حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PKu2013BAu20132013u2013MBu2013TRu20130019 |
H. 9 Rabi’-ul Âhir 1434 M. Salı, 19 Şubat 2013 |
-Basın Açıklaması- مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا "Her kim bir kişiyi, bir kişi karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuğu olmaksızın öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi o
Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, arkada 89'dan fazla Müslüman ölü ve yüzlerce yaralı bırakan ve malları harap eden ödlek cürümsel operasyonu güçlü ifadelerle kınar ve mezheplerinin farklı olmasına rağmen tüm Müslümanlar nezdinde bir Müslüman kanının kutsallığının önemi bilinmesinden dolayı bu ödlekçe eylemi, kesinlikle bir Müslümanın yapmadığına inanır. Zira onların hepsi, Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'nın şu kavlini okumaktadırlar:
وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِنًا مُتَعَمِّدًا فَجَزَاؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِدًا فِيهَا وَغَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَابًا عَظِيمًا "Kim bir mümini kasden öldürürse onun cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır." [Nisa 93]
Müslümanlar, mezhepleri farklı olmasına rağmen onlardan biri bir diğerinin kanını mubah kılmaksızın asırlar boyunca yaşamışlardır. Dolayısıyla biri bize, on üç yüzyıl boyunca süren İslam tarihinde Şâfi olan birinin Hanefi olan kardeşinin kanını veya Hanefi olan birinin Caferî olan kardeşinin kanını mubah kıldığını gösteremez. Ancak bu çağdaş fitne, İslam ülkelerini işgal eden ve buralarda, ulusal, kavmiyetçi ve mezhepsel çatışmalar gibi İslam'la ilgisi olmayan çatışmaları körükleyen Batı'nın bir ürünüdür. Müslümanlara gelince; asırlar boyunca uyum içerisinde yaşamışlar ve birbirlerine saldırmaksızın ya da birbirlerinin kanını, malını ve ırzını mubah saymaksızın sadece mezhep olarak değil akideleri dahi farklı olan Nasrani, Yahudi, Mecusi ve Hindulardan olan zimmet ehline bile iyi davranmışlardır.
Hizb-ut Tahrir, bu olayın arkasında, Raymond Davis milisleri gibi kendisine bağlı ölüm milisleri ve Keyâni-Zerdâri'nin olduğu askerî ve siyasî liderliklerle olan gizli anlaşmaları yoluyla Amerika'nın olduğunu bir kez daha vurgular.
Bundan dolayı bizler, kendilerine bu cürümsel operasyonları yaptıkları suçlaması yapıştırılan tüm İslamî hareketleri, ülkemizdeki sömürgeci gayelerini gerçekleştirme, ülkemize hegemonyalarını dayatma ve Afganistan'a yönelik başarısız işgallerini pekiştirme imkanı bulmak için Müslümanlar arasında fitne ateşini tutuşturmaya çalışan İslam ve Müslümanların düşmanlarına karşı fırsatı kaçırmamak için reddiye ve kınamaları hızlandırmaları çağrısında bulunuyoruz. Bundan dolayı İslamî hareketlerdeki kardeşlerimizin yapması gereken, Amerikalılar ve onların askerî ve siyasî liderliklerdeki ajanları gibi bütün Müslümanların düşmanlarına karşı bu fırsatı kaçırmamak için bizimle birlikte çalışmalarıdır. Bu yüzden onların temkinli olmalarını nasihat ediyoruz. Zira şayet hiçbir Müslümanın yapmayacağı bu ödlekçe eylemlerle ilgili bu reddiye ve kınamayı yapmazlarsa bu şekilde onlar, Batı'nın hedeflerini gerçekleştirmesini kolaylaştıracaklar ve kendilerini de kuşkulu ve şüpheli bir konuma koymuş koyacaklardır.
Güvenliğin, emniyetin ve refahın yolu, kendimizi Amerika ile Müslümanların kutsal kanlarıyla oynayan siyasî ve askerî liderliklerdeki ajanlarından kurtarmaktan geçer. Bunu gerçekleştirmenin yolu ise Hilafet'i kurma gayesini gerçekleştirmesi için Hizb-ut Tahrir'i destelemede gizlidir. Zira sömürgeci Batı ile ajan yöneticilerden Müslümanların kanlarının intikamını alacak olan bizzat Hilafet'tir.
Not: Belucistan ile ilgili tam bir siyasete ve Hilafet Devleti'nin Anayasası ile ilgili maddelere muttali olmak için aşağıdaki web bağlantısına erişilmesi rica olunur: http://htmediapak.page.tl/policy-matters.htm
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |