2 Ekim 2021’de polis, Belucistan eyaletindeki Kech bölgesinin Buleda ilçesinde bir eve düzenlediği baskın sırasında Ramiz Khalil adlı bir çocuğu öldürdü. Aile bireyleri, defni sırasında Fida Chowk Turbat’ta küçük bir protesto düzenledi. Yine 21 Eylül’de Kech’deki bir başka olayda, Taj Bibi adlı yaşlı bir kadın, güvenlik kontrol noktasında vurularak öldürüldü. Böyle trajik olaylar Belucistan’da ilk kez gerçekleşmiyor. Ağustos 2020’de Turbat’ta güvenlik güçlerinin Hayat Baloch’u yargısız infazı, halkı derinden sarstı. Acılı annenin ellerini kaldırıp dua ettiğine tanık oldular. Ancak bu acılı olay, Pakistan’ın kalpsiz siyasi ve askeri liderliğinde hiçbir etki yaratmadı! Belucistan, Raşidi Halife Ömer El Faruk (RA) döneminde İslam topraklarının bir parçası haline geldi. O zamandan beri bölgede ağırlıklı olarak Müslümanlar yaşıyor. Belucistan sakinlerinin özlemleri, duyguları ve hisleri daima İslami olmuştur. Delhi Sultanlığı zayıflayıp, 1761’de Ahmad Khan Abdali (Ahmad Shah Durrani), Üçüncü Panipat Savaşında Kalat Hanı Mir Naseer Noori ve binlerce Belucistanlı mücahidin desteğiyle kâfir Maratha ordusunu yendi. Peki, böylesi gurur verici bir İslam’a sadakat mirasından sonra bugün Belucistan’da etnik çekişmenin alevlenmesinin nedeni nedir?

Bugün Pakistan’daki çeşitli etnik ve dilsel grupları yalnızca İslam birleştirebilir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, birbirleriyle savaşan Evs ve Hazreç kabilelerini birleştirmiştir. Ancak Pakistan’ın kuruluşundan bu yana sadece dilde İslam’ın güçlü kardeşliğine vurgu yapılmıştır. Yöneticiler, İslam ile birleştirmek ve bütünleştirmek yerine yeni bir ulusal kimlik yaratmak için federalizm, laik demokrasi, gayri İslami anayasalar, yasalar ve politikalar yoluyla Pakistan Müslümanlarını birleştirmenin yollarını aradılar. Oysa bu çabalar, sadece fitne ateşini körükledi. Hükümet yetersizliği, yolsuzluk, baskı ve temel ihtiyaçların yoksunluğu gibi olgularla bu etnik çekişme kötüleştiğinde, düşmanlarımız bizi kolayca bölebilir. Başarısız askeri operasyon politikası, zorla kaybetmeler, yargısız infazlar, insanlarda hayal kırıklığı yarattı. O derece ki güvenlik güçlerimiz, halkımızla mücadele tuzağına düştü, kendi bölgemizi “fethetti”. Belucistan’da devam eden huzursuzluk, ne güvenlik güçlerimizin ne de Belucistan halkımızın çıkarınadır. Bajwa-İmran hükümeti, Hintli pilot Abhinandan Vartaman’ı “Barış” adına serbest bırakabiliyorsa, peki neden hala “Bu sefer sana neyin vurduğunu bile bilmeyeceksin” diyen küstah Firavun Müşerref’in Belucistan politikası takip ediliyor? Gelişigüzel güç kullanımı, Belucistan’daki sınırlı direnişi, ateşlemiş ve yayılmasını sağlamıştır.

Hilafet, azınlıkların yaşadığı illeri ve bölgeleri sömüren hükümetin federal yapısını sona erdirecek, politik hakları ve kaynakları çoğunluk temeline göre dağıtan demokratik sisteme son verecektir. Hilafet, etnik ve milliyetçiliğe dayalı politikayı sonlandıracak, İslam kardeşliği çerçevesinde Müslümanları tek bir Halifenin otoritesi altında birleştirecektir. Hilafet, Şeriatı uygulayacak, Kur’an ve Sünnette verilen hakları tüm Müslümanlara temin edecektir. Hilafette kaynakların dağılımı, çoğunluk temeline göre değil, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın indirdiği emirlere göre gerçekleşecektir. Hilafet, Belucistan halkına yapılan zulmü durduracak, üniter sistemi ile Belucistan ve İslamabad’ı aynı oranda geliştirecek, kalpleri kardeş yapacaktır. Öyleyse, ey güç ve kuvvet ehli! Ümmetin yaralarını iyileştirmek için acele edin. Belucistan’a, Pakistan’a ve tüm İslam dünyasına barış ve huzuru getirecek olan Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُوا وَاذْكُرُوا نِعْمَةَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنْتُمْ أَعْدَاءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِهِ إِخْوَانًا وَكُنْتُمْ عَلَى شَفَا حُفْرَةٍ مِنْ النَّارِ فَأَنْقَذَكُمْ مِنْهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.”^{[Ali İmran 103]}