حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132013u2013MMBu2013TRu20130060 |
H. 17 Ramazan 1434 M. Cuma, 26 Temmuz 2013 |
-Basın Açıklaması- Rohingyalı Mülteci Kadınlar ve Çocuklar, Tayland'da Zulmün Başka Bir Merhalesiyle Karşı Karşıya Kalırlarken Uluslararası Toplum ve Müslümanların Yöneticileri İse Sessizce İzlemektedirler!
"South China Morning Post" Gazetesi, 22 Temmuz 2013 tarihinde tamamı kadın ve çocuklardan oluşan Rohingyalı 18 Müslüman şahsın Tayland Phuket'de bulunan "Phang Nga" mülteci kampından Malezya'ya kaçtıklarını yazdı. Nitekim bu kalabalık ve korkunç mülteci kampı, Tayland cezaevlerinden daha kötü olarak nitelendirilmektedir. Ayrıca kaçanlardan birinin de hamile bir kadın olduğu bildirilmiştir. Nitekim daha kaçmalarından bir gün önce "Buquetawan", tüccarların yardımı olmaksızın kaçmalarının imkansız olduğunu bildirmiştir. Bu da kadınların, insan taciri çetelerin avına düştükleri endişesini uyandırmaktadır. Nitekim bir Malezya atasözünde şöyle geçmektedir: "Timsahın ağzından kaplanın ağzına." Dolayısıyla bu atasözü, Rohingyalı Müslümanların ülkelerinde acısını çektikleri çilenin ne kadar büyük olduğunu anlatmaktadır. Hala da şu ana kadar, Tayland da dahil iltica etmiş oldukları ülkede de acı çekmeye devam etmektedirler. Zira insan ticaretine maruz kaldıkları gibi Tayland hükümeti tarafından kötü muameleye de maruz kalmaktadırlar. Nitekim ortada, Tayland polisinin kamplardaki Rohingyalı kadınların ticaretinde suç ortaklığı yaptıklarını ifade eden raporlar bulunmaktadır.
Tüm bunlara rağmen uluslararası toplum ve İslam ülkelerindeki mevcut rejimler, sessizce izlemeye devam ettikleri gibi baskıcı Burma rejimiyle olan dostluk ve ekonomik ilişkilerine de devam etmektedirler. Mülteci kamplarına yerleştirilmeleri gibi Rohingyalılara yardım etmek için harekete geçilmesi, ne doyuran nede aç bırakan yüzeysel çözümlerden ibarettir. Zira onlar, temel haklarından ve onurlu yaşamdan mahrum bırakılmış vatanı olmayan bir halk gibi yaşamaya devam etmektedirler. Bu da bugün, kapitalizm ve demokrasinin egemen olduğu küresel sistemin, Rohingyalıların durumunu ve insanlığın acılarını hiçbir şekilde dikkate almayan, dahası Rohingyalı mağdurlara yardım edilmesi ve övünüp durdukları insan hakları için siyasî ve ekonomik çıkarlarını ön planda tutan demokratik ulusal bir devlet sistemi olduğunu göstermektedir.
Batılı ülkeler, Birleşmiş Milletleri ve Müslümanların yöneticilerinin, Rohingyalı Müslümanların trajik şartlarına sessiz ve felçli bir şekilde vermiş oldukları tepkilerin tam aksine Hizb-ut Tahrir, 2013 Haziran ayında uluslararası bir kampanya başlatmış ve 07 Temmuz tarihinde Kuala Lumpur-Malezya'da, Rohingyalı kadınların ve çocukların acıları hakkındaki bilincin düzeyinin yükseltilmesinin amaçlandığı ve Müslümanların yöneticilerinden onlar için güvenli bir sığınak sağlamalarının talep edildiği kadınlar için etkili bir sempozyum düzenlemiştir. Aynı şekilde sempozyumda, Rohingyalı kadınlar ve çocuklar için kerim bir hayat sağlayacak, Hilafet Devleti'nin tebâsı olmaları vasfıyla sadece azınlıkların değil tüm tabiiyet haklarına sahip olmalarından dolayı onları ve kanlarını koruyacak olanın sadece Hilafet Sistemi'nin olduğu açıklanmıştır. Ayrıca sempozyumun sonunda, toplumda etkili olan kadın katılımcıların imzaladıkları ve içerisinde Rohingya davasına, Müslümanların vahdetine ve aralarının yapay sınırlar veya mesafeler gerekçesiyle ayrılmamasına destek vermeye bağlı kalacaklarını ifade ettikleri bir bildiri yayınladık. Ayrıca imzaladıkları bildiride, tüm İslam topraklarını birleştirecek ve Müslümanlara insanlıklarını kaybettiren milliyetçiliği reddedecek olan Hilafet Devleti'ni kurmak için ciddi ve verimli bir şekilde çalışmayı arzuladıklarını da ifade ettiler. İslam dünyasının dört bir tarafındaki tüm kadınları saldırganların zulmünden ve saldırılarından koruyacak olan temel çözüm işte budur. Dolayısıyla Hizb-ut Tahrir, Burma Müslümanlarının acıları hakkındaki bilincin düzeyinin yükseltilmesinin yanı sıra bu Ümmetin kanlarını ve onurlarını koruyacak ve dünya çapında zulüm gören tüm azınlıktaki Müslüman kadınlar için güvenli bir sığınak sağlayacak olmasından dolayı hızla Hilafet Devleti'nin kurulması için gerekli tüm çabanın gösterilmesi hakkındaki bilincin düzeyini yükseltmeye dönük kampanyasına devam edecektir. Nitekim Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmaktadır:
المسلم أخو المسلم، لا يظلمه ولا يخذله "Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu yardımsız bırakmaz."
Kadınlar Kısmı
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu Üyesi
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |