حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
No: HTu2013BAu20132014u2013MMBu2013TRu2013025 |
H. 15 Raceb 1435 M. Çarşamba, 14 May 2014 |
Basın Açıklaması Kırgızistan'da, Zulfiya Amanov'a Yardım Edecek ve Çığlığına Yanıt Verecek Yiğitler Yok Mu?
Cesur ve kahraman Zulfiya Amanov, 26 Ocak 1994 yılında Kırgızistan'ın Oş kentinde dünyaya geldi. Ailenin üçüncü çocuğudur. "Saide Hatice" okulunda dört yıl öğretim gördü ve çok iyi bir derece ile eğitimini Rusça tamamladı. Ayrıca Arapça, İngilizce, fıkıh, akide, siyer, tefsir ve hadis eğitimi de aldı. Kuranı ezberledi. Doktor olmak arzusuyla 2013 yılında Tıp hazırlık okuluna kaydoldu. Cezaevinden çocuklarına bir mektup gönderen şehit -İnşaAllah- baba, mektubunda Zulfiya'ya hitaben "Ben, senin üniversitede okumanı istiyorum. Ben istiyorum, sen istiyorsun, ama Allah dilediğini yapar." diyordu. Baba, sürekli evlatları hakkında hüsnü zanda bulunurdu. Evlatları, iyi bir edep ve ahlaka sahipti. Özellikle de Zulfiya. Babasının beklentilerini gerçekleştirmek üzere çok çalışarak, hem dini hem de dünyevi ilimler tahsil etmişti. Buna ek olarak ailesinin giderlerine yardımcı olmak adına annesine ve kardeşlerine toprağın işlenmesinde ve ekiminde yardım ediyordu. Zulfiya'nın annesi gelince, çok sıkıntılar yaşadı, çocuklarını yetiştirmek için muazzam zorluklara göğüs gerdi. Bu sıkıntılar yanı sıra bu sabırlı aile, babalarını ziyaret etmek için on dört yıl boyunca Özbekistan cezaevleri arasında gidip geldiler. Zulfiya bu sıkıntıları anılarında şöyle dile getiriyor: "Ziyarete gittiğimizde her defasında babamızı göremiyorduk. Bazen babamızı başka bir cezaevine naklettikleri sürprizi ile karşılaşıyorduk. Bazen de görüşe çıkmasına izin vermiyorlardı. Biz de belki babamızı görebiliriz de ihtiyacı olan gerekli şeyleri teslim edebiliriz diye bulduğumuz herhangi bir yerde geceyi geçirmek zorunda kalıyorduk. Sert ve şiddetli kış günlerinde, babamızı ziyaret etmek için Taşkent'teki Sangarad cezaevine gittik. Ama o gün ziyaret etmemize izin verilmedi. Biz de güneş batıncaya kadar orada bekledik. Geceyi geçirecek ne bir yerimiz ne de eşyamız vardı. Güneş battıktan sonra cezaevinin yakınında bir eve gittik ve ev sahibinden bizi sabaha kadar misafir etmesini rica ettik. Bize küçük bir sandalye verdi, biz de sabaha kadar evin avlusunda o sandalyede oturduk."
İşte kocası şehit edildikten sonra şehit Hamidullah'ın eşi Muhabbet, gün geçmedi ki acı ve sıkıntılara maruz kalmasın. Şimdi de babasının ölüm koşullarını öğrenmek, saf ve temiz cesedini teslim almak için soruşturma açılmasını isteyen cesareti nedeniyle tutuklanan yirmi yaşındaki kızının hapse atılmasıyla başka bir acı ve sıkıntı ile karşı karşıya. Burada biz iktidar sahiplerine ve Kırgızistan Cumhurbaşkanı Olmazibak Atambayev'e İslam'ın gölgesi altında yaşayan ve Kırgızistan'ın İslam'a girişinden Rusya'nın işgaline kadar İslam ile hükmeden dedelerini hatırlatıyoruz. Rusya, Hakaniya emirliğini işgal ettiğinde, "Alay Kraliçesi" olarak bilinen ve Kırgızistan'ın güneyinde yaşayan Karbencan Dedehan, yıllarca kâfirlere karşı mücadele etmiş ve silah çekmişti. O, altı çocuk sahibi Kırgızlı bir kadındı. Elli yaşlarında on bin orduya komutanlık etmiş ve Rus ordusunu karşı savaşmıştı. Yıllarca verdiği mücadele nedeniyle kâfirleri yıldırmış, nihayet kâfirler onu öldürene büyük bir ödül koymak zorunda kalmışlardı.
Ey Kırgız rejimi ve ordusu içindeki liderler! Siz küfre razı olmayan ve canı pahasına İslami toprakları savunan Müslüman annelerin çocuklarısınız. Yoksa bunu unuttunuz mu? Siz, Rusların veya Yahudi Kerimov'un kardeşi değil, İslami ümmetin evlatlarısınız. Atalarınız kâfirlere karşı savaştı. İslam'a ve Müslümanlara yardım ettiler. Onun için siz, İslam düşmanı kâfirlere hizmet edip de kâfirleri hoşnut etmek için Müslümanlara işkence etmeyin, hapse atmayın. Razı etmeniz gereken Allah'tır. Hem "Müslümanız" diyeceksiniz, hem de kâfirleri hizmet edeceksiniz? Müslümana yakışır mı hiç? Rabbim Allah diyen samimi dindar muttaki körpecik bir kızı nasıl tutuklayıp hapse atabilirsiniz? Kırgız yetkilileri, Zulfiya Amanov ve cezaevlerinde yatan tüm samimi kız kardeşlerimizi derhal serbest bırakmalıdır. Zulfiya ve davet taşıyan bacılar hakkında işledikleri suçların akıbetinden onları sakındırıyoruz. Ve dünyanın zilletinden kendilerini kurtarmaları için zulmü terk etmeye davet ediyoruz. Ahiret azabı ise daha şiddetli ve daha çetindir.
إِنَّ الَّذِينَ يُحَادُّونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ أُوْلَئِكَ فِي الأَذَلِّينَ كَتَبَ اللَّهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ
"Allah'a ve Rasûlü'ne düşman olanlar var ya, işte onlar en aşağı kimselerin arasındadırlar. Allah, "Şüphesiz ben ve Rasullerim galip geleceğiz" diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir." [Mücadele 20-21]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu
Kadınlar Kısmı
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |