17 Şubat 2015'de Hindistan News Express haber kanalı, "Hizb-ut Tahrir- Terörizmin Yeni Yüzüdür" başlıklı VTR'de "Ülke bilmek istiyor" diye bir program yayınladı.

https://www.youtube.com/watch?v=Yv7pzxx07-g

Bu VTR üzerinde durmak ve çürütmek istiyoruz. Çünkü pek çok mugalata ve yanıltıcı ifadeler içeriyor. Sunucu ve konukları, Hizb-ut Tahrir'i "terörist" örgüt olarak sundular. Programda "Partinin silahlı bir kanadı olduğundan, bakteriyolojik, kimyasal ve biyolojik savaş yürütmek için kadrolarına eğitim verildiğinden" söz edildi. Buna ek olarak program, tekrar tekrar Hizb-ut Tahrir sloganları ile silahlı fotoğraflar ve görüntüleri yan yana yayınladılar.

Programın "Ülke bilmek istiyor" başlığı, daha ziyade alaycı ve palyaçoluk programı olduğunu gösteriyor. Zira tartışma, gerçek ile yakından uzaktan hiçbir ilgisi olmayan tamamen yanlış bilgiler üzerine inşa edildi.

Hizb-ut Tahrir, ideolojisi İslam olan siyasi bir partidir. 1953 yılında Kudüs'te kuruldu. Fikri çatışma ve siyasi mücadele yoluyla İslam ülkelerinde Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletini kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışır. Asla silah kullanmaz. Hizb, şuan dünyanın kırktan fazla ülkesinde faaliyet göstermektedir! Baskı ve provokasyonlar, gençlerinin maruz kaldığı tutuklama ve gözaltılar yanı sıra yıldırma ve ölümle sonuçlanan işkencelere rağmen Hizbin siyasi metodundan zerre kadar saptığını kanıtlayan ya da belgeleyen herhangi bir olay varit olmuş değildir. Gaye vasıtayı meşru kılar diye bilinen Batının faydacı kavramları ise böyle değildir.

Sunucu Chifani, "Hizb-ut Tahrir belki de IŞİD'in diğer bir adı olabilir." dedi. Bu suçlamanın hiçbir dayanağı yoktur ve tamamen asılsızdır. Hatta çok saçmadır. Çünkü Hizb-ut Tahrir üyelerinin IŞİD'in uyguladığı aynı vahşet yöntemini uyguladıkları iddia edildi. Oysa Hizb-ut Tahrir ile diğer gruplar, İslam'ın yüce hükümlerine ters oldukları için IŞİD'in tüm eylemlerini kınadılar.

Programın katılımcıları "Hizb-ut Tahrir'in, gençleri radikalizm ve aşırılığa dönüştürdüğünü, Müslümanların kalpleri ve zihinlerini zehirlediğini, diğer dinlerin mensuplarına karşı nefret pompaladığını" ve "Hizb-ut Tahrir'in insanlık düşmanı" olduğunu söylediler. Bu suçlama da yine çok saçmadır. Çünkü Hizb-ut Tahrir'in söylemleri ve değişim metodu açıkça şunu gösterir ki farklı mezhep ve etnik yapılara mensup tüm vatandaşlar için ekonomik refah, güvenlik ve adalet dağıtan siyasi bir sistem kurmak üzere çalışır.

Televizyonun yayın grubuna, izleyicilere ve bu programın katılımcılarına, bağımsız objektif yayınlar ve ilkesel araştırmalar yayınlamalarının boyunlarının borcu olduğunu hatırlatmak isteriz. Profesyonel gazetecilik, gazetecilik yayınlarının doğru ve adil yayınlar olmasını gerektirir. Umarız gazeteler bu ilkeyi gözetirler. Aksi halde ileride yasal işlem başlatacağız. Kanalın bize, Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosuna, uzman olduğunu iddia edenlerin ağzından değil, doğrudan bizi bizim ağzımızdan dinlemek için bize fırsat vermesini istiyoruz Çünkü bu sözde uzmanlar, bunu ya bilgisizliklerinden ya da Hizb-ut Tahrir ve İslam'ın imajını karalamak amacıyla yürütülen kampanyaya ortak olarak kasten insanları saptırıyorlar.