20 Ocak 2016 Çarşamba günü, India Today, The Times Of India, Internatinal Press Times ve India Express dâhil birçok Hint medyası, Hizb-ut Tahrir’in, Hindistan’da terörist saldırılar planladığına dair haberler yayımladı. Haberlere göre, son zamanlarda ülke genelinde alarm durumuna geçen Hindistan istihbarat teşkilatı, Hizb-ut Tahrir hakkında uyarılar yayınladı. Bu haber ve yazılar, demagoji ve yanıltıcı ifadeler içermektedir. Bu yüzden bunlara açıklık getirmek elzemdir:

Hizb-ut Tahrir, küresel olarak çalışan İslami siyasi bir partidir. Fikri çatışma ve siyasi mücadele yoluyla İslam dünyasında Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmayı amaçlıyor. Parti, 1953 yılında Kudüs’te kuruldu ve şu an Batı, Orta Doğu, Afrika ve Asya kıtaları olmak üzere 40’tan fazla ülkede faaliyet göstermektedir. Onca provokasyon, tutuklama, takibat, hapis ve gençlerin maruz kaldığı ve bazen de şehit olmalarına yol açan işkenceye rağmen Hizbin barışçıl siyasi metodundan milim saptığına dair tek bir kayıt dahi yoktur.

Hizb-ut Tahrir ile Hint mücahitleri, Laşkari Tayyibe ve Ceyşu Muhammed arasındaki sözde bağlantıya gelince, biz, ister Hindistan’da isterse diğer herhangi bir ülkede olsun Hizb ile bu gruplar arasında herhangi bir ilişkinin varlığını şiddetle reddediyoruz. Benzer şekilde The Times Of India gazetesinin “Hizb-ut Tahrir’in silahlı kanadı olan ve kadroları, kimyasal, bakteriyolojik ve biyolojik savaş eğitimi alan İngiltere’deki Muhacirler Hareketi’nin giderek güçlendiği yönünde bilgiler var” gibi ifadelerinin de gerçek ve hakikatle hiçbir bağlantısı yoktur. Aksine bunlar, saçma sapan iddialar ve bariz yalandır. Çünkü basitçe söylemek gerekirse, bizim “silahlı kanadımız” yoktur. Kaldı ki İngiltere’deki Muhacirler Hareketi ile de hiçbir bağlantımız yoktur.

Söz konusu medya tarafından ortaya atılan bu iddialar, hasta zihinlerin halüsinasyonlarının bir sonucudur.

Yineliyor ve diyoruz ki Hizbin kurulduğundan beri 60 yıldır biz, barışçıl siyasi metodumuza derinden bağlıyız. Bize göre bu bağlılığın çıkarla hiçbir ilgisi yoktur. Aksine Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metoduna sımsıkı sarılmak ve uymaktan kaynaklanmaktadır. 

Gazetecilik ilkeleri ve mesleki kurallara bağlılık yemini eden medyadan, hemen bir düzeltme yayımlayıp özür dilemelerini, ayrıca bu basın açıklamasını da gazetelerinde yayınlamalarını talep ediyoruz. Yanı sıra hakkımızda yanlış bilgi ve yalanlar yayımlayarak Hizbin imajını ısrarla karalamak isteyen medyaya karşı hukuki yollara başvurma hakkımızı da tamamen saklı tutuyoruz. Öte yandan sorularına yanıt vermeye hazır olduğumuzu da belirtmek isteriz.