Mısır Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Hazım Bedevi, pazartesi günü cumhurbaşkanlığı seçimlerinin resmi sonuçlarını açıkladı. Görevdeki Cumhurbaşkanı Abdül Fettah es Sisi’nin üçüncü kez cumhurbaşkanlığına seçildiğini duyurdu. ^{(www.youm7.com)} Mısır cumhurbaşkanı, altı yıllığına üçüncü kez cumhurbaşkanı seçildi. 39,7 milyon oy, yani toplam oyların yüzde 89,6’sını aldı. Es Sisi’nin yanı sıra yüzde 4,5 oyla ikinci sırada yer alan Hazım Ömer, oyların yüzde 4’ünü alarak üçüncü olan Ferit Zehran ve yüzde 1,9 oyla son sırada yer alan Abdussanad Yemame de seçim yarışına katıldı. ^(BBC)

Kapitalizmde özellikle seçmenlerin maniple edildiği, kamuoyunun yönlendirildiği ülkemizde seçimler böyledir. Başarısızlığını kanıtlamış demokraside orman kanunundan başka sistem ve kanun yoktur. Adaleti sağlamak veya herhangi bir çözüm bulmak konusunda yetersiz kaldığını gören demokrasinin yaratıcıları ve sahipleri, bundan sonra ne olacağının arayışı içerisine girdiler.

Açıklanan oy oranı ve oy sayısı, tarif edilemeyecek kadar abartılıyor! Zira halk, sistemi kabul etmiyor. Seçmen ya seçim rüşvetiyle ya da memurluktan ve evlerinden atılma tehdidiyle oy kullanmaya zorlanmıştır. Bu da kesinlikle Mısır halkının, istisnasız nefret ettiği, gece gündüz lanet okuduğu rejimin başına oy vermek zorunda kaldığı anlamına geliyor.

Açıklanan bu oy oranını, cumhurbaşkanlığına aday olmuş olsaydı ne adaletiyle tanınan adil Halife Ömer bin El-Hattab alabilir ne de insanlar arasında sokak sokak dolaşıp “Yok mu? Evlenmek isteyip de evlenemeyen gelsin evlendirelim. Yok mu? Borcu olup da borcunu ödeyemeyen gelsin borcunu ödeyelim.” diye bağıran, devleti borcu ödemekle ve evlenmek isteyenleri evlendirmekle yükümlü kılan Ömer b. Abdülaziz alabilirdi, hatta Selahaddin Eyyubi, Kutuz ve Baybars bile alamazdı... İnsanlar arasında bu halife ve komutanların paylaşımlarından ya da Kudüs’ü kurtarmalarından ya da Moğollarla savaşmalarından elbette rahatsız olanlar olacak, ülkeyi savaşa sürükleyen pervasız kimseler olarak görüleceklerdir.

Peki o halde bu astronomik oran nereden geliyor? Seçimlerde, yüzde 66,8’lik katılım oranıyla 44 milyon 777 bin 668 seçmen oy kullanmıştır. Toplam 104 milyonluk nüfus içinde 18 yaş üstü yaklaşık 67 milyon kişi var. ^{(Eş Şark El Ahbariye)} İddialarına göre, her aileden iki veya daha fazla kişi oy kullanmıştır. Özellikle rejimin yol açtığı ve ülkeyi kasıp kavuran ekonomik kriz göz önüne alındığında her aileden bir veya birden fazla bireyin oy kullanması imkansızdır, olamaz, olamayacaktır. Mübarek Toprak’ta yaşanan olaylar, Yahudi zulmü ve Mısır halkına seçimleri unutturan katliamları, kesinlikle demokrasi tabutuna çakılacak son çivilerden biridir. Zaman ahlaksız olanlar, ahlaksızlık yapma zamanıdır. Onun için yalan söylemekten, sahtekarlık yapmaktan ve aldatmaktan kesinlikle haya etmezler!

Biz özellikle egemen kapitalizmde seçimlerin bir değişim aracı olmadığının ve olmayacağının kesinlikle farkındayız. Seçimlerin bir yanılsama olduğunu, rejim ve arkasındaki Batı’nın insanlara acı seçenekler sunmak istediklerini de biliyoruz. İnsanlar bu acı seçeneklerden kendilerine uymayan ve uymayacak olanı seçiyorlar. Böylece çatışma rejim yerine rejimin başındaki kişiyle sınırlı kalıyor. Rejim bekasını sürdürüyor. İnsanların öfkesini absorbe etmek ve herhangi bir ayaklanmayı kontrol altına almak için sadece rejimin başı değiştiriliyor.

Aldatma açık. Ümmet artık aldatıcıların aldatmalarına kanmıyor, gerçek bir değişim arzuluyor. Bu değişim kapitalizmi ve ondan kaynaklanan her şeyi, tüm araçları, sembolleri, politikaları, yasaları ve kazanımlarını kökünden söküp atacak, yerine Yüce Allah’ın vahyine dayanan, insanların sorunlarına çare olan, fıtratlarına uygun, inançlarından fışkıran, insanları Allah’ın adaletiyle yöneten, Allah’ın emrettiği gibi haklarını güvence altına alan, yöneten ile yönetilen arasında, çoban ile sürüsü arasında hiçbir fark gözetmeyen bir sistem getirecektir. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinde Allah’ın adaleti dışında hiç kimsenin kimseye üstünlüğü olmayacaktır.

Ey Kinane halkı! Hizb-ut Tahrir olarak biz, sizi Raşidi Hilafete çağırıyoruz. Hilafeti taşımaya, çalışanlarla birlikte çalışmaya, samimiyetle onu desteklemeye, İslam’ın hükümlerini yürürlüğe koymaya çağırıyoruz. Belki de Allah, sizin ellerinizle zafer nasip edecektir. Allah’a yemin ederim ki, Hilafet, yaşamanız gereken hayattır, umduğunuz ahirettir. Hadi onun için çalışanlardan ve destekçilerinden olun. Umulur ki Allah size zafer nasip eder de büyük bir kurtuluşa erersiniz.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}