حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
No: EGu2013BAu20132013u2013MB-TRu20130004 |
H. 26 Rabi’-ul Âhir 1434 M. Pazar, 03 Mart 2013 |
-Basın Açıklaması- Amerikan Dışişleri Bakanı'nın Kahire Ziyaretini Nasıl Bir Dengeyle Tartabiliriz?
Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry, 02.03.2013 Cumartesi günü öğleden sonra bir biri ardına birçok görüşmeler gerçekleştirdi ve görüşmesine, başta Suriye krizi, aynı şekilde Orta Doğu'da barış ve terörizmle mücadele olmak üzere çeşitli konularda görüşmek için Arap Devletleri Ligi Genel Sekreteri Nebil el-Arabî ile başladı. Bunun ardından birçok siyasî partilerin liderleriyle görüştüğü gibi son olarak da birçok Mısırlı işadamları ve Mısır Dışişleri Bakanı Muhammed Kamil Amr ile görüştü.
Pazar günü, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursî ile Cumhurbaşkanlığı sarayında görüşecek ve sonra da bunu, en barizleri mevcut siyasî durum olmak üzere çeşitli konuları görüşmek ve aynı şekilde geçtiğimiz dönemlerde bazı halk guruplarının ordunun yönetime geri dönmesini talep etmesinin tahrik edilip Sina'daki güvenlik durumuna teşvik edilmesinden dolayı askerî liderliğin tutumunu ve iki ülke arasındaki askerî desteği öğrenmek için Savunma Bakanlığı'nda Mısır Savunma Bakanı Abdüfettah Sisi ile görüşmesi takip edecektir.
Kerry, Mısır'ın başkentinden Riyad'a ayrılmadan önce Kahire ziyaretini, Pazar akşamı Sivil Toplum Kuruluşları'nın birçok temsilcileriyle görüşerek sonlandırdı. Amerikan Washington Post Gazetesi, Kerry'nin Mısır'a uyguladığı baskılar noktasında uyarıda bulundu ki bu baskılar -gazeteye göre-, İMF'nin talep etmiş olduğu ekonomik reformlara karşı halkın öfkesinin artmasından dolayı Mısır'da bölünmelere yol açmıştır.
Amerika'nın bu ziyaretinden bizim gördüğümüz, onun bir taş ile birçok kuş vurmayı istemesidir ki istedikleri şunlardır:
1-Dr. Mursî'nin hükümetine destek vermek, zor kararların alınmasında ve İMF'den kredi almak için ekonomik reformların uygulanmasında Mursî'ye yardımcı olmak.
2-Genelde Amerikan yörüngesinde dönen tüm çatışma taraflarına tavizler vermekle birlikte durumun olduğu gibi kalmaya devam etmesi.
3-Dr. Hişam Kandil hükümetinin düşürülmesi ve gelecek ay yapılacak olan parlamento seçimlerine katılacak olan Kurtuluş Cephesi'ne dayalı muhalefet partilerinin de katılacağı yeni bir hükümetin oluşturulması.
4- Yahudi devleti ile daha sıcak bir barışın sağlanması ve Yahudi devletinin güvenliğine bağlı kalınacağının ikinci, üçüncü ve dördüncü kez vurgulanması.
5- Özellikle Suriye sahasında meydana gelenler olmak üzere Mısır hükümeti ile koordinasyon içerisinde olmak ve Beşar Esed'den sonraki dönem için Amerika'nın Suriye'deki nüfuzunu koruyacak bir çıkış oluşturmak için girişimde bulunmak.
Şimdi sorarız: Ümmetin amansız düşmanı bizzat bu Amerika değil midir? Elleri hala Irak ve Afganistan'daki Müslümanların kanlarına bulaşan bizzat bu Amerika değil midir? İman edenlere insanların en şiddetli düşmanı olan Yahudi varlığının başkanını destekleyen, ona para ve silah yardımında bulunan ve zalim uluslararası kararlarda ona destek veren bizzat bu Amerika değil midir? İslam ülkelerini işgal eden, katleden, işkence eden, Müslümanlara karşı cürümler işleyen, Ümmeti aşağılayan tagut yöneticileri destekleyen, İslam'a, Kur'an'ına, Nebisine ve mukaddesatlarına hakaret eden bizzat bu Amerika değil midir? En büyük Şeytan, Müslümanların ilk düşmanı ve İslam Ümmeti'ne dönük tüm şerlerin kaynağı bizzat Amerika değil midir? Ümmetin evlatlarını, yargılanmaksızın Guantanamo'da tutan bizzat bu Amerika değil midir? Dolayısıyla bizler, İslam Ümmeti'ne karşı işlemiş olduğu cürümleri ne kadar sayarsak sayalım asla bitiremeyiz. Ayrıca ilk devlet suçunu işleyen odur. Bize ne oluyor ki hala Mısır ile Amerika arasındaki "stratejik ilişkinin gücü ve derinliğine" yönelik vurguları işitiyoruz?! Nasıl oluyor da Amerikan Büyükelçisi ülkenin dört bir tarafında dolaşıp duruyor? Yoksa Amerika gibi düşman bir devletle olan bu tür bir durumun uygulanmasını vacip kılan bir şerî hüküm mü var? Ya da daha dün devrik lider ve eski rejim haramdı da bugün helal mi oldu?! Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?
Şerî vacip, kesinlikle Amerika gibi İslam'a ve Müslümanlara düşman olan bir devletle her türlü ilişkiyi kesmek, onun Dışişleri Bakanı ile görüşmemek ve onun, bazı Muhalefet liderleri ve sözde Sivil Toplum Kuruluşları'nın temsilcileri ile görüşmesine izin vermemektir.
Kerry'nin Mısır'a yönelik ziyaretinde tartılması gereken denge, İslam dengesi olup başka bir şey değildir. Dr. Mursî'nin üzerine düşense, hangi yönde durduğunu açık bir şekilde ilan etmesidir. Yani o, ya Ümmetin sorunlarını benimseyip başta Amerika ve üvey çocuğu Yahudi devleti olmak üzere düşmanlarına karşı onu savunarak Ümmet ile birlikte olacak ya da İslam'ın ve Müslümanların düşmanı Amerika ile birlikte olacaktır. Biz kendisinin Ümmetin safında olmasını ümit ediyoruz. O halde ümmetin safında yer alsın ki böylece Allah'ın Mısır-Kenane topraklarındaki Amerikan nüfuzunu söküp atsın.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَتُرِيدُونَ أَن تَجْعَلُواْ لِلّهِ عَلَيْكُمْ سُلْطَانًا مُّبِينًا "Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah'a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?" [Nisâ 144]
Hizb-ut Tahrir
Mısır Vilâyeti
Medya Bürosu Başkanı
Şerif Zâyid
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mısır Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010 www.hizb.net/ |
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com |