Daru’l İfta Kurumu ve animasyon birimi sitesine göre “Devlet kurumları, ordu ve polisin, “sapkın terörist” gruplara karşı mücadelesi ve direnişi Allah yolunda en üstün cihat olarak kabul edilir. Çünkü bu cihat, sapık grupların dini tahrif etmesinden korur. Müslümanların, ülkelerinin, kanlarının, onurlarının ve mallarının haramlığını muhafaza eder. Hariciler tarafından öldürülen herkes şehittir.” Daru’l İfta, 21 Şubat 2019’da yayınladığı “Hareket Grafiği” adlı videoda, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Müslümanları tekfir eden, kanlarını helal gören, ülkelerini yıkıma uğratan Harici gruplar ve sapık akımların türeyeceğini haber verdiğini açıkladı. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, bu grupları yeryüzünde bozgunculuk çıkaran ve dinden çıkan gruplar olarak niteledi. Ve bunlar hakkındaki şeri hükmün savaş ve öldürülmek olduklarını belirtti. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لَئِنْ أَدْرَكْتُهُمْ لَأَقْتُلَنَّهُمْ قَتْلَ عَادٍ“Vallahi eğer onlara erişecek kadar yaşarsam, Ad kavminin öldürüldüğü gibi onları öldürürüm!” Daru’l İfta, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onlarla savaşmak için takibatlarını emrettiğini kaydetti. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

فأينَما لَقِيتُمُوهُم فَاقتُلُوهُم، فَإِنَّ فِي قَتلِهِم أَجراً لِمَن قَتَلَهُم يَومَ القِيَامَةِ“Onlarla nerede karşılaşırsanız onları öldürün zira hesap günü onları öldürenlere mükafat vardır” Alimler, Harici ve Baği bu gruplarla savaşmanın farz olduğu konusunda icma ettiler. Zira onlarla savaş dini korur. Birim, beyaz cüppeli sakallı bir gencin “terörist” görüntüsünü yayımladı.”

Batı, İslam’ı (terörizm) olarak nitelendiriyor ve İslamiyet’ten tamamen vazgeçene kadar her Müslümanı (terörist) olarak görüyor. Amerika’nın El Ezher, Vakıflar ve Daru’l İfta adamları aracılığıyla pazarladığı, politikayı önemsemeyen, hayata bakış açısı ve yaşam tarzı olmayan dini din olarak kabul ediyor. Batının ülkemiz için arzuladığı bu görüntüden kurtulmaya çalışan herkes, Amerikan konseptine göre (terörist)tir. Beyaz cüppeli sakallı bir genci (terörist) olarak betimlemeleri şaşırtıcı ve tuhaf değildir. Şaşırtıcı olan, kendilerini (iddialarına göre) İslam’ın ve düşüncelerinin hamisi olarak görenlerin aynı algıyı benimsemeleridir. Oysa İslam’ın hamiliği onlardan çok çok beridir! Onların sakallı “terörist” tasviri, İslam’a, Rasûl’üne ve Sünnetine açıkça hakarettir. Bu hakaretin, Fransız dergisinin çizimlerinden geri kalır bir yanı yok. Böylesi bir karalama, İslam’ı (terörizm) olarak gören ve yeniden uygulanması çağrısında bulunanların öldürülmesine teşvik eden ümmet düşmanlarının bakış açısı ile örtüşmektedir. Oysa onların Amerika’nın Irak, Libya, Yemen ve Suriye’deki teröründen, Çin’in Uygur Müslümanlarına karşı işlediği ve Yahudilerin Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sında estirdikleri terörden bahseden çizimlerine rastlamıyoruz... Belki de sadece Beyaz Saray’daki efendilerinin istekleri yerine getirilmesi gerekiyor. Çünkü Pentagon, yeni elçisine, dini devrim ve dini söylemin güncellenmesini isteyenlere, çağımızın Müseylemesi’ne yeni bir din vahyediyor!

Devlet kurumları, ordu ve polisin eylemleri, hiçbir zaman cihat olarak tanımlanamaz. Aksine Allah’a ve Elçisine karşı ilan edilmiş bir savaştır. Mısır ve ümmete hükmeden kapitalist sistemi korumaktır. Haksız yere insanların kanlarını, mallarını, canlarını ve mülklerini helal saymaktır, korumak değil. Bu kurumlar, akıtılan kanlarda ortaklardır. Kıyamet günü Allah huzurunda akan bu kanlardan dolayı hesaba çekileceklerdir.

Daru’l İfta, sapık Hariciler olarak nitelendirilenlerin öldürülmelerine teşvik ederek, İslami duyguları olan herkesin açıkça katledilmesini istiyor. Ama sapıkların kim olduğunu bilmiyoruz? İslam’ın uygulanmasını isteyenler mi? Yoksa ülkeyi yöneten, insanlara zulmeden küfür yasalarını onayanlar mı? Bunlar, kime karşı geldiler? Batılı yasalarla yönetenlerle, camileri yakıp yıkanlarla Ali bin Abi Talip bir olur mu? Ali bin Ebi Talip, sizi görseydi, kılıçtan geçirirdi. Allah sizi kahretsin. Nasıl da döndürülüyorsunuz? Hangi şeri Veliyyül Emre karşı geldiler? Yöneticileriniz arasında İslam’a göre yönetenler var mı ki bunlara karşı gelenlere Hariciler diyelim? Hariciler, Müslümanların Halifesine karşı çıkan kimselerdir. Savunduğunuz sistem sizin için atılmış kırıntılar gibidir. Hilafeti bir yönetim sistemi olarak tanımaz. “Terörist” olduğu gerekçesiyle Hilafetin yeniden kurulması için çalışanlarla savaşır. Peki, bu durumda Hariciler kim? Hilafetin yeniden kurulması için çalışanlar mı? Yoksa Hilafetle savaşanlar mı?

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hadisi ile delil getirmeniz, katıksız yalandır. Elini Mısır halkının kanına bulayan, katliam işleyen, yakıp yıkan, işkence yapan rejimin suçlarını meşrulaştırmak için başvurulan ucuz bir girişimdir. Böylece Mısır halkı ve yıllarca kandırdığınız kimseler karşısında ayıplarınızı örttüğünüz son maskeniz de düşmüş oluyor.

Ey Mısır Kenane halkı! Bunlar, devlet akreditifli fetva adamlarıdır. Allah, onları sizin önünüzde rezil rüsva etmiştir. Katliamda, dininiz ve Peygamberinize edilen hakarette işbirliği yapmaktadırlar. Onun için onlardan sırt çevirin ve onları dinlemeyin. Çünkü onlar, dünyada zillete, ahirette hüsrana çağırıyorlar. Batıyla, fikirleriyle, sistemleriyle gerçekten çatışan, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinde İslam’ı uygulamak için çalışan Hizb-ut Tahrir’deki dürüst ve samimi kardeşlerinizle birlikte olun. Bu yolda Hizbin tek eksiği, sizler tarafından fikrinin benimsenmesi, Kenane ordusu içerisindeki samimi subayların içten desteğidir. Geçmişteki Ensar’ın siretini yeniden diriltecek olan bu subaylar biat ettikleri takdirde ülkemizde tek bir Halife yönetiminde tek bir devlet kurulacaktır. O devlet, Allah’ın bizim için seçip beğendiği İslam’a göre yönetecek, Batının yağmaladığı servetimizi ve kaynaklarımızı bize geri iade edecek, dinimizi, onurumuzu, mallarımızı ve Batının köpekleri ajan yöneticilerin helal gördüğü mülkümüzü koruyacaktır. Size söylediklerimizi hatırlayacaksınız. Durumumuzu Allah’a havale ediyoruz. Kuşkusuz Allah kullarını görendir.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}