak için kullanacak olan bir yöneticinin idare ettiği bir sisteme korkunç ihtiyacı vardır. Ayrıca o, kavmiyetçiliğe dayalı olmayan, bilakis İslam'a dayalı olan bir devlet olduğu gibi ülkeleri ve orduları birleştirecek, ümmetin kadınlarını tagutlardan kurtaracak ve kadınlar için ancak Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'nın hükümlerinin tatbik edilmesiyle erişilebilecek olan onurlu, güvenli ve müreffeh bir hayat tesis edecek olan bir devlettir."
Dr. Nesrin Nevaz
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu Üyesi
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |