حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT–BA–2015–MB–TR–48 |
H. 02 Şevvâl 1436 M. Cumartesi, 18 Temmuz 2015 |
Amerika, Bir Sonraki Ajanlık Aşamasının Başlığı Olan Sahte Bir Zafer İle İran'daki Ajanlarını Perçinledi
Aylarca süren görsel tiyatronun ardından tarafların çok zorlu geçtiğini iddia ettikleri görüşmeler maratonu sona erdi. Viyana’da bir araya gelen müzakereciler, zafer çığlıkları ile basının karşısına çıktılar ve İran ile varılan nükleer anlaşmayı tarihi bir olay olarak nitelediler. Nitekim müzakerelerin başlığından da anlaşıldığı gibi beklenenler oldu. Pek sürpriz bir sonuç çıkmadı. Görüşmeler, sadece dünya kamuoyunun gözlerini boyamak içindi. Görüşmelerin Amerika İran müzakerelerinden ziyade Amerika Avrupa müzakereleri olduğu besbelliydi. Amerika kadar İran da anlaşmadan zafer edasıyla ve güçlü görüntüsünde çıkmak istiyordu.
Bu anlaşma ile “Büyük Şeytan” bir anda “En büyük dost” oluverdi. Bu, Obama döneminden önce İran ile Amerikan yönetimi arasında var olan “kasaplık” ilişkinin doğasında bir değişimin olacağı anlamına geliyor. Biz, Afganistan, Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’de İran yöneticilerinin Amerikan politikasını uyguladıklarına dair daha önce defalarca açıkladığımız burada yineleyecek değiliz. Burada yeni olan husus, İran’ın hain yöneticilerinin varılan bu anlaşmayı sözde “ilahi zafer” olarak lanse etmeleridir. İran medyası da bu açık hezimet ve yenilgiyi “küresel küstahlık” olarak niteledi. İran halkı ise İran yöneticilerinin skandalına pek vakıf değil. Böylelikle İran yöneticileri, İran halkının eski diktatör Şah Rıza Pehlevi’ye karşı giriştikleri devrimi tarihi bir hata olarak kabul etmiş oldular. Büsbütün İngiliz ajanı olan Şah, yalan yere Amerikan ajanlığı ile suçlandı. “Amerika’ya Ölüm” ve “Büyük Şeytan” sloganları altında Amerika’nın Şah’ı devirmek ve yerine Humeyni rejimini getirmek çalışmasının arkasında Amerika’nın olduğu gerçeği kamufle edildi.
İran halkı, yıllarca Humeyni devriminin içi boş sloganlarından bıktılar, usandılar. Batının yaptırımları nedeniyle geçim derdine düşmüş olmalılar ki tek ilgilendikleri şey, günlük maddi çıkarlarıdır. İran yöneticileri, bölgede ABD politikasına hizmet etmek ve Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinin kurulmasını önlemek için ülkenin kaynaklarını çarçur ettiler. Bölgeye girmek ve bölgeyi yakıp yıkmak için art arda çatışma ve savaşlar çıkarmak için çalıştılar. İşte nükleer anlaşma, Amerika’nın hareketini sınırlayan kasaplık ilişkisine “meşruluk” kazandırdı. Bu ilişki, Avrupa baskısı ve sürekli yaptırımlar sonucunda İranlı yöneticilerin ellerini kollarını bağlıyordu. Avrupa ise, arka bahçesi olarak kabul edilen bölgede kendi nüfuzunu tehdit eden İran’a engel olmak için İran tehdidini tırpanlamak için çalışıyordu. Yaptırımların kaldırılmasının ardından İran hazinesine neredeyse 150 milyar dolardan fazla meblağ akacak. Böylece İranlı yöneticilerin iştahı kabaracak ve “Büyük Şeytanın” bereketiyle yerel sorunlar ve dosyalarda söz sahibi olacaklardır. Daha önce Nixon’un Çin’i ziyaret ettiği gibi öyle görünüyor ki yeni “Muta nikâhını” perçinlemek için Obama’nın da Tahran’ı ziyaret etmesi planlanıyor. İranlı liderlerin, Batının hegemonyasından kurtulmaya çalışan ümmeti bastırmak için ellerinden gelen çabayı sarf edeceklerinde hiç şüphe yoktur. Suriye’de yaşananlar, İranlı yöneticilerin oynadığı kirli rolün en belirgin şahididir.
Ey Müslümanlar!ABD yönetiminin ve İslami bölgede onun uşaklarının izlediği küresel politikanın tehlikeleri ortadadır. Onun için göreviniz, tüm Müslüman ülkelerde Ruhani, Beşşar, Abadi, Sisi ve Lübnan’daki İran Partisi gibi işbirlikçi hainlerin karşısında onların planlarını boşa çıkarmak için adam gibi durmaktır. Bu işbirlikçi hainler, ümmeti, ümmetin birlik özlemini ve kurtuluş arzusunu yok etmeyi amaçlıyorlar. Amerika’nın planı, Müslümanları birbirine kırdırmaktır ve hâlâ da öyledir. Müslümanlar, kendi para ve silahları ile onun bu emellerini uyguluyorlar. İşiten kulaklar veya gören kalpler yok mudur ki söylenenleri işitip uğrunda çalışsın?
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |