حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT–BA–2015–MMB–TR–084 |
H. 23 Safer 1437 M. Çarşamba, 16 Aralık 2015 |
Basın Açıklaması Tüm bunlar Terörle Mücadele Mi Yoksa Terör Mü?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yaptığı televizyon konuşmasında, "Uluslararası terörizme karşı savaşta tek doğru yol,onların bize gelmesini beklemeden, bulundukları yerlerde cihatçıları yok etmek için harekete geçmektir." dedi. Rus savaş uçakları, teröristler ve terörizmle mücadele adına Suriyeli kardeşlerimize karşı günlük hava saldırıları düzenliyor. Saldırılar sonucunda çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere Suriye halkından onlarca masum sivil şehit düştü, yaralandı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, 127 sivilin öldüğünü belgeledi. Bunlar arasında 36 çocuk ve 34 de kadın var. Çocukların yaşı, 18'den küçük, kadınlarınki de 18'den büyüktür. Ayrıca Suriye'ye yönelik başlayan askeri operasyonlardan bu yana 20 gün içinde Rus hava kuvvetlerinin sivil mahallelere düzenlediği saldırılar sonucunda 57 erkek ve çocuk hayatını kaybetti. Bu masum çocuklar, Batılı ülkelerin emelleri ve onların ülkemizdeki sömürgeci politikalarının kurbanıdır. Batılı ülkelere göre çaresiz ve güçsüz çocuklar dâhil insan ve insanlığın hiçbir kıymeti yoktur. Bu iç savaşı elleri bağlı uzaktan izleyen, çığlık atan kadın ve çocukların yardımına koşmayan despot devletçikler, katliamlarda sömürgeci Batılı ülkeler ile işbirliği yapmakta ve onların ekmeklerine yağ sürmektedir. Üstelik söz konusu despot devletçikler, Müslüman ülkelerin hava sahasını, askeri üslerini saldırganların hizmetine sunmaktadır. Buna ek olarak masum kadın ve çocukları bombalayan savaş uçakları için uçuş koordinatları ve lojistik destek sağlamaktadır. Hem de bütün bunlar, kendi üretim ve yapımı olan terörle mücadele bahanesi altında icra edilmektedir!
Bu zulüm karşısında ise Müslüman orduları sessiz kalıyorlar. Zulmü ortadan kaldırmak ve bu savunmasız kadın ve çocukları kurtarmak için kıllarını dahi kıpırdatmıyorlar. Dahası bazıları, uçak ve askerlerle bu saldırganlığa ortak oluyorlar. Müslümanları yok ediyorlar. Evlerini, köylerini yıkarak masum insanları sürgün ediyorlar. Sömürgeci çıkarları gerçekleştirerek İslam düşmanlarına hizmet ediyorlar. Bu kindar Haçlı Batı ve kendisine bağlı ajan rejimler, mübarek Suriye devrimini önlemek, sömürgeci hedef ve emelleri elde etmek için insanların kanlarını ve fedakârlıklarını heder ediyorlar... Biz, Ruveybida yöneticilere diyoruz ki kınayıp yerseniz de bu, cürümler karşısında devede kulak kalır. Suriye'deki savunmasız insanlara böyle mi yardımcı oluyorsunuz? Suriye içerisinde uçuşa yasak ve güvenli bölge oluşturulmasını istemek, Suriye halkının sıkıntılarını gidermez. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu'nun Güvenlik Konseyi'nden saldırıları durdurmak ve Suriye topraklarından derhal geri çekilmek için Moskova'ya baskı yapma talebi de Suriye halkının derdine derman olmaz. Suriye halkı, devrimin Allah için olduğunu ilan ettiğinden beri devrimin bedelini ödüyor. Siz, sırf devrimden dolayı Suriye halkını kaderine ve düşmanlarının ellerini teslim ettiniz.
Ey çağrı yapmaktan bıkmayacağımız, usanmayacağımız Müslüman orduları! Size düşmanları yerle bir eden, kadın ve çocuklara yardıma koşan seleflerinizin elde ettiği zaferleri hatırlatıyoruz. Ki azimlerinizi bileyesiniz, gayretlerinizi artırasınız, onca acılara rağmen topraklarında kalmayı yeğleyen Suriyeli yaralı ve kederli kadınların çağrılarına, yaralı çocukların içini çeke çeke ağlamalarına yanıt veresiniz. Sınırlara konuşlandırılmış ve çocukların yardımına koşmayan ordulara sesleniyoruz. Cennetin en temiz ve en leziz şeylerinden yemek için haydi ölüme koşun.
Ey İslam ümmeti! Düşmanların tuzağı ve hain yöneticilerin ihanetinden haberdar olan uyanık bir lider olmadığında, sizin ve çocuklarınızın durumu işte budur. Hain yöneticiler, sizi sattıkları gibi servetinizi ve sömürgeciliğin boyunduruğundan kurtuluş umudunuz olan devriminizi de sattılar. Aksine çocuk ve eşlerinizi, sizin hakkınızda ne bir ahit ne de bir zimmet gözetmeyen kurtlar sofrasına attılar. Ancak akide, nefislerde canlı olduğu sürece ümmetten umut asla kesilmez. Biz, İslam ülkelerinden sömürgeciliğin kökünü kazımak, ümmetin düşmanlarını mağlup ve hüsrana uğramış bir şekilde yurtları içine hapsetmek -tabii yurtları kalırsa- için ucu görünen ama sonu görülmeyen kalabalık orduları dört gözle bekliyoruz.
قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللّهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُّؤْمِنِينَ وَيُذْهِبْ غَيْظَ قُلُوبِهِمْ وَيَتُوبُ اللّهُ عَلَى مَن يَشَاءُ وَاللّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ "Onlarla savaşın ki, Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın; onları rezil etsin; sizi onlara galip kılsın ve mümin toplumun kalplerini ferahlatsın. Ve onların (müminlerin) kalplerinden öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah bilendir, hikmet sahibidir." [Tevbe 14-15]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |