حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK-BA-2025-MB-TR-02 |
H. 22 Raceb 1446 M. Çarşamba, 22 Ocak 2025 |
Pakistan’a Lazım Olan Şey, Gerçek Bir Devrim! Silahlı Kuvvetlerdeki Samimi Subayların Nusreti Olmadan Gerçek Bir Devrim Gerçekleşemez
Ümmet, tarihi bir dönüşümün ve gerçek bir değişimin eşiğinde. Ancak gündemsizlik, dar görüşlülük, vizyonsuz liderler ve Batı ajanlarının komploları yüzünden gerçek bir değişim bir türlü gerçekleşemiyor. Son beş yıldır Afganistan, Amerikan işgalinden kurtarılmış olsa da sömürgeci ajanların komploları ve siyasi liderlerin dar görüşlülüğü yüzünden cesur mücahitler, ulus-devlet sınırlarının içine hapsedilmiş durumdalar. Bangladeş’te öğrenciler ve halk, laik Hasina rejimini devirdiler, ancak laik sistemin varlığını sürdürmesi nedeniyle devrim heba edilmiştir. Suriye’de mücahitler, Amerikan ajanı laik Beşşar’ı devirdiler ancak Batı ve Amerika’yı memnun etmek için eski baskıcı düzen olduğu gibi korunmakta ve İslam’ın rolü sınırlandırılarak bir sivil devlet oyunu sahnelenmektedir. Mısır’dan Ürdün’e, Pakistan’dan Türkiye’ye kadar, ümmet bir değişimin eşiğinde! Anca sadece Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet sistemi ümmeti doğru yönde yönlendirebilir.
Şu üç temel unsur gerçekleşmeden bir devrim başarıya ulaşamaz.
Birincisi: Batı’nın çıkarlarına göre hareket eden, yüzlerini değiştirseler de iktidarda kalmaya devam eden hükümdarlar ve sistemlerinin tüm unsurları tamamen temizlenmeli! Kendilerini ümmetin bir parçası gibi göstermeye çalışan bu kişiler, aslında sömürgeciliğin bir maskesinden başka bir şey değildir!
İkincisi: Devletin eski laik yapıları, sistemleri ve anayasaları kökten sökülmeli. Çünkü Batı’nın Müslüman dünyası üzerindeki etkisi, yalnızca birkaç iş birlikçi ajanla sınırlı değildir. Batı, Müslüman dünyası üzerindeki tahakkümünü kalıcı kılmak için sistematik bir yapı ve çerçeve geliştirmiştir. Batılı büyükelçilikler ve konsolosluklar, insan yapımı egemenlik temeline dayanan demokratik ve otoriter yapılar, yasalar ve anayasalar, ulus-devlet, federal yapı, milliyetçi ordu, kapitalist ekonomik sistem, liberal toplumsal yapı, geleneksel hukuka dayalı yargı sistemi ve ulusal çıkar adı altında uluslararası düzene boyun eğen dış politika bu çerçeveyi oluşturuyorlar.
Üçüncüsü: La ilahe illallah prensibi üzerine kurulu İslam Hilafet Devleti tesis edilmeli ve İslam eksiksiz ve köklü bir şekilde uygulanmalıdır. Önceki başarısız değişim girişimleri, pragmatik ve aşamalı değişim vaadiyle tuzağa düşürüldüler. Devleti İslam’la güçlendirmek yerine, ‘önce güçleneceğiz, sonra İslam’ı uygulayacağız’ gibi boş bir slogana aldanarak vakit kaybettiler. Tarık bin Şihab’dan rivayet edildiğine göre, Ömer bin Hattab RadıyAllahu Anh şöyle dedi:
إنَّا كنَّا أذلَّ قوم، فأعزَّنا الله بالإسلام، فمهما نطلب العِزَّة بغير ما أعزَّنا الله به أذلَّنا الله“Biz daha önce zelil ve hakir bir kavimdik. Allah Teâlâ, bizleri Müslümanlıkla şereflendirdi. Bundan başka şeref ararsak, Allah Teâlâ bizi zelil eder, her şeyden aşağı eder.” [Hâkim]
Bu değişimi gerçekleştirmek için ümmet, İslam dünyasındaki güç sahipleriyle çatışıp kendi gücünü boş yere harcamak yerine, içlerindeki samimi kişilerle birleşerek bu yozlaşmış yöneticileri ve sömürgecilik ajanlarını ortadan kaldırmalıdır. Pakistan’da bu güç sahipleri, subaylardır. Ümmetin çağrısına yanıt vererek yozlaşmış siyasi ve askeri liderliği ortadan kaldırabilecek ve Raşidi Hilafeti kurabilecek güçtedirler. Gazze savaşı, ümmetin içinde büyük bir öfkeyi tetiklemiştir. Ümmet, bu yöneticilerin gerçek yüzünü görmüş ve bu adaletsiz sistemi artık kabul etmeyecek bir noktaya gelmiştir. Ümmet adeta patlamaya hazır bir bomba gibi. Endonezya’dan Fas’a kadar her yerde durum aynı.
Ey Pakistan silahlı kuvvetleri subayları! Sorumluluğunuzun farkına varın! Siz ulus-devletin askerleri değilsiniz; siz Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in askerlerisiniz ve bu ümmetin koruyucularısınız! Kariyer peşinde koşan subaylar olmak yerine, Ensar’ın izinden gidin. Hatırlayın, bir avuç Ensar, İkinci Akabe Biatı’nda Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem nusret vererek tarihin akışını değiştirmiştir! Roma ve Pers gibi dönemin süper güçleri hezimete uğratılmış ve İslam Devleti yüzyıllar boyunca dünyanın lider devleti olmuştur.
Bugün, Romalıların ardılları, Müslümanların hayatına, malına, onuruna ve haysiyetine saldırmakla kalmayıp, Peygamberiniz Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in kutsiyetini de ayaklar altına almışlardır. Hadi harekete geçin ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kurulması için Hizb-ut Tahrir’e nusret vererek tarihin bir parçası olun! Raşidi Halife, Batı’nın kalbinde kesintiye uğrayan fetih sürecini kaldığı yerden devam ettirecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
وَمَنۡ يَّـتَّـقِ اللّٰهَ يَجۡعَلْ لَّهٗ مَخۡرَجًا ۙ وَّيَرۡزُقۡهُ مِنۡ حَيۡثُ لَا يَحۡتَسِبُ ؕ وَمَنۡ يَّتَوَكَّلۡ عَلَى اللّٰهِ فَهُوَ حَسۡبُهٗ ؕ اِنَّ اللّٰهَ بَالِغُ اَمۡرِهٖ ؕ قَدۡ جَعَلَ اللّٰهُ لِكُلِّ شَىۡءٍ قَدۡرًا “Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah’a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.” [Talak 2-3]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |