19 Aralık 2022’de ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price yaptığı açıklamada, “Hem bu mevcut durumda hem de daha geniş ölçekte yardımcı olmaya hazırız” dedi. Pakistan Müslümanları 75 yıldır Amerikan “yardımı”ndan çok çekmiş olmalarına rağmen Pakistan’ın politika yapıcıları ve stratejik camiasındaki bazı kişiler, hala “Afgan sorununa” Batının perspektifinden bakıyorlar. Bu bakış açısı Afgan sorununa kalıcı çözüm üretemez. Pakistan’ın politika yapıcıları, Batılı ulus devlet perspektifine göre güç kullanımı da dâhil olmak üzere mümkün olan her çözümü denediler. İngilizlerin çizdiği sınırları değişmez bir sınır olarak kabul ettiler. Ancak, bu sorunun sürdürülebilir tek çözümü, Pakistan, Afganistan ve Orta Asya’yı tek bir İslami otorite (Hilafet) altında birleştirmektir. Burası tüm ümmetin birleşmesi için bir başlangıç noktası olacaktır!

Pakistan-Afganistan sınırındaki gerginliğin iki ana nedeni vardır:

Birincisi, İngilizlerin çizdiği Durand Hattı. Bu hat Pakistan ve Afganistan arasındaki asırlık tarihi ilişkileri görmezden gelmiştir. İki ülke arasında İslam, ırk, coğrafya, gelenekler, diller, adetler, alışkanlıklar, karşılıklı bağımlılık, ortak kahramanlar ve aile bağları gibi ortak noktalar vardır. Bu nedenle, mevcut Pakistan siyasi ve askeri liderliği, beş sınır kapısında pasaport ve biyometrik sistem uygulamasını getirmiştir. Siyasi ve askeri liderlik, sınırlara diktiği milyarlarca rupi değerindeki çitlerle ve sömürgeci yapımı yüzlerce kilometrelik sınırlara konuşlandırdığı askerler ile iki ülke arasındaki bağları baltalamaktadır.

İkincisi, batı sınırından doğu sınırına kadar Pakistan silahlı kuvvetlerinin seferberliğine karşı çıkan Amerika’nın arzusudur. Böylece Hindu Devleti, Pakistan güçleriyle karşı karşıya gelmek yerine Çin’e odaklanmaktadır. Bu nedenle 2020 yılında Kontrol Hattında ateşkes anlaşması imzalanmıştır. Bunun da ötesinde, Pakistan liderliği, Batının diktesi üzerine Afganistan’da laik liberal gündemi teşvik etmek amacıyla Afgan hükümeti üzerindeki baskıyı artırmaktadır. ABD ajanlarının hükümete dâhil edilmesi, Batı liberal gündeminin uygulanması ve silahlı grupların bastırılması çağrısı Batının dikteleri arasındadır. Mevcut gerginlikler ve bunun sonucunda akan Müslüman kanı, bu nedenlerin doğrudan bir sonucudur.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Ey stratejik topluluk! ABD, Afganistan’ı kontrol edemedi. Belucistan ve FATA’nın kabile bölgelerini biz de kontrol edemeyiz. Nesilden nesile geçen huzursuzluk sadece geçici olarak bastırılacaktır, ancak fırsatını bulduğunda daha şiddetli bir şekilde geri gelecektir. Her ırktan tüm Müslümanları sadece İslami siyasi otoriteye bağlılık yatıştıracaktır. Batı gündemini ve diktesini reddedin. Pakistan ve Afganistan’ı İslami bir gündemle Hilafet altında birleştirin. Hilafet, Orta Asya’dan Körfez’in ötesine kadar uzanan tüm ümmeti tek bir devlet ve tek bir Halife altında toplayacaktır. Hilafet, Hindu Devleti’ni dört bir yandan kuşatacaktır. O zaman sadece Keşmir’i değil, Hindistan’ı da küfrün zulmünden kurtarmış olacaksınız. Sizi Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurma görevini yerine getirmeye davet ediyoruz. Peki, hanginiz bu onur ve haysiyete nail olacaktır? Sadece Allah’tan korkun, başkasından korkmayın. Allah, sizin yar ve yardımcınızdır.

وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ  “Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.”^{[Yusuf 21]}