Cumartesi, 21 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi

No: HTu2013BAu20132013u2013MMBu2013TRu20130033 H. 10 Cumâde’s Sânî 1434
M. Cumartesi, 20 Nisan 2013

-Basın Açıklaması- Beşar'ın Mevcut Olanı Parçalamasının Ardından Suriye'nin Geleceğini Kurtarın!

Reuters Haber Ajansı, Birleşmiş Milletleri'nin 19.04.2013 Perşembe günü, Suriyeli ailelerin evlerinde yandıkları, insanların bombalandıkları, onların ekmek bekledikleri, çocukların işkenceye, tecavüze ve ölüme maruz kaldıkları, Suriye'de iki yıldır devam eden savaştan dolayı şehirlerin enkazlara dönüştüğü ve durumların insanlık felaketine ulaştığı şeklindeki sözlerini yayınlamıştır. Nitekim Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinatörü Valerie Amos, şöyle demiştir: "İnsanlardan daha çok çocuklar acı çekmektedirler. Zira onlar, ölüme, işkenceye ve cinsel şiddete maruz kalmaktadırlar. Onlardan bir çoğu da yeterli yemeği bulamamaktadırlar. Ayrıca korkunç olayların sonucunda milyonlarca insan şok geçirmektedirler... Bu vahşî çatışma, sadece mevcut Suriye'yi parçalamamakta, bilakis aynı şekilde Suriye'nin geleceğini de yıkmaktadır."

Suriye'nin kamu ve özel mülkiyetler noktasında maruz kaldığı yıkım, Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu [ESCWA]'nın istatistiklerine göre her şeyi tarif edilemez büyük bir dereceye ulaştırmıştır. Zira şu ana kadar şiddetin bilançosu, 80 milyar dolara ulaşmıştır. Aslında mesele bununla da sınır değildir, bilakis sırf hakkın batıla üstün geleceğine kesin olarak iman etmesinden dolayı her gün onlarca, dahası yüzlerce silahsız kişi şehit düşmektedir. Hatta Birleşmiş Milletrleri'nin istatistiklerine göre bu sayı, Suriye içi ve dışındaki yerinden edilenler ile mülteciler müstesna 70 bin küsur kişiye ulaşmıştır. Dolayısıyla en çok acı çekenler ve etkilenenler bizzat çocuklar olmaktadır. İşte onlar, ölümün, doğranmanın, açlığın ve yerinden edilmenin yanı sıra işkence ve cinsel şiddete maruz kalmaktadırlar ki bu, tüm ölçekleriyle bir felakettir. Çünkü burada bizler, gelecek nesil ve adamları hakkında konuşuyoruz. Bunu ise tagut Beşar ile rejiminin diğer habis politikasının, mevcut olanı tahrip etmesinin ardından geleceği de tahrip etme politikası olduğunu ifşa etmek için yapıyoruz. Zira o, mevut ve gelecekteki her şeyi tamamen yıkmak istemektedir. Tüm bunlara rağmen ortada, vahşî hayvanların bile yaptıklarının bir benzerini yapmaktan çekindiği mücrim bir katil olan biriyle diyalogun ve müzakerenin olabileceğine inanan kimseler vardır!

Suriye'de gerçekleşenler, bizzat Birleşmiş Milletleri'nin tanıklığında gerçekleşmekte olup bu uluslararası örgütün Suriye halkının acılarını hafifletme noktasında başarısız olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Ayrıca "kendileriyle konuştuğunda neden dünyanın kendilerini terk ettiği sorusunu soran bu Suriyeli insanlara verebilecek bir cevabı olmadığını" söyleyen Amos bunu teyit etmiştir. Aynı şekilde başta İslam ülkelerinde onlarca dernek ve sözde sivil toplum kuruluşları dikmek için argümanlar ve bahaneler olarak aldığı uluslararası belgeler ve sözleşmelerde yayınladığı çocuk hakları da dahil kendisini insan hakları koruyucusu olarak gören, ailelerimizi ve evlatlarımızı darmadağın eden, İslam ülkelerinde kanunları değiştirmek için çalışarak kadın ve çocuk hakları ve onların zulüm ve şiddetten korunması için yalancıktan ağlayan, mesele Rabbul İzze'nin insanların mutluluğu ve saadeti için koymuş olduğu İslam'daki ukubat kanunları veya Müslüman kadınla ilgili hükümlerle alakalı olduğunda ihlaller hakkında hiç konuşmayan Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası toplumun yalanları da teyit edilmiştir. Aynı zamanda onlar, kadınlara ve çocuklara karşı zulmü, ölümü ve şiddeti daha artırması için Beşar'a mühlet üzerine mühlet ve fırsat üzerine fırsat vermektedirler.

İşte bu Batı, genellikle çifte standart içerisindedir... Peki o halde onlar nerede, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından yayınlanan ve içerisinde, "Aslında hayatta kalma ve büyüme, hayattaki tüm çocukların en doğal hakkıdır" şeklindeki 6. maddenin geçtiği çocuk hakları sözleşmesi olarak koydukları sözleşmeleri nerede?! Ama bizler, çocukların öldüklerini, yandıklarını ve merhametsiz bir şekilde enkazların altına defnedildiklerini görmekteyiz. "Hem de 19. maddede, cinsel istismar da dahil şiddetin, kötü muamelenin ve sömürünün tüm şekillerine karşı korunmaktan bahsedildiği halde(!)" Şimdi bizzat onlar, Suriye'deki korkunç ihlali kabul etmekteler ve meydana gelenleri bir insanlık felaketi olarak nitelendirmektedirler.

Bu tagut ile müzakere yapma çağrısında bulunup koşuşturanlara deriz ki;

onurunuzla kalmaya devam ediniz ve açık ve yüksek bir sesle, bu mücrim rejimle hiçbir şekilde müzakere olamayacağını ilan ediniz. Şehitlerin, nehirler gibi akan kanları üzerine mi(?) yoksa kadınların acıları, onurları ve ırzları üzerine mi(?) ya da Beşar'ın daha doğmadan öldürüp yok etmek istediği çocukların yaraları, acıları ve gelecekleri üzerine mi müzakere olacak Allah aşkına? Nitekim Allahu Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:

وَإِذَا الْمَوْءُودَةُ سُئِلَتْ بِأَيِّ ذَنْبٍ قُتِلَتْ "Diri diri toprağa gömülen kız çocuğun hangi günah sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda." [Tekvir 8-9]

Ey Müslümanlar ve Ey Kuvvet Ehli:

Suriye'deki çocuklarınıza karşı işlenen cürümler, damarlarınızdaki kanları kaynatmıyor mu?! Zira kasap tagut, geçmişi ve şu anı yıktığı gibi geleceği de yıkmak istemektedir... Dolayısıyla bu Ümmet, bu Ümmetin düşmanlarının karşısında duracak güçlü bir Halife'ye geçmişten daha çok muhtaçtır... Hem de bu Ümmetin çocukları, kadınları, yaşlıları ve erkekleri üzerine titreyen merhametli, şefkatli ve adil bir Halife'ye. Bu yüzden bizler sizleri, ellerinizi Hizb-ut Tahrir'in emiri celil alim Ata İbn-u Halil Ebu Raşta'nın elleri üzerine koymaya ve Allah'ın kitabı ve Nebisi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in sünneti ile hükmetmesi için ona biat etmeye davet ediyoruz ey kuvvet sahipleri! Böylece o, Nübüvvet Minhacı Üzere İkinci Raşidî Hilafet'in ilk Halife'si olsun, koruyucular koruyucusu Mutasım ile ilk Halifelerin siretini geri getirsin, zayıflar onunla güçlü olsun, zalimin elinden tutsun ve adaleti, merhameti, güveni ve güvenliği yaysın...

إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا "Kesinlikle Allah emrine galiptir. Allah, her şey için bir kader koymuştur." [et-Talâk 3]


Kadınlar Kısmı
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu Üyesi

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43
www.hizb-ut-tahrir.info
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER