7 Ekim 2021’de ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy R Sherman, Jamshyd N.Godrej ile yaptığı röportajda “Pakistan ile geniş çaplı bir ilişki kurmayı düşünmüyoruz... Ama Afganistan’da neler olup bittiğini bilmeliyiz... Hepimiz yeteneklerimizin olduğundan emin olmalıyız. Hindistan da dâhil olmak üzere herkesin güvenliğini sağlamalıyız.”dedi. Bu küçük düşürücü açıklamaya rağmen askeri ve politik liderlik onu sıcakkanlılıkla karşıladı. Yeni talimatlar aldı ve hemen onları uygulamaya koyuldu. 9 Ekim 2021’de Wendy Sherman’ın ziyaretinden bir gün sonra Pakistan Başbakanı İmran Han, ABD’nin talimatları doğrultusunda Afganistan’ın işlerini en iyi şekilde gütmek için özel bir kurumun kurulması talimatını verdi. Bu kölece davranış, “insan yardım” için devlet kurumlarının koordinasyonu olarak takdim edildi. Aslında Pakistan yöneticilerinin entelektüel iflası, ne izzetinefislerini ne de Pakistan çıkarlarını umursamadıklarını gösteriyor!

ABD ilk kez Pakistan’ı tehdit etmiyor, azarlamıyor ya da küçük düşürmüyor. Müttefik statüsünden tenzili rütbe yaptı. Pakistan yöneticilerinin acımasız baskılarına rağmen yirmi yıldan fazla bir süredir Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, ABD ile ittifak konusunda güç ve kuvvet ehlini uyarmaktadır. 2 Ekim 2021’deki basın açıklamasında, “24 Eylül’deki Quad toplantısı, ABD’nin Hindistan’ı Çin’e karşı stratejik bir ortak olarak gördüğü, kullanılmış bir kâğıt gibi Pakistan’ı çöpe attığı gerçeğini ortaya koyuyor. ABD, çıkarlarını gerçekleştirmek için Pakistan’ın stratejik, ekonomik ve kültürel gücünü istismar ettikten sonra artık yaptırım tehdidini kullanacak ki Pakistan, bölgesel hegemonik güç olarak Hindistan’ın yükselişinin yolunu açsın. Ey Pakistan’daki güç ehli! Pakistan’dan vazgeçtiği gibi artık siz de ABD’den vazgeçin.” dedi. Açıkçası, Pakistan’ın yöneticileri naif değildir, bu yüzden artık Pakistan’a, ümmete ve İslam’a ihaneti bitirmenin zamanı gelmedi mi?

Ey güç ve kuvvet ehli! Yetmiş yıldan fazla bir süredir Pakistan yöneticileri ABD’nin çıkarlarını gözetiyorlar. Amerika’nın ihsanıyla güvenli ve müreffeh hale geleceğini düşünüyorlar. Hindistan Amerikan etkisi altında değilken, ABD, Pakistan’ın sınırlı bir şekilde güçlenmesine izin verdi. Londra’dan koparmak için Hint seçkinlerine baskı yaptı. Fakat 2000’de Vajpayee-Clinton yakınlaşmasının ardından her şey değişti. BJP, ABD ile güçlü bağlar kurdu ve böylece Pakistan’ı kullanılmış bir kâğıt gibi bir kenara attı.

Peki, yirmi yıl sonra nasıl birisi basiret ve feraset sahibi olamaz? Washington, şimdi aniden çöpe attığı Pakistan’ı çöp kutusundan geri mi alacak? Yabancı büyük bir güce yaslanmak, güvenliği ve refahı pahasına Pakistan’ı yabancı bir gücün kölesi yapmıştır. Washington yerine Moskova’ya veya Pekin’e güvenmek, yalnızca kölenin efendisini değiştirecek ya da köleye yeni efendiler katacaktır. Pakistan, yabancı güçlere güvenmeyi sona erdirmekle ve yalnızca Allah’a güvenmekle güvende ve refahta olacaktır. Hilafet, örneğimiz Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yaptığı gibi Allah’ın bahşettiği büyük kaynakları seferber edecektir. Hilafet, Pakistan’ı, Afganistan’ı ve Orta Asya’yı güçlü bir devlette birleştirecek, tarihte yüzyıllarca olduğu gibi Avrasya’yı aslına döndürecek, İslam bölgede egemen olacak ve kâfir güçleri yenilgiye uğratacaktır.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Avrasya’nın satranç tahtasında bir piyon olmasını durdurun. Şimdiki vizyonsuz yöneticilerin kökünü kazıyın, onları değiştirin, Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. İslam ümmeti, bir kez daha insanlığın dümenini İslam’ın aydınlık hidayetine kıracaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

أَتَخْشَوْنَهُمْ فَاللّهُ أَحَقُّ أَن تَخْشَوْهُ إِن كُنتُم مُّؤُمِنِينَ“Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Oysa Allah, eğer siz gerçek müminler iseniz kendisinden korkmanıza daha layıktır.” ^{[Tevbe 13]}