Ey güç ve nüfuz sahipleri! Saygıdeğer kardeşiniz Naveed Butt’un serbest kalmasını sağlamak için gücünüzü ve nüfuzunuzu kullanmaya çağırıyoruz. Güç ve nüfuzları ile İslam davetine güç katan Ömer El Faruk ve şehitlerin efendisi Hamza’nın sadık torunları olarak sizi Allah’ın rızasını kazanmaya çağırıyoruz. Naveed Butt’u hepimiz çok iyi biliyoruz. Güvenilir bir bekçidir, Nübüvvet metodu üzere Hilafet savunucusudur ve Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti Resmi Sözcüsüdür. Asil kardeşimiz Naveed, 11 Mayıs 2012’de Keyani-Zerdari rejiminin haydutları tarafından kaçırıldı. 11 Mayıs 2021’de tek suçu Rabbim Allah’tır diyen Naveed’in kaçırılışının üzerinden tam dokuz yıllık geçmiş olacak. İyiliklerin bolca ödüllendirildiği bu mübarek Ramazan ayında sizi Naveed Butt’un davasını gündeme getirmeye ve hemen salıverilmesi talebinde bulunmaya çağırıyoruz. Hadi kaçırılışının üzerinden on yıl geçmesine müsaade etmeyin. Sizi Naveed ve ailesini sıkıntıdan kurtarmaya çağırıyoruz. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözünü hatırlayın:

مَنْ نَفَّسَ عَنْ مُؤْمِنٍ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ اَلدُّنْيَا، نَفَّسَ اَللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ اَلْقِيَامَةِ“Kim bir Müslümanın dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir.” ^[Müslim]

Ey Pakistan’ın güçlü ve etkili âlimleri, gazetecileri, avukatları veya iş insanları! Gücümüz, nüfuzumuz, statümüz ve ayrıcalığımız Allah’ın bize bir lütfudur. Dilediği zaman alabilir. Gerçekten de, gücümüz, etkimiz, statümüz ve ayrıcalığımız bir emanettir, bundan dolayı hesaba çekileceğiz. Kaçınılmaz sona doğru ilerliyoruz, gücümüzü ve nüfuzumuzu Allah’ın hizmetine ve O’nun dininin egemenliğine amade kılmamızın zamanı gelmiştir. Yeteneklerimizi öyle bir zamanda kullanacağız ki İslam ümmeti bu dünyadaki amacının Allah’a kulluk olduğunun farkındadır. İslam’ın bir hayat biçimi olarak otorite ve devlette uygulanmasını istiyor. Gerçekten de Hilafet çağrısı, şuan İslam ümmetinin baskın talebidir. Günah ve sapkınlıkları ile sefalet ve zilletten başka bir şey getirmeyen mevcut yöneticilerden tamamen umudunu kesmiştir. Yol gösterici bir liderlik olmadan İslam ümmeti, gerçekten velisi ve vasisi olmayan terk edilmiş bir yetim gibidir. İslam ümmetinin toprakları işgal edildi, serveti yağmalandı, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onuru defalarca saldırıya uğradı, uygun bir yanıt verilmedi.

Ey Ömer El Faruk ve şehitlerin efendisi Hamza’nın torunları! Ümmetin şuan kendisine liderlik edecek bir İmama ihtiyacı var. Biz, güç ve nüfuz sahibi insanlarız, görevimizi yerine getirmeli ve Müslümanları gerçek değişime yönlendirmeliyiz, sadece Allah’tan korkmalıyız. Kardeşimiz Naveed tam da bunu yaptı ve hepimiz için iyi bir hatırlatmadır. Gereği gibi fedakârlık yapmaz ve hak üzere sebat etmezsek, Allah yardımını (Zaferini) asla göndermeyecektir. Dolayısıyla hepimiz onun adına konuşmalı ve serbest bırakılmasını talep etmeliyiz. Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması çağrısında yanında yer almalıyız. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ اللَّهَ اشْتَرَى مِنَ الْمُؤْمِنِينَ أَنْفُسَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ بِأَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ “Şüphesiz Allah, müminlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır.” ^{[Tevbe 111]}