Cuma, 27 Rebiu’l Evvel 1447 | 2025/09/19
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: PK-BA-2025-MB-TR-30 H. 23 Rabi-ul Evve 1447
M. Perşembe, 18 Eylül 2025

Yahudiler Adeta Kendi Mezarlarını Kendi Elleriyle Kazıyorlar, Ancak Arap ve Müslüman Ülkelerin Yöneticileri İslam Ümmetinin Onları Mezara Gömmesine Engel Oluyorlar

Gazze’de Yahudi varlığının bombardımanı altında siviller can verirken, apartmanlar, üniversiteler, okullar, hastaneler ve mescitler hedef alınırken, hatta çadırlar dahi yıkılırken, Arap ve Arap olmayan Ruveybida yöneticiler Doha’da “utanç ve rezalet zirvesi”nde bir araya geldi ve bir karara varamadan dağıldı. Katar’ın Doha şehrinde düzenlenen sözde Arap-İslam Acil Zirvesi, o Ruveybida sürüsünden beklendiği gibi, göstermelik kınamalardan ve timsah gözyaşlarından başka bir sonuç doğurmadı. İşin en alçakça yanı ise, bu göstermelik kınamaların bile Gazze ve Doha’da can veren şehitler için değil, kendi kurdukları o ‘Doha İmparatorluğu’nun sahte egemenliği tehlikeye girdi diye yapılmış olmasıdır! Gazze’de on binlerce kardeşimiz şehit edilirken, bu soykırım için tek bir kelime etmeye bile tenezzül etmediler. Zirveden cılız bir kınama açıklaması dahi çıkmadı. Ama bunun yerine o Ruveybida sürüsü, ‘İsrail’in Doha’ya saldırısını’ kınayan bir bildiri yayınlayarak bunu ‘apaçık, haince ve korkakça’ bir eylem olarak nitelendirdi. Zirvenin sonuç bildirgesi ise, insanlık için çıkarılmış en hayırlı ümmetin başına musallat edildikleri günden bu yana tüm İslam Dünyası’nda sürdürdükleri o korkak politikanın dışına zerre kadar çıkmadı.

Bu maskaralığa katılan Amerikan uşakları, zirve marjında bir araya gelerek asıl gündemleri ve dertlerinin İslam ve Müslümanlarla savaşmak olduğunu vurguladılar. İslam ve Müslümanlarla mücadele kararlılıklarını dile getirdiler. İşte bu kapsamda Mısır Cumhurbaşkanı Abdul Fettah es-Sisi, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile zirve marjında bir araya geldi. Mısır Cumhurbaşkanlığı Resmi Sözcüsü Büyükelçi Muhammed eş-Şinnavi, es Sisi’nin görüşmeye, Pakistan’da yaşanan son sel felaketi ve 13 Eylül’deki terör saldırısında hayatını kaybedenler için Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini sunarak başladığını belirtti. Şennâvî ayrıca, Mısır rejiminin terör ve aşırılığın her türünü kınadığını ve güvenliği ile istikrarı tehdit eden bu olguları kesin bir dille reddettiğini söyledi. Pakistan Başbakanı ise Mısır’ın bölgesel gerilimi düşürmedeki aktif rolünü överek, Kahire’nin Gazze’de ateşkes sağlanması yönündeki arabuluculuk çabalarını ve sivillerin acılarını hafifletme girişimlerini takdirle karşıladığını ifade etti. Başbakan ayrıca, İran ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı arasındaki işbirliğinin yeniden başlamasına yönelik anlaşmanın sağlanmasındaki kolaylaştırıcı rolü nedeniyle de Mısır’ı tebrik etti.

Tüm bu tiyatro, Mübarek Toprak Filistin’de olanlar yüzünden ümmetin kanının kaynadığı, kanının beynine sıçradığı, Gazze ve Filistin’deki çaresiz bırakılmış kardeşleri için ciğerleri ve yüreklerinin yandığı bir zamanda yaşanmıştır. İslam ümmetinin, Yahudilerle savaşmak için harekete geçtiği bir zamanda gazaba uğrayanlar, iki milyarlık ümmeti pervasızca kışkırtmaya ve provoke etmeye devam etmiştir. Sanki tüm bu yaptıklarıyla, ‘Kendi ellerimizle kazdığımız bu mezarlara bizi neden gelip gömmüyorsunuz?’ diye adeta meydan okuyorlar. İşte böylesi bir zamanda o Ruveybida sürüsü Doha’da bir araya geliyor, oysa yönettikleri ümmet, eğer isterse dağları yerinden sökebilecek potansiyele sahiptir! Hal böyleyken, o toplantıya katılan ülkelerin en küçüğünün bile karşısında duramayacak olan işgalci Yahudi varlığını, İslam Ümmeti nasıl olur da ezip geçemez?!

Artık bu bilmecenin cevabı, yakın uzak herkes için gün gibi aşikardır. Bu yöneticiler, İslam ümmetinin sadık ve samimi liderleri değildir. Onlar, Batılı sömürgeci güçlerin birer ajanı ve Siyonist işgalin vefalı bekçileridir. Hatta birçoğu, Yahudilerle aynı saftadır. Onların yegâne işlevi, İslam beldelerindeki Batılı çıkarlara bekçilik etmek ve İslam dünyasının kalbine yerleştirilmiş bir kanser uru ve Batı’nın ileri askeri üssü olan Yahudi varlığını korumaktır. Bunun yanı sıra, İslam ümmetinin birlik ve bütünlüğüne engel olmak ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet’in kurulmasını engellemek için çalışmaktadırlar.

O halde bu yöneticileri ortadan kaldırmak ve böylece Batı’nın İslam toprakları üzerindeki etkisini silip atmak, eskisinden çok daha acil ve zorunlu bir hale gelmiştir. Bu görev, özellikle Müslüman topraklardaki güç ve kuvvet ehline, yani Müslüman ordulara ve en başta da mücahit Pakistan Ordusu’na düşmektedir. Pakistan silahlı kuvvetleri içindeki samimi subayların, Hizb-ut Tahrir’e nusret vermeleri şeri bir yükümlülüktür. Bu eylem, vicdanlarını aklayacak, yeniden izzete kavuşmalarını sağlayacak ve o Ruveybida liderlerin lekelediği Şer’i sorumluluklarını yerine getirmelerine imkân verecektir. Aksi takdirde, ahirette hüsrana uğramadan önce bu dünyada rezil ve rüsva olacaklardır. O samimi subaylar, ne zaman Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e yardım etmek üzere Hizb-ut Tahrir’e nusret verecekler? Hizb-ut Tahrir Hilafet’i kuracak, Allah’ın indirdikleriyle hükmedecek, orduları hazırlayıp Mübarek Toprak Filistin’i özgürlüğüne kavuşturacak, evladını yitirmiş annelerin, çocukların ve yaşlıların intikamını alacak ve Siyonist işgali kendi elleriyle kazdığı mezara gömecektir?

Bu onur yalnızca hak edenlere layıktır. Öyleyse güç ve kudret ehli arasından kim, ahiret azabından kurtulup cennetin ebedi saadetine ermek için Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e yardım etme şerefine layık olduğunu ispatlayacaktır? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قَاتِلُوا الَّذِينَ يَلُونَكُمْ مِنَ الْكُفَّارِ وَلْيَجِدُوا فِيكُمْ غِلْظَةً وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ“Ey iman edenler! Kâfirlerden yakınınızda olanlara karşı savaşın ve onlar sizde bir sertlik bulsunlar. Bilin ki, Allah muttakiler ile beraberdir.” [Tevbe 123]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan
Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813
https://bit.ly/3hNz70q
Fax: +(92) 21–520–6479
E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER