İki yıl oldu. Günümüzün Raja Dahir’i Modi, 5 Ağustos 2019’da işgal altındaki Keşmir’i zorla ilhak etti. Zorla ilhakın birinci yıldönümünde 5 Ağustos 2020’de Modi, Ayodhya’daki şehit Barbari Mescidinin kalıntıları üzerine Ram Tapınağı binasının açılışını yaptı. İkinci yıldönümünde ise 5 Ağustos 2021’de Modi, Müslümanlara karşı sergilediği düşmanlıkla övündü. Modi yaptığı açıklamada, “İki yıl önce 5 Ağustos’ta Hindistan, Cammu ve Keşmir’den 370. maddenin iptaliyle Bir ve Daha İyi Hindistan duygusunu güçlendirdi. Geçen yıl 5 Ağustos’ta, büyük bir Ram Tapınağı’na doğru ilk adımı attık. Ayodhya’daki Ram Tapınağı çalışmaları, büyük bir hızla devam ediyor.”dedi.

Ey Pakistan Müslümanları! İşgal altındaki Keşmir, gaspçı Hindu saldırganlarıyla normalleşerek kurtarılamaz. İslam ümmetine karşı tüm saldırganlıklarında Hindu devletini ve Yahudi varlığını destekleyen Batılı sömürgecilere seslenerek de kurtarılamaz. Zarar vermek ve tavizler koparmak için Müslümanlarla müzakereler yapmak, kâfirlerin kullandığı dolambaçlı bir yoldur. Çünkü kâfirler, İslam ümmetinin hiçbir taviz ve kayıp vermeden savaş meydanında hakkını sonuna kadar arayacağını biliyorlar. Gerçekten de, işgal altındaki Keşmir, sadece ve sadece Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın buyruğu uyarınca kurtarılacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ, içinde şüphe bulunmayan, batılın ne önünden ne de arkasından yaklaşamayacağı Yüce Kitabında şöyle buyurdu:

وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ ثَقِفْتُمُوهُمْ وَأَخْرِجُوهُمْ مِنْ حَيْثُ أَخْرَجُوكُمْ“Onları bulduğunuz yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın.”^{[Bakara 191]} İslam ülkesi bizim için teslim olmak ya da takas etmek değildir, çünkü İslam ülkesi Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın bir emanetidir ve asla ihlal edilmemesi gereken bir kutsallığa sahiptir. İşgal altındaki Keşmir, on binlerce şehit verilse de ve biraz zaman alsa da kurtarılması gereken bir topraktır.

Ey Pakistan’ın Müslüman silahlı kuvvetleri! İki yıldır itidal çağrısı yapılıyor ve aşağılanıyoruz. Üç yıl olmasına izin vermeyin. İslam ümmetinin ilk komutanı Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَا تَرَكَ قَوْمٌ الْجِهَادَ إلاّ ذُلّوا“Bir millet, Allah yolunda cihadı terk edecek olursa Allah, o kavmi zillete düşürür.”^[Ahmed] Onur ve zafer savaştadır. Savaşı terk etmek kayıpları, imtiyazları artırır, aşağılanma ve yenilgiyi sağlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın savaş buyruğuna yanıt verenler ancak işgal altındaki Keşmir’i kurtaracaktır. Selahaddin’in yolundan gidenler ancak Keşmir’i kurtaracaktır. Selahaddin, Müslümanları İslam’ın egemenliği altında birleştirdi, savaş öncesinde güçlendirmek için Müslümanları Halife etrafında topladı. Genç Komutan Muhammed bin Kasım’ın yolundan gidenler ancak Keşmir’i kurtaracaktır. Kasım, Modi’nin selefi Raja Dahir’in zulmünü ezmek için büyük mesafeler kat etti. Hindu müşrikler hoşlanmasa bile İslam’ın tüm Hint yarımadası üzerindeki hâkimiyetinin önünü açtı. Sultan Aurangzeb Alamgir’in yolunda yürüyenler ancak İşgal altındaki Keşmir’i kurtaracaktır. Alamgir, Chittagong’u Budist müşriklerden kahramanca kurtardı ve beş yüz yıllık İmparatorluğun çöküşüne neden oldu.

Bu yüzden Allah yolunda savaşmadan önce Nübüvvet metodu üzere Hilafet için nusret vererek Müslümanların saflarını güçlendirin. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَا أَحَدٌ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ يُحِبُّ أَنْ يَرْجِعَ إِلَى الدُّنْيَا وَلَهُ مَا عَلَى الأَرْضِ مِنْ شَىْءٍ، إِلاَّ الشَّهِيدُ، يَتَمَنَّى أَنْ يَرْجِعَ إِلَى الدُّنْيَا فَيُقْتَلَ عَشْرَ مَرَّاتٍ، لِمَا يَرَى مِنَ الْكَرَامَةِ“Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa bile dünyaya geri dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gördüğü aşırı itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve on defa şehit olmayı ister.”^[Buhari]