Cumartesi, 30 Rebiu’s Sânî 1446 | 2024/11/02
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: PK–BA–2024–MB–TR–07 H. 22 Şa'bân 1445
M. Pazar, 03 Mart 2024

Hilafet Yıkılalı Yüz Yıl Oldu, Yeniden Kurulana Kadar Hiçbir Değişim ve Değişiklik Görmeyeceğiz

Kuşkusuz Recep 1342 / Mart 1924’te trajik bir şekilde Hilafetin yıkılışıyla İslami yönetimi kaybettik. Yüz yıldır da İslami yönetimden yoksunuz. Hilafetin yıkılışından bu yana ezilenlerin çığlıkları, topraklarımız işgal altındayken ordularımızı kışlalarına hapseden yöneticilerin sağır kulaklarına inletmektedir. İltica etmek için topraklarımızı terk ettik, engin denizlerde boğulma riskini göze alarak zulümden kaçmak için minnacık bir tekneden balık istifi oluşturduk. İslam ümmeti, milyonlarca istekli ve yetenekli ordulara sahip olmasına rağmen Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onuru defalarca hakarete uğradı. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın İslam topraklarına bahşettiği muazzam zenginliğin ortasında yoksullukla boğuşuyoruz. Gerçekten de Hilafet olmadan yetim bir çocuk gibiyiz, yolumuzu kaybettik, demokrasi ya da diktatörlük olsun İslam’dan başkası yolumuzu asla aydınlatamaz.

Ey Pakistan Müslümanları! Hayal kırıklığı altında ezilmedik mi? Değişim isteğimizi istismar eden Pakistan’ın mevcut yöneticileri, demokratik yolla iktidara geldiklerinden bu yana hayal kırıklığı yaşamıyor muyuz? Açık değil mi? Demokratik yönetim altında yaşadığımız yetmiş yıldır hiçbir değişiklik yaşanmamıştır, önümüzdeki yetmiş yıl boyunca da hiçbir değişiklik olmayacaktır. Demokrasi altında ne Pakistan’da ne de Müslüman dünyasında bir değişikliğin olmayacağı belli değil mi? Bu gerçekler hala net ve açık değil mi ey Müslümanlar?

Müslümanların halifesi ne diktatör ne de demokrattır. Ne kişisel görüşüne göre ne de meclisin konsensüsüne göre yönetemez. Sadece Kur’an ve Sünnete göre yönetmek zorundadır. Yöneten ile yönetilenler arasında bir anlaşmazlık yaşanması halinde Allah’ın Kitabına ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetine başvurmak zorundalar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

فَإِن تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ  “Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız onu, Allah’a ve peygambere götürün.” [Nisa 59] Dolayısıyla Halife, Allah’ın rızasına göre haklar alır ya da verir.

Bu yüzden Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ilk Raşit Halifesi Ebu Bekir Es Sıddık şöyle demiştir:

وَالضّعِيفُ فِيكُمْ قَوِيّ عِنْدِي حَتّى أُرِيحَ عَلَيْهِ حَقّهُ إنْ شَاءَ اللهُ, وَالقَوِيّ فِيكُمْ ضَعِيفٌ عِنْدِي حَتّى آخُذَ الحَقّ مِنْهُ إنْ شَاءَ اللهُ  "Güçsüz olanınız (haklı ise) hakkını alıncaya kadar benim yanımda güçlüdür. Güçlü olanının (haksız ise) kendisinden hak sahibinin hakkını alıncaya kadar benim katımda güçsüzdür” İkinci Raşit Halife Emir’ul Müminin Ömer El Faruk da:

“Kadınların mehirlerini fazla tutmayın.” deyince bir kadın “Bunu yapamazsın ey Ömer!” diye karşı çıktı. Kadın Nisa suresinin,

وَآتَيْتُمْ إِحْدَاهُنَّ قِنْطَاراً“Onlardan birine yüklerle mehir vermiş olsanız dahi hiçbir şeyi geri almayın.” ayetini okudu.

Göklerin ve yeryüzünün sakinleri, Hilafet döneminde İslam’ın büyüklüğüne ve yüceliğine tanık olmuşlardır. İslami yönetim, Endonezya’da, Orta Asya’da, Bosna’da ve Fas’ta insanların fevç fevç İslam’a girmelerine neden olmuştur. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Kitabı ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetine göre yönetim, zulümden kaçan Avrupa’daki Yahudiler de dahil olmak üzere zulme maruz kalanlar için güvenli bir sığınak haline gelmiştir. Allah’tan başka kimseden korkmayan Hilafet, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onuruna saldıranları savaşla tehdit ederek susturmuştur. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın indirdikleriyle yönetim, ezilenlerin çığlıklarına yanıt vermek için ordularımızı seferber etmiş, işgal altındaki topraklarımızı kurtarmış, İslam’ın nuruyla yeni topraklar fethetmiştir. Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e itaat eden ve hükümlerini uygulayan Hilafet, fakirlere ve borçlulara yardım etmiş, en ileri standartlara göre ücretsiz eğitim ve sağlık hizmetleri sunmuştur.

Ey Pakistan Müslümanları! Ahmed’in rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ   “Sonra ceberut saltanat olacaktır. Allah’ın olmasını dilediği kadar olacaktır. Sonra kaldırmak istediğinde de kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Ve sonra sustu.” Allah’ın Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e vahyettiği bu mübarek söz, Nübüvvet metodu üzere Hilafetin dönüşünü müjdelediği gibi aynı zamanda harekete geçmemiz gerektiğini de haber vermektedir, çünkü Allah’ın indirdikleriyle yönetmek farzdır.

Ey Müslümanlar! Yüz yıldır Hilafetten yoksun ve mahrumuz. Gelin onu yeniden kurmak için Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışın!

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan
Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813
https://bit.ly/3hNz70q
Fax: +(92) 21–520–6479
E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER