Çarşamba, 18 Şevval 1446 | 2025/04/16
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu

No: MS-BA-2025-MB-TR-11 H. 5 Şevvâl 1446
M. Perşembe, 03 Nisan 2025

Ey Fetihlerle Dolu Şanlı Tarihin Mirasçıları! Atalarınızın Kanlarıyla Yazdığı Şerefi Unutup da Düşmanların Size Dayattığı Esaret Anlaşmalarına Rıza mı Gösteriyorsunuz?

Yahudi varlığı, peş peşe yaptığı açıklamalarla, Mısır’ı Camp David Anlaşması’nın askerî ek protokolünü ihlal etmekle suçladı ve Mısır ordusunun Sina Yarımadası’nda inşa ettiği askerî altyapının sökülmesini talep etti. Bu suçlamalar, Yahudi varlığının İslam ümmetine hegemonyasını dayatma ve kontrolü altında tutma çabalarının bir uzantısıdır ve Mısır rejiminin çökmesi veya ülkede istikrarın bozulması durumunda Mısır ordusunun silahlarını kendisine doğrultacağı ihtimalinden duyduğu endişeyi de yansıtmaktadır. İşte bu yüzden Yahudi varlığı, koşullar değiştiğinde veya samimi insanlar iktidara geldiğinde, karşılaşabileceği askeri tehditleri şimdiden bertaraf etmeye çalışıyor.

Ey Kenan diyarının çocukları! Ey İslam ümmetinin koruyucu kalkanı ve yıkılmaz surları! İşte Yahudi varlığı, küstahça davranışlarına ve zorbalığına devam ediyor. Mısır ve halkının, zillet ve teslimiyet anlaşmalarıyla sonsuza dek zincirlere vurulu kalacağını sanıyor. Bu anlaşmaların Mısır halkına ve genel anlamda Müslümanlara siyasi, askerî veya ekonomik bir fayda sağlamadığı, bilakis Yahudi varlığının nüfuzunu ve düşmanlığını artırdığı çok iyi biliniyor. Yahudilerin Mısır’a yönelik sistematik provokasyonları, Mısır askerlerini kasıtlı olarak öldürüp ardından ‘yanlışlıkla oldu’ demeleri, Sina’daki askeri altyapının tasfiyesi için küstahça taleplerde bulunmaları, uluslararası baskı mekanizmalarını devreye sokmaları, tüm bunlar Yahudi varlığının ancak askeri güçle dizginlenebileceğini, diplomasi dilinden anlamadığını ortaya koymaktadır.

Bugün yaşananlar sıradan bir olay değil, uzun süredir süregelen hegemonya ve baskı politikalarının yeni bir halkasıdır. Mısır’ı esir alıp, İslam dünyasının hamisi ve Mübarek Toprak Filistin’in kurtarıcısı olma misyonundan uzaklaştırmayı amaçlayan eski yeni bir planın uzantısıdır. Yahudi varlığı ve arkasındaki Batı dünyası, Mısır’ın bu utanç anlaşmasının rehinesi ve esiri kalmasını istemektedir. Bu anlaşma, Mısır ordusuna aşağılayıcı sınırlamalar getirmiş ve Sina’yı, bu gayrimeşru varlığa tehdit oluşturabilecek her türlü caydırıcı güçten yoksun bırakmıştır.

Ama asıl sorulması gereken soru şu: Mısır daha ne kadar bu haksız anlaşmaların prangası altında ezilecek? Mısır halkı, işgalci düşmanın vesayetini kabul edip, kendi topraklarında ne yapıp yapamayacaklarına dair dayatmalarına boyun eğmeye razı olacaklar mı? Yoksa Mısır’ın bağrında, teslimiyet devrinin sona erdiğini bilen güçlü ve yiğit adamlar var mı? Mısır sıradan bir devlet değildir; İslam ümmetinin can damarı, kalesi ve aşılmaz kalkanıdır!

Mısır’a yönelik bu provokasyonlar, boşuna değil, Batı’nın bölgedeki hegemonyasını sağlamlaştırma ve Yahudi varlığının Ortadoğu’da egemen güç olarak kalmasını güvence altına alma planının bir parçasıdır! Fakat bu kirli plan, Müslümanların sakın kalmaya ve boyun eğmeye devam etmeleri durumunda işe yarar! Ama İslam ümmetinin uykusundan uyanması ve İslam’ın yeniden hüküm sürmesi durumunda ise bu varlık Allah’ın izniyle yok olup gidecektir.

Ey Kinane halkı! İslam, Müslümanların kendi topraklarını savunmalarını kesinlikle dış aktörlerin iznine bağlamamıştır. Ümmetin güvenliği, düşmanlarımızın ve onların efendilerinin keyfine bırakılamaz! Aksine, düşmanın cesaret edemeyeceği, kimsenin topraklarımıza ve kutsallarımıza el uzatamayacağı bir şekilde güçlü ve izzetli olmamızı emretmiştir. Bugün Yahudi varlığının Mısır’a karşı bu denli cüretkâr olması bizleri derinden yaralamaktadır. Oysa Mısır ordusu, bu varlığı yeryüzünden silebilecek güçtedir. Ama ne yazık ki sömürgeci Batı’nın zincirleri hâlâ bileğinde.

Ey Kinane ordusunun evlatları! Ey akidenin muhafızları, yurdun koruyucuları! Artık bu aşağılayıcı prangalardan kurtulmanızın zamanı gelmedi mi? Artık sizin de, Kudüs’ü Haçlıların ellerinde görmeye tahammül edemeyen, bu yüzden ümmeti seferber eden, gerekli hazırlık ve donanımını yapan, sonunda Kudüs’ü Haçlıların pisliğinden temizleyen Selahaddin Eyyubi olmanızın zaman gelmedi mi? Mübarek Toprak kan kusuyor, Gazze çığlık çığlığa! İşgalciler katliam yapmakla yetinmiyor, tüm İslam âlemini boyun eğdirmeye ve aşağılamaya çalışıyor. Böylesi bir zillete razı mısınız? Yoksa Allah için öfkelenip, bu zillet tozunu üstünüzden silkeleyecek, hainleri ve işbirlikçileri bertaraf edip izzet ve zafer yolunda yürüyecek misiniz?

Ey kahramanlar! Göreviniz, Batı’nın uyduruk anlaşmalarını savunmak değil; ümmeti korumak, düşmanı püskürtmek ve Mübarek Toprağı işgalci Yahudilerden özgürleştirmektir! Mısır izzete ancak Allah yolunda cihatla erişebilir. İzzet ve onura ancak Camp David’in zincirlerini kırıp Batı’nın köleliğinden kurtulmakla ulaşabilir.

Ey Mısır’ın özgür insanları! Yahudi varlığı şu an en zayıf konumda! Dışarıdan gururlu ve mağrur görünse de derinlerde korku ve panik hâkim. Bu topraklarda yabancı bir unsur olduğunun bilincinde. Varlığının Müslümanların zayıflığına ve parçalanmışlığına bağlı olduğunun farkında. Ama Müslümanların birlik ve tek yürek olması, kaçınılmaz sonunun habercisi olduğu anlamına geldiğini çok iyi biliyor! Öyleyse neden bu değişimi başlatan siz olmayasınız? Neden ilk kıvılcımı çakan siz olmayasınız? Yahudiler, askeri gücünüzün dağıtılmasını isterken siz sessiz mi kalacaksınız? Yoksa bu işgalci düşmana ‘Artık yeter!’ diyerek, şanınıza yakışır bir duruş mu sergileyeceksiniz?

Çare ne yalvarmakta ne de müzakere masasındadır! Gerçek çözüm, ümmeti eski izzetli hâline döndürmek için kararlı bir şekilde çalışmakta yatmaktadır. Güçlü bir ümmet, İslam’la hükmeden ve dünyayı adalet ve merhametle yöneten bir ümmettir. Bunun tek yolu, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti yeniden tesis etmektir. Hilafet, dağınık saflarımızı birleştirecek ve elimizden alınan otoritemizi bize geri iade edecektir! Hemen onun neferleri olun ve dininizi savunmak için harekete geçin! Aksi halde tarih, gevşek davrananları asla affetmeyecektir.

Ey Kenan diyarı halkı! Bu kritik anda ya işgalci Yahudilere direnip Mısır’ın onurunu kurtaracaksınız, ya da esaretinize razı olup vahim sonuçlarına katlanacaksınız! Sizde büyük bir hayır olduğuna yürekten inanıyoruz! İzzetten başkasına razı olmayacak, zaferden başkasını kabul etmeyeceksiniz! Öyle bir an gelecek ki, bu dönüm noktasında doğru yolu seçtiğinizi, bu yolda yürümeniz sebebiyle Allah’ın size zafer ve hakimiyet nasip ettiğini hatırlayacaksınız. Allah aşkına, ümmetinize sahip çıkın. Allah aşkına, Filistinli kardeşlerinizi yalnız bırakmayın. Allah aşkına, dininize sımsıkı sarılın.

وَلَيَنصُرَنَّ اللهُ مَنْ يَنصُرُهُ إِنَّ اللهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ“Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” [Hac 40]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır
Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010
www.hizb.net/
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER