Pakistan’da Korona virüs (COVİD-19) salgını, virüsle enfekte olanlar bilmeden başkalarına bulaştırdığı ve Korona virüs salgınının belirgin semptomları genellikle geç görüldüğü için kısmen hızlı yayıldı. COVID-19 ile enfekte olanların çoğu, tamamen evde iyileşiyor, çoğunluk virüsü hafif hastalıkla atlatıyor, azınlık ise akciğer hastalığı nedeniyle ağır geçiriyor, hastanede kapsamlı tıbbi bakıma gereksinim duyuyor.

Salgın korkusu ile etkili bir şekilde mücadele edilmeli, panik yaratılmamalı, tıbbi hizmetler gereksiz kullanılmamalı, uzun süre psikolojik baskı ile hastalığa karşı bağışıklık azaltılmalıdır. Müslümanların yöneticileri, her durumda sabrı telkin eden güçlü İslami kavramları öğretmek için hükümet yetkililerine, medyaya ve bilim adamlarına emir vermeliydi. Bu yüzden Müslümanlar, yardım için Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya dua etmeli, hastalık için sadaka vermeli, başa gelen herhangi bir zararın ahirette kefaret olacağını hatırlamalıdır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَا يُصِيبُ الْمُسْلِمَ مِنْ نَصَبٍ وَلاَ وَصَبٍ وَلاَ هَمٍّ وَلاَ حُزْنٍ وَلاَ أَذًى وَلاَ غَمٍّ حَتَّى الشَّوْكَةِ يُشَاكُهَا، إِلاَّ كَفَّرَ اللَّهُ بِهَا مِنْ خَطَايَاهُ “Bir Müslüman’a herhangi bir musibet, bir sıkıntı, bir keder, bir üzüntü, bir eziyet, bir gam dokunursa, hatta kendisine bir diken bile batarsa, mutlaka Allah bunları onun günahlarına kefaret yapar.” ^[Buhari] Müslümanlar, ölümün tek gerçek sebebinin Allah’ın belirlediği ecelin gelmesi olduğunu unutmamalıdır. Grip, tifo, sıtma ve COVİD-19 sadece ölümün meydana geldiği hallerdir. Hastalığın yayılmasıyla ilgili olarak, rejimin, ihmalkârlığı yüzünden insanlar zarar görüyor. Rejim, İran’dan enfekte kaparak geri dönenleri, enfekte kapmaksızın geri dönenler ile aynı yere koydu ve daha sonra hepsini Pakistan’ın dört bir yanına yolladı ve böylece hastalığın yayılmasına sebep oldu. Bu rejim, hiçbir zaman ders almıyor, şimdi bile rejim, virüsün hastadan sağlıklıya bulaşmasını önlemek için gereğini yapmıyor. Müslümanların yöneticileri, zannı galibe göre zarar hâsıl olduğunda gerekli önlemleri almalıdır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ “Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.” ^{[İbn Mace]} Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لاَ تُورِدُوا المُمْرِضَ عَلَى المُصِحِّ “Hasta kişi, sağlıklı kişinin yanına girmesin.” ^[Buhari] Müslümanlar böylece hasta olanları, hasta olmayanlardan ayırırlar. Yaşlılar veya akciğer hastalıklarından mustarip olanlar gibi hastalığa karşı bağışıklığı zayıf olanlara özel önem gösterilir. Doğru beslenme ve egzersiz hareketlerine yönlendirilir.

Ağır hastaların tedavisi ile ilgili olarak, mevcut sömürgeci sistemin sağlık sistemindeki ihmali krizde açıkça kendini gösterdi. Sömürgeci sistem, bütçedeki aslan payını sağlık hizmetleri gibi halkın işlerinden ziyade faize dayalı borçlara harcanmasını sağladı. Sömürgeci sistem ayrıca Pakistan’ın akciğer hastaları için vantilatör üretmek gibi önemli üretimlerde bulunmasını engelledi. Bu yüzden hayat kurtarıcı tıbbi malzemeler üretilemedi.

Ey Pakistan Müslümanları! Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

الْإِمَامُ رَاعٍ ، وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ “İmam çobandır ve güttüklerinden sorumludur.” ^[Buhari] Nübüvvet metodu üzere Hilafet olmadan gerçekten biz, herhangi bir krizde velisi olmayan yetimler gibiyiz. Belayı savmak, sağlık ve sıhhate kavuşmak, hastaların iyileşmesi ve 99 yıl önce 28 Recep 1342’de kaybettiğimiz Hilafetin restorasyonu için Allah’a dua etmeliyiz. Şimdi hepimiz, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın indirdikleriyle yönetimin restorasyonu için çalışmalıyız. Zira Hilafet, zayıflarımızı koruyacak, hastalarımızı tedavi edecek, Allah Subhânehu ve Teâlâ ile Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e itaat etmemizi sağlayacaktır.