Human Rights Watch [İnsan Hakları İzleme Örgütü] 05 Şubat 2014 tarihinde "Irak Ceza Kanununa göre hiç kimse kadın haklarını ihlalden masum değildir" başlıklı yayınlanan bir raporda, binlerce Iraklı kadın, kanunsuz şekilde tutuklanarak cinsel istismar dâhil her türlü kötü muamele ve işkenceye maruz kalmıştır. Örgüt, gözaltında kaldıkları süre içinde -bazen bu uzayabilir de- her kötü muameleye maruz kalan tutuklu kadınların ifadelerini aktardı. Rapora göre tutuklu kadınlar, dayak, tekme, tokat, elektrik şoku ve saldırıya maruz kalıyorlar. Ayrıca bazıları da bazen erkek akrabaları önünde cinsel saldırı ile tehdit ediliyorlar. İnsan Hakları İzleme Örgütüne göre bu kadınlar, ya erkek şüphelilerin yakınlarını soruşturmak amacıyla tutuklandılar, ya da silahlı direnişçileri destekledikleri iddiasıyla gözaltına alındılar. Suç işlediklerinden dolayı tutuklanmış değiller.

Bu rapor, Saddam ve ABD işgali dönemlerinde kadınların yaşadığı sefalet ve sıkıntının hâlâ devam ettiğini perçinliyor. Cinayet, gözaltı, işkence, tecavüz, güvenlik eksikliği ve siyasi baskı, ABD uşağı ve kayyumu döneminde de durmadı. Hatta arttılar bile. Adalet, haysiyet ve insan haklarından dem vuran Maliki, adalet terazisini ayaklar altına aldı, kendisine muhalefet edenleri aşağıladı, kovuşturmaya tabi tuttu, güvenlik güçleri ve adamları yoluyla fiziki olarak tasfiye etti. Aynı zamanda eski rejim günlerinde mevcut olan cezaevlerine yenilerini ekledi. Maliki'nin zindanlarında Iraklı kadınların maruz kaldıkları kötü muamele, iğrenç bir suçtur. Tüm insani, ahlaki yasa ve normlara aykırıdır. Ey hukuk devletinin lideri! Hangi kanun, kadınların gözaltına alınmasına, hiçbir suçu olmadan sadece rejim muhaliflerinin akrabaları olduğu için her türlü işkence ve eziyete maruz kalmalarına izin verir? Yoksa bu tutuklamalar, vaat edilen siyasi reformların bir adımı mıdır? Ya da masum kadınları tutuklamak ve onurlarını ayaklar altına almak, güvenliği mi sağlayacak? Sözde terörizmi mi yok edecek? Cezaevi ve dışında Iraklı kadınların bu trajik durumu, Amerika'nın Irak ve Afganistan'a getirdiği sözde demokrasi ve kurtuluş iddialarının boş sözlerden ibaret olduğunu ortaya koyar. Amerika, geride sadece yıkım bıraktı. Mücrim hükümetler, insanlara her türlü işkenceyi tattırdılar, leş kargalarının ülkeyi yağmalamasını sağladılar.

Ey Müslüman kadınlar! Sadece Hilafet, insan yapımı bu zalim sistemler altında çektiğiniz sıkıntılara son verebilir. Hilafet, sizin ve çocuklarınızın bakım ve güvenliğini sağlamak için çalışacaktır. Eğer aile reisi yoksa veya bakım görevini yerine getirmekten acizse, sizin ve çocuklarınızın temel ve lüks ihtiyaçlarını garanti altına alacaktır. Yalnızca Hilafet, konumunuzu yükseltir, siyasi ve ekonomik katılım hakkını size verir. Mutasım'ın yaptığı gibi sadece Hilafet, Müslüman bir kadının şerefini ihlal eden veya aşağılayan kimselerden öç almak için orduları seferber edebilir.

Ey Müslümanlar! Ey Müslüman orduları! Irzlarınızın çiğnenmesini ve kadınlarınızın gözaltına alınmasını sineye çekiyor musunuz? İçinizde Irak, Suriye ve tüm Müslüman ülkelerde savunmasız kadınların çığlıklarına icabet eden Mutasım gibi yiğitler yok mu? Sizi, savunmasız bacılarınıza yardım etmeye çağırıyoruz. Sizi, ırz, mukaddesat ve masum kadınların bekçi ve koruyucusu, mazlumların yardımcısı, adaletin hamisi Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir'e yardım etmeye davet ediyoruz. Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir'e yardım ederseniz, Allah'ın izniyle hem dünyanın hem de ahiretin izzetine nail olursunuz.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ
"Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü'ne icabet edin." ^{[Enfal 24]}

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu
Kadınlar Kısmı