Ey Pakistan ordusunun samimi subayları! Gazze’den size yeteri kadar çağrı yapıldı! Duyan kulaklar ve hisseden kalpler için yeterince çığlıklar atıldı. Bu uzun, acılı, huzursuz aylarda, eylemsizliğiniz için bin bir türlü bahaneler işittik. Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem katında mazeretleriniz geçerli ve makbul değildir. İslam ümmeti de hiçbir mazeretinizi kabul etmiyor. Atılan bombalar, Gazze’de on binlerce Müslümanın cesedini paramparça etmiştir. İnsanların en korkağı olan Yahudiler, şehit etmek, yaralamak ve sakat bırakmak için türlü türlü yollar deniyorlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ size cihadı, Müslümanları desteklemeyi ve Mübarek Toprağı kurtarmayı farz kılmıştır. Allah Subhânehu ve Teâlâ bu yükümlülüğünüzü sömürgecilerin ajanlarının size emir vermesine bağlamamıştır. Zaten böyle bir emir asla gelmeyecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ bu yükümlülüğünüzü, sömürgecilerin İslam ümmetini bölmek ve zayıflatmak için çizdiği ulus devlet sınırlarına da bağlamamıştır.

Erkek ve kız kardeşleriniz, çocuklarınız enkaz altında kalırken, Allah Subhânehu ve Teâlâ eylemsizlik mazeretinizi asla kabul etmeyecek! Yüz binlerce Müslüman kardeşiniz zorla açlığa mahkûm edilirken, mazeretiniz ne olursa olsun Allah Subhânehu ve Teâlâ ileri sürdüğünüz mazereti asla kabul etmeyecek. Onlar sokaklarda açlıktan ölüyor. Pis çöplüklerde, yemek için çürümüş yiyecek arıyorlar. Açlıklarını gidermek için ot toplayıp yiyorlar. Gençler ve yaşlılar için yardım çağrısında bulunuyorlar. Açlıktan baygınlık geçiriyorlar. Peki, şu ana kadar ne yanıt verdiniz? Gözyaşı döktünüz mü, istifa etmekle tehdit ettiniz mi, emekli olmayı planladınız mı ve liderlerinizi lanetlediniz mi? Eylemsizliğiniz nedeniyle liderliğinizin suça ortağısınız. Allah’a isyan edenlere itaat, sadece cehennem ateşinde cezalandırılmanıza neden olur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَقَالُوا رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءَنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلَ  “Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler.” ^{[Ahzab 67]}

Ey Pakistan ordusunun samimi subayları! Aslında Müslümanların bu yöneticileri ve askeri komutanları, suçluların en kötüsüdür. Onlar, Batı’nın İslam’a ve Müslümanlara karşı yürüttüğü haçlı seferinin öncüleridir. Onlar, çarpık tahtlarını kurtarmak uğruna ilk Kıblemiz olan Mescid-i Aksa’yı satan kimselerdir. Sizse, bu yöneticilerin ve askeri komutanların koruyucuları ve kolaylaştırıcılarısınız. Askeri komutanlarınızın Amerikalılarla işbirliği yapmasını ve Yahudilerin aylarca özgürce hareket etmesini sağlayan şey sizin eylemsizliğinizdir. Düşmanlarınız neden sizden korkmuyor? Nasıl hainlerin dayanağı ve güvencesi olabilirsiniz? Askeri liderliğini protesto etmek için kendini ateşe veren kafir Amerikan askeri kadar da mı olamadınız? Lütfuyla nefes aldığınız, içtiğiniz ve yediğiniz Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın emrini daha ne kadar görmezden geleceksiniz? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَمِنَ النَّاسِ مَن يَعْبُدُ اللَّهَ عَلَى حَرْفٍ فَإِنْ أَصَابَهُ خَيْرٌ اطْمَأَنَّ بِهِ وَإِنْ أَصَابَتْهُ فِتْنَةٌ انقَلَبَ عَلَى وَجْهِهِ خَسِرَ الدُّنْيَا وَالْآخِرَةَ ذَلِكَ هُوَ الْخُسْرَانُ الْمُبِينُ  “İnsanlardan kimi Allah’a yalnız bir yönden kulluk eder. Şöyle ki: Kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun olur, bir de musibete uğrarsa çehresi değişir (dinden yüz çevirir). O, dünyasını da ahiretini de kaybetmiştir. İşte bu, apaçık ziyanın ta kendisidir.” ^{[Hac 11]}

Daha ne kadar “Tek başıma ne yapabilirim ki?” gibi uyduruk mazeretler duyacağız? Etrafınızdaki onca samimi subay ve asker sizinle aynı fikirdeyken nasıl böyle şeyler söyleyebilirsiniz? Sizler Allah’ı, Rasûlü’nü ve müminleri seven Müslümanların evlatları değil misiniz? O halde nasıl bunu söyleyebilirsiniz? Son derece yozlaşmış bir avuç hain komutan sizi zafer ve şehadetten nasıl alıkoyabilir? Allah’a itaatin önündeki tüm engelleri kaldırmak için gelin samimi Müslümanlarla birlikte plan ve koordinasyon yapın. Lanetlediğiniz o hain komutanlar gibi, siz de geçici dünya hayatını ebedi ahiret yurduna tercih mi ettiniz? Öyleyse Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu unutmayın

قُلْ إِن كَانَ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَآؤُكُمْ وَإِخْوَانُكُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا أَحَبَّ إِلَيْكُم مِّنَ اللّهِ وَرَسُولِهِ وَجِهَادٍ فِي سَبِيلِهِ فَتَرَبَّصُواْ حَتَّى يَأْتِيَ اللّهُ بِأَمْرِهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ“Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah zalim bir kavmi asla hidayete erdirmez.” ^{[Tevbe 38]}

Ey Pakistan ordusunun samimi subayları! Ümmet bir yol ayrımında. Ya Rabbimizden şiddetli bir azap gelecek ya da bol bol Allah’ın bereketi yağacaktır. Bu, sizin eylemlerinize bağlıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

إِلَّا تَنفِرُوا يُعَذِّبْكُمْ عَذَابًا أَلِيمًا وَيَسْتَبْدِلْ قَوْمًا غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّوهُ شَيْئًا وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ  Eğer (gerektiğinde savaşa) çıkmazsanız, (Allah) sizi pek elem verici bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir kavim getirir; siz (savaşa çıkmamakla) O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah her şeye kadirdir.” ^{[Tevbe 33]} Bu Siyonist canavarlara ve onları destekleyenlere ancak siz bir ders verebilirsiniz. Masum çocukların, kız ve erkek kardeşlerin intikamını ancak siz alabilir ve zalimin kalbine korku salabilirsiniz. Mübarek Toprağı Yahudi varlığının pisliğinden ancak siz temizleyebilirsiniz.

Ordunuzun tamamı ya da bir kısmı bile Filistin’i kurtarma onuruna nail olmak için fazlasıyla yeterlidir. Bütün ümmet ve Müslüman tüm güçlü erkekler arkanızda olacaktır. Hadi Allah’ı ve Rasûlünü rehber edinin. Yöneticilerin tahtlarını, Amerika’nın topraklarımızdaki şeytani ellerini kökünden söküp atın. Elleri kesilen Amerika, okyanus ötesinden çaresizce izlemekle yetinecektir. Amerika, Yahudilerin işlediği soykırımın Ramazan ayında da devam etmesi halinde yöneticilerin tahtlarının devrileceğinden korkmaktadır. Hadi bu korkuyu gerçeğe dönüştürün ki ABD’nin gözleri korkudan patlasın. Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması için hemen Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Eksiksiz bir siyasi projeye sahip olan Hizb-ut Tahrir, sizden yanıt bekliyor. Daha fazla eylemsizliğinizle Allah’ın gazabını davetiye mi çıkaracaksınız yoksa bu dünyada ve ahirette O’nun lütfuna nail olmak için mi çalışacaksınız?