حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132013u2013MMBu2013TRu20130050 |
H. 26 Şa'bân 1434 M. Cuma, 05 Temmuz 2013 |
-Basın Açıklaması- Haçlı Fransa, İslam'a Yönelik Tarihi Kinini Kabul Ediyor!
İslam'a karşı kin güden Aşırı Sağ Ulusal Cephe Partisi lideri "Marine Le Pen", 01 Temmuz Pazartesi günü yeniden küstah ve kibirli bir şekilde Fransa sokaklarında namaz kılan Müslümanları "işgalci" olarak nitelendirmiştir. Nitekim bu açıklamalar nedeniyle Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasının arifesinde dokunulmazlığının kaldırılmasına karşı oldukça alaycı bir şekilde şöyle demiştir: "Evet... Bu beni kesinlikle korkutmuyor ve ben bunu hiç önemsemiyorum. Kendimi tutuyorum ve benim Milletvekili dokunulmazlığımın kaldırılması... benim için hiç sorun değildir."
Le Pen, "CIA" televizyonuna yaptığı açıklamada, "tüm Fransızların ne düşündüğünü, yani sokaklardaki namazları söyleme cesareti göstermesinden" dolayı övündü ve ben hala onlara, Fransız toprakları üzerinde yapılanların bir işgal olduğunu söylüyorum dedi.
Bu kindar ısrar, 10 Aralık 2010 tarihinde yaptığı ve sokaklardaki Müslümanların namazlarını kınadığı konuşması sırasında ifade ettiği eskiye dayalı bir nefreti vurgulamaktan ibarettir. Zira bu durumu, "tankların ve askerlerin olmadığı bir işgal olmasına rağmen yine de devam eden bir işgal olarak nitelendirmiştir." Yine dokunulmazlığının kaldırılmasını, dolayısıyla bunun sonucunda yapılan bir şikayet nedeniyle kendisine Fransız yargısı tarafından kovuşturma olasılığını gündeme getiren de bu husustur. Dolayısıyla bu husus bizleri hiç ilgilendirmemektedir. Dolayısıyla da bu, yalandan, sahtekarlıktan ve Müslümanlar arasında hakim olan gerginliği hafifletme girişiminden öte bir şey değildir.
İslam'a yönelik kinin, açık ve net bir şekilde belgelemesi artık zor bir husus değildir. Bilakis bu, devletin genel ve sistematik bir politikası haline gelmiştir. Zira bu husus, İngiltere'nin eski başbakanı Tony Blair'in geçen Haziran ayının 2'sinde şu şekilde yapmış olduğu şu şekildeki açıklamasından bir ay sonra gerçekleşmiştir: "İslam'ın, tohumları İslam'ın içerisinde bulunan ideolojik taraftarlarıyla ilgili bir sorunu vardır ve bizim de bunu masaya yatırmamız ve bu konuda dürüst olmamız gerekmektedir."
Sorun, Milletvekili yada Bakan da değildir. Bilakis devlet düzeyindeki açık yaklaşımdadır. Zira bu yaklaşım, güvenlik sıkılığı ve Müslüman alimlere, cami hatiplerine ve kanaat önderlerine dönük devam eden kovuşturmalar aracılığıyla Fransa'nın İslam'a ve Müslümanlara yönelik açık ve net bir şekildeki skandal, kin ve nefretle dolu politikasını göstermektedir. Zira Fransa dışındaki birçok alimin sınır dışı edildiği veya "terörizm" karşıtlığı bahanesiyle bir gurup alim ve düşünürün tutuklandığı hakkında işittiğimiz haberlerin üzerinden daha bir ay bile geçmemiştir. Hem de Müslüman genç gurubun birçoğuna kendileri düştükleri gerekçesi altında dava açıldığı bir sırada.
Batı'nın, özellikle de Fransa'nın İslam'a dönük kin ve nefretini kısa bir zaman önce öğrenmiş değiliz. Bilakis Haçlı Seferleri'nin olduğu zamandan beri bunu biliyoruz. Şimdi de o bugün, birçok farklı yönlerde bunu yenilemektedir. Bu sırada tarih okuyan bir kimse, İslam'ın din sahiplerine yönelik hoşgörüsü ile Batı'nın Müslüman halka yönelik kini arasındaki büyük farkı ve geniş boşluğu hissedebilir. Zira Hıristiyanların Kiliseleri, hiçbir kimse tarafından zarar verilmeksizin yüz yıllarca korunup muhafaza edilmişler, İslamî Hilafet'in köşelerinde yaşamışlar ve herhangi bir korku veya sıkıntı olmaksızın ayinlerini uygulamışlardır. Ayrıca "insan hakları" gerçeğine dönük karanlık melankoli görüntünün olduğu bir sırada her gün, ülkeleri işgal eden ve yıkan açık savaşları, uluslararası istihbarat örgütleri tarafından açılan gizli savaşları, tutuklamaları, işkenceleri, takibatları ve Müslümanların insansız uçaklarla bombalandığını hissedip görmekteyiz! Bu nasıl bir hadarat?! Allah'ın yüce sistemi ile çökmekte olan Batılı insan sisteminin arasında nasıl da bir çelişki vardır?!
Artık insanlığın, iğrenç ve kokuşmuş Batı hadaratının hakikatini ifşa etmesinin ve insanın konumunu yücelten İslam hadaratını kabul etmesinin zamanı gelmiştir. Artık laiklik diye bağıranların bu çağrılarından dolayı tevbe etmelerinin, akıllarını başlarına almalarının ve insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir Ümmet olan Ümmetlerine katılmalarının zamanı gelmiştir.
أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنْ اللَّهِ حُكْمًا لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ "Yoksa onlar hala cahiliye hükmünü mü istiyorlar. İnanan bir kavim için Allah'tan daha iyi hüküm veren mi vardır?" [el-Maide 50]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |