Koronavirüs pandemisine rağmen zorba Modi rejimi, “yerleşimciler” yoluyla işgal altındaki Keşmir’in demografik yapısını zorla değiştirmek için 430.000 yeni ikametgâh sertifikası yayınladı. Filistin’de Yahudi varlığı ile Doğu Türkistan’da (Sincan) Çin’in şeytani planlarını izledi. Hindu devletine ait işgal güçlerinin hiçbir engelle karşılaşmamasını sağlamak için Bajwa-İmran rejimi, Pakistan silahlı kuvvetlerini sıkı bir şekilde frenliyor, Washington’a körü körüne itaat ettiriyor. Sudan bahaneler ileri sunuyor, sadece sözlü açıklamalar yapıyor, BM ve İKÖ’ye yalvarıyor, Tweetler atıyor, video görüntüleri yayınlıyor. Keşmir Müslümanlarını kurtuluş umudundan vazgeçirmek amacıyla rejim, bir zamanlar güçlü cihatçı yapıyı dağıttı, Kontrol Hattı boyunca cihatçıları gerekli destekten mahrum etti. FATF’yi bir bahane olarak kullandı. Rejim Pakistan’ın istekli ve yetenekli askerlerini dizginliyor. Oysa Hindistan, Çin ile şiddetli sınır gerginliğine kilitlenmiş durumda ve işgal altındaki Keşmir’de ruhi bir Müslüman direnişi ile karşı karşıya. Askerleri gergin, iki ayrı cepheye bölünmüştür. Modası geçmiş silahlar kullanıyor ve askerlerinin morali oldukça düşük.

Siyasi ve askeri liderlik, sömürgeci güçlere kölelikleri nedeniyle birçok defa Keşmir’i kurtarma fırsatını geri tepti. 1948’te, Keşmir’in geniş bölgelerini kurtarmasına rağmen siyasi ve askeri liderlik, Srinagar havaalanının savunmasını parçalamak için zırhlı araçlar tedarik etmedi. 1962’de Hint-Çin Savaşı sırasında Keşmir’i kurtarmak için Pakistan silahlı kuvvetlerini seferber etme fırsatını kullanmadı. 1965’te hafif silahlar ile savunulan Akhnoor sektöründe Keşmir’i kurtarmak için altın fırsatı geri tepti. Pahalı bir operasyonel mola verdi. Bu sayede Hindistan, geri çekilen birliklerine destek temin etti. 1999’da Kargil krizi sırasında uluslararası baskıya boyun eğdi. Ve bugün Bajwa-İmran rejimi, ABD’yi memnun etmek için Keşmir’i kaderine terk ediyor. Sömürgeci güçlere ve uluslararası yapılarına körü körüne itaati nedeniyle Pakistan’ın siyasi ve askeri liderliği içindeki hainler, şimdiye kadar Gurdaspur, Haydarabat Deccan, Bengal, Siachen ve Keşmir’in çoğunu kaybettiler. Peki, bu ihanet zincirine kim dur diyecek?

Ey Pakistan silahlı kuvvetlerinin samimi subayları! Her ihanet, katliam, işkence, sakat bırakma veya tecavüz yoluyla olsun yüz binlerce annemiz, kız kardeşimiz, kızımız ve oğlumuz için muazzam ıstıraba neden oluyor. Müslüman kanı oluk oluk nehirlere akıyor. Oysa Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لَزَوَالُ الدُّنْيَا أَهْوَنُ عَلَى اللَّهِ مِنْ قَتْلِ مُؤْمِنٍ بِغَيْرِ حَقٍّ  “Allah katında dünyanın yok olması, haksız yere mümin bir kimsenin öldürülmesinden daha iyidir.”Tek bir Müslümanın kanı, her namazda yöneldiğimiz mübarek Kâbe’den daha kutsaldır! Üzüntü, keder veya acizliği ifade etmek kesinlikle yeterli değil. Bajwa-İmran rejimi bugün sizi yalnızca ABD’nin emri üzere dizginliyor. Bu ihaneti durdurun. Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için nusret verin. Allah’ın yardımıyla tarihin akışını değiştirin ve böylece rızasına nail olun. Soylu selefiniz Sad b. Muaz’ın izinden gitmek için bu muhteşem fırsat sizi bekliyor. Öyleyse, nusret vermek için bir adım öne çıkın ki Keşmir Müslümanları, on yıllarca süren acımasız işgalin sona erdiğini görsünler. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ فَهُوَ حَسْبُهُ إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْراً  “Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.” ^{[Talak 3]}