Receb 1442, Hilafetin yıkılışının yüzüncü yılıdır. Bin yıldan fazla bir süredir Müslümanlar, Hilafetin gölgesinde siyaset, askeri, ekonomi ve eğitim alanlarında dünyaya liderlik yaptılar. Ancak Arap ve Türk hainlerin yardımıyla Haçlı Avrupa ülkeleri, yoğun çabaların ardından koruyucumuzu nihayet yok ettiler. O zamandan beri ne durumdayız ey Müslümanlar? Durumumuz nasıl?

Koruyucumuz olmadan elliden fazla devlete bölünerek zayıf ve güçsüz düştük. Bu devletlerin birinde İslam’ı uygulamak yerine başımıza yozlaşmış sömürgeci dünya düzenine ve sistemlerine sadık yöneticiler getirildi. Tek bir silahlı kuvvet olarak hareket etmek yerine ordularımız, Mescidi Aksa ve işgal altındaki Keşmir’i kurtarmak için harekete geçmek şöyle dursun, sömürgeci sınırlar içinde birbirleriyle çatıştılar. Cihat askıya alındı, inançsız ulusların ordusu, topraklarımızda sanki kendi mirasları gibi özgürce dolaştı. Milyonlarca çocuk yetim kaldı, yüzlerce ve binlerce Müslüman şehit oldu, binlerce iffetli Müslüman kadın tecavüze uğradı. Topraklarımız kâfir sömürgeci devletler için savaş alanı ve ganimet haline geldi, biz sadece seyirci kaldık, ölülerimizi saydık ve onları defnettik. Sömürgeciler devasa kaynaklarımızı sömürdüler, kaynaklarımız ile ekonomilerini ateşlediler, biz ise yoksulluk ve sıkıntılar içinde debelenip durduk. Şu anki ekonomik sefaletimiz gerçekten Hilafet zamanından oldukça uzaktır. Çünkü Beytül Mal, zenginlerden Zekât, Öşür ve Haraç toplamış, muhtaç olanlarımıza dağıtmış, böylece ihtiyaçlar karşılanarak yükler kaldırılmıştı.

Ey Pakistan Müslümanları! Batı, harcanan bir güç olduğumuza ve yozlaşmış dünya düzenine karşı koyamayacağımıza inanmamızı istiyor, böylece sömürgeci dünya düzenine ve uygarlığına köle olarak yaşamak zorunda hissediyoruz. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ, İslam dünyasına muazzam kaynaklar, stratejik yerler, genç nüfus, şehitlik ve zafer isteyen milyonlarca asker, modern silahlar ve her şeyden önce hak din İslam’ı bahsetmiştir. Sadece Hilafetin yeniden kurulması, gerçek potansiyelimizi ortaya çıkaracak, Allah’ın indirdiklerine göre yönetecektir. Hizb-ut Tahrir, halkına yalan söylemeyen sadık bir liderdir ve kurulacak Hilafet için anayasa, yasalar ve politikalar hazırlamıştır ve hepimizi mücadelesine katılmaya çağırıyor.

İslam dünyasında değişim, mevcut düzen ve yöneticilerin kökünden sökülmesinden sonra gerçekleşecek ve Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması onuruna sahip olmak için Pakistan ideal bir yerdir. Her geçen gün Batıdaki köleliğimizin derinleştiğini görüyoruz. Batıyı izlediğimiz yüz yılın acı meyvesi, kokusuyla burnumuzu parçalıyor. İslam’ı ve yönetim sistemini geri getirmenin zamanı gelmedi mi? Gerçekten de, Hilafetin geri dönüş zamanı gecikti! Öyleyse koruyucumuz ve kalkanımız olan Hilafeti yeniden kurarak yitik haysiyetimizi ve onurumuzu yeniden elde etmeye çalışalım. Allah’tan vahiy alan Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, ümmetine şöyle buyurdu:

إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ ، يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ ، وَيُتَّقَى بِهِ“Gerçekten de, İmam bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” ^[Müslim]

#أقيموا_الخلافة

#ReturnTheKhilafah

#YenidenHilafet

#خلافت_کو_قائم_کرو