El Arap El Cedid sitesi, Mısır İçişleri Bakanlığı Cezaevleri Müdürünün 20 Şubat 2019 Çarşamba günü Yargıtay ve Daru’l İfta kurumu tarafından onaylanan Başsavcı Hişam Berakat suikastı sanıklarından 9 kişinin idam edildiği ve cesetlerinin morga teslim edildiği yönündeki açıklamasını aktardı. İdam cezası Salı akşamı geç saatlerde temyiz cezaevinde bir savcı, bir din adamı ve bir hukuk doktorunun huzurunda gerçekleşti. İdam edilmek üzere hücrelerinden temyiz cezaevine transfer edildiklerini öğrenen “Uluslararası Af” Örgütü, Mısırlı yetkililerden dokuz gence karşı idam cezasının infazının durdurulması talebiyle bir bildiri yayımladı. Gençlerin zorla kaybolduklarını ve 29 Haziran 2015’de suçlarını itiraf etmek için işkence gördüklerini belirtti.

Mazlum Mısır halkına karşı devam etmekte olan suçlarına ilaveten rejim, yeni bir katliam ve suç işledi. Sadece bir ay içinde 18 Mısırlı idam edildi. En son suça karışıp karışmadıkları kesin olarak kanıtlanamayan bu dokuz genç infaz edildi. Güvenlik güçlerinin baskısı altında suçlarını itiraf ettiklerini herkes biliyor. Haklarında tek bir suç kanıtı bile yok. Mahmud Ahmedi’nin internette yayımlanan videosunda hâkime şöyle dediği aktarılıyor: “Ben Kıyamet günü Allah huzurunda hasmınız olacağım. Ben masumum, siz bunu biliyorsunuz! Hâkim, “Konuşma. Zaten itiraf ettin” diye cevapladı. Bunun üzerine Mahmud: “Buradan birini seçip elektrik verin, Enver Sedat’ı öldürdüğünü kabul eder. Bize verilen elektrik 20 yıl tüm Mısır’a yeter. İfademiz işkence ile alındı.” dedi Hâkime kendisine işkence yapan polis memurunun mahkeme salonunda olduğunu söyledi. Hâkim için sadece bu bile yeterliydi. Davayı ispatlayan kesin kanıt olmadığı için idamı durdurabilir ve askıya alabilirdi. Bu durum, o kararın bu hâkimlere dikte edildiğini gösterir. İdam kararı, Mısır halkı için bir mesajdır. Ordu, polis ve hâkim karşısında sizi kimse koruyamaz, savunamaz mesajıdır. Güvenlik güçleri, rejimin kararına itiraz etme düşüncesinde olan herkesi doğruyor. Pompeo, Kahire’nin merkezindeki kanlı rejime doğrudan destek veren bir konuşma yaptı. Es Sisi, Münih’teki konuşmasında Mısır’da yaptığı şeyin İslami terörizmle mücadele etmek olduğunu belirtti. Batılı liderlere oradaki camileri izleme çağrısı yaptı. Kendisi Mısır’da bizzat o camileri yaktı. İşte tüm bunlardan sonra Mısır halkına adeta deniliyor ki rejim ve Beyaz Saray’daki efendilerine boyun eğmek ve itaat etmekten başka çareniz yok! 

Özellikle şu an rejim ve başı, Es Sisi’yi ömür boyu iktidarda tutacak anayasal değişikliklere itiraz edenleri susturmaya çalışıyor. İnsanların kalplerine korku salıyor, gönüllerdeki devrim ve direniş ruhunu öldürüyor. Bu felaket kararları, insanları rejime karşı devrime çağırıyor. İnsanlar, bu rejime alternatif gerçek projeden, Batı ve ajanları ile mücadele edebilecek samimi siyasi liderliği anlamaktan yoksun olmasalardı, devrim Es Sisi’nin, rejimin ve efendilerinin sonsuza dek kökünü kazırdı.

Ey Kenane topraklarındaki yargıçlar! Bu gençlerin ruhları ve her masum ruh, kararlarınız sonucunda Kenane topraklarından yok olup gitmiştir. Kıyamet günü Es Sisi’nin size hiçbir faydası olmayacak. Sizi Allah’ın azabından kurtaramayacak. Şu an boynunuzu tutuyor olabilir ama işlediklerinizden ötürü hesaba çekileceksiniz. Dünya nimeti ve metaı, içerisine atılacağınız ne cehennem ateşinin, tadına bakacağınız ne zakkum ağacının ne de içeceğiniz sıcak suyun bir gramına bile denk değildir. Eğer cehenneme dayanabiliyorsanız, dilediğinizi yapın. Aksi halde Allah’a sığının ve akan bu kanları durdurun. Allah’tan af dileyin. Haram kan dökmediği sürece kişi Allah’ın dininin genişliğindedir. Bu sadece size özel değil, aksine bu kanların dökülmesine ortak olanlar, tanıklık yapanlar, suçsuz yere öldürülen bir cana kızmayan yüzler için de söz konusudur.

Ey Mısır Kenane halkı! Esaret altındaki temiz canlara kıyan rejim sizi korkutmasın. Sizi terörize etmekten, hâkimiyetini perçinlemekten, devrim ve direniş umuduyla yanıp tutuşan her canı öldürmekten başka bir şey yapamaz. Size bunu yapmasına izin vermeyin. Bilin ki onun bu eylemleri, zayıflığının ve korkaklığının bir kanıtıdır. Şüphesiz siz ondan çok daha güçlüsünüz. Tek eksiğiniz, Hizb-ut Tahrir’in İslam projesi ve Kenane ordusu içerisindeki sadık evlatlarınız ve kardeşlerinizin vereceği nusrettir. O zaman bu, ne rejim ne zebanileri ne paralı askerleri ne de Beyaz Saray’daki efendileri önünüzde duramayacak. Batıl, hezimete uğramış bir korkaktır, yok olmaya mahkûmdur...

Ey Kenane ordusu içindeki samimi subaylar! Size ne oluyor ve neden bu kanlar su gibi akıyor? Vallahi eğer bu rejim, içinizde Allah için öfkelenen, haramlarını koruyan, ümmetin mazlum evlatlarının yardımına koşan yiğitler olduğunu bilseydi, Kenane halkına böyle cesurca davranamaz, kanlarınızı kolayca akıtamazdı. Eğer zulüm, baskı ve adaletsizliğe yardım ederseniz, işlenen suçlara sessiz kalırsanız, akan bu kanların ortakları olmuş olursunuz. Sizi rejime bağlayan bağı kesmek, Allah’ın bağına tutunmak, sonra da Hizb-ut Tahrir içindeki Allah’ın samimi dostlarıyla birlikte hareket etmek tek kurtuluşunuzdur. Hizb, İslam’ı taşır ve onu Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinde uygulamak için çalışıyor. Hilafet, bu rejimi tüm suçlarından ötürü hesaba çekecek, tanıklar huzurunda onun hakkında İslam’ın hükmünü uygulayacak ki ibret alanlar için bu bir ders olsun. Allah, mazlum ve ezilenlerin yüreklerine su serpsin. Hilafet, rejimin Mısır halkından çaldığı her şeyi, Batının yağmaladığı zenginlikleri geri onlara iade edecek, onları yeniden özgürlük ve haysiyetlerine kavuşturacaktır... O gün müminler Allah’ın yardımıyla sevineceklerdir. Allahım yardımını geciktirme.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}