Ekim ayının ilk haftasından beri kontrol hattı boyunca Keşmir'de saldırılara başlayan Hindistan, üç gün boyunca Kurban Bayramı'nda bile hız kesmeden saldırılarına devam etti. Bu saldırılar sonucunda bir kaç Müslüman şehit oldu. Siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, Hindistan'a hem fırsat verdiler hem de teşvik ettiler. Amerikan talimatları doğrultusunda rejim, Hindistan saldırganlığına karşı Pakistan'a yaraşır bir cevap vermedi, Hindistan'a fiili durumunu hissettiren bir misilleme yapmadı. Bunun yerine Hindistan'ı sağduyuya davet ederek günü kurtarmaya çalıştı! Rejimin cılız ve zayıf tepkisi, Müslüman dünyasının en büyük ve en güçlü ordusunun yüzüne atılmış bir tokattır. Bu yozlaşmış rejimin, Hindistan'ın anlayacağı bir dilde asla cevap veremeyeceği açıktır. Dolayısıyla pes eden rejim, silahlı kuvvetlerin subaylarından Müslümanların kanı oluk oluk akarken sessizce izlemelerini ve yüreklerindeki imana taş basmalarını bekliyor. Rejimin zayıf yanıtı, Hindistan'ı o kadar çok kamçılamış olmalı ki Hindular, kontrol hattı üzerinde tırmanan gerginlikten bile endişe etmediler. Aksine Hindistan Savunma Bakanı, Hindistan askeri eylemi karşısında Pakistan'ı tehdit etti! Sanki Hindistan devleti, nükleer silaha sahip Müslüman bir güce değil de, oldukça küçük ve zayıf Muz Cumhuriyetine hitap eder gibi Pakistan'ı tehdit etti.

Amerikan talimatları doğrultusunda siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, bölgede daha baskın rol oynasın diye Hindistan'ı güçlendirmek için her fırsatı sunuyorlar. Amerika, Hindistan'a Afganistan'da güvenli bir üs verdi, ama bu hainler, bunu engellemek için hiçbir şey yapmadılar. Ayrıca rejim, gaz tedarik yollarının güvenliği için Hindistan'a, Müslüman Orta Asya'ya ayak basabilecek bir kara koridoru sağlamak için onunla görüşmeler yaptı. Üstelik bu hainler, silahlı kuvvetlerimiz Hindistan ile konvansiyonel savaş yeteneğini kaybetsin diye aşiret bölgelerinde ve diğer yerlerde Amerika'nın yürüttüğü savaşta silahlı kuvvetlerimizi savaş bataklığına sürüklediler. Bu nedenle Gücerat Müslümanları kasabı Hindistan Başbakanı Narendra Modi, küstahça 12 Ağustos 2014 tarihinde "Pakistan'ın, konvansiyonel savaş gücünü kaybettiğini." ilan etti.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, sizin saygınlık ve gücünüzü yok ediyorlar. Hindistan'ın bölgedeki hâkimiyetini ve güç kaybınızı nasıl kabul ediyorsunuz? Ayrıca rejim, sizin gücünüzü Afganistan ve Keşmir'de Amerikan ve Hindistan işgaline karşı savaşan mücahitler karşısında Amerikan çıkarları için kullanmaya çalışıyor. Aziz ve Kaviyy olan Allah Subhânehu ve Teâlâ önünde korumaya yemin ettiğiniz o insanların Hindistan tarafından öldürülmesini nasıl kabul ediyorsunuz? Utançtan başınız öne eğik şekilde Allah Subhânehu ve Teâlâ huzuruna çıkmayı istiyor musunuz?

Ey silahlı kuvvetlerin samimi subayları! Haydi, bir adım öne çıkın ve hem sizin hem de ümmetin Amerika ve Hindistan eliyle aşağılanmasını ilelebet sona erdirin. Hilafetin kurulması için nusret verin. Hilafetin kurulmasında hem sizin için hem de halkınız için zafer vardır. Ve sonra Halife, Müslümanların muhteşem silahlı kuvvetlerine Keşmir ve Afganistan'ı kâfir güçlerin işgal pisliğinden temizlemek için emir verecektir.

فَلاَ تَهِنُواْ وَتَدْعُوۤاْ إِلَى ٱلسَّلْمِ وَأَنتُمُ ٱلأَعْلَوْنَ وَٱللَّهُ مَعَكُمْ وَلَن يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ "Üstün durumda iken gevşeyip barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O amellerinizi asla eksiltmeyecektir." ^{[Muhammed 35]}